Havva Gümüşkaya / BirGün – TÜİK’in 2025 yılı gelir dağılımı verileri, eşitsizliğin kalıcılaştığını gösterdi. Nüfusun yüzde 90’ı gelirin yüzde 67’sini paylaşırken en zengin yüzde 10 tek başına yüzde 33’ü aldı. Yüksek faiz ortamında banka faizi ve temettü gibi gelirlerin payı 1,3 puan arttı.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2025 yılı Gelir Dağılımı İstatistiklerinin sonuçları, gelir dağılımındaki eşitsizliğin sürdüğünü, en yüksek gelir grubunun hâlâ toplam gelirin yarısına yaklaşan bir gelir payına sahip olduğunu ortaya koydu. Gelir dağılımındaki toplumun geniş kesimlerinin aleyhine oluşan tablo değişmedi.
Verilere göre en zengin tabakayı oluşturan yüzde 20’lik grubun toplam gelirden aldığı pay 1 puan azalarak yüzde 48 olurken en düşük gelire sahip yüzde 20’lik grubun aldığı pay ise 0,1 puan artarak yüzde 6,4 oldu.
TÜİK verilerine göre en yoksul yüzde 5’lik grubun gelirden aldığı pay yıllardır aynı düzeyde seyrediyor. En zengin azınlığı oluşturan yüzde 5’lik gelir grubundakiler toplam gelirin yüzde 22,8’ini alırken en dipteki yüzde 5’lik gelir grubu toplam gelirin yüzde 1’ini alabildi.
2024 yılı itibarıyla nüfusun yüzde 90’ı toplam gelirin yalnızca yüzde 67’sini alabilirken en zengin yüzde 10’luk kesim tek başına gelirin yüzde 33’ünü elde etti. Türkiye’de gelir pastasının üçte biri hâlâ nüfusun küçük bir azınlığının elinde toplanıyor.
Sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımında eşitliği, bire yaklaştıkça gelir dağılımında bozulmayı gösteren Gini katsayısı bir önceki yıla göre sınırlı azalış ile 0,410 olarak tahmin edildi. Tüm sosyal transferler hariç tutulduğunda Gini katsayısı 0,473, emekli ve dul yetim maaşı dahil diğer tüm sosyal transfer gelirleri hariç tutulduğunda ise 0,420 olarak tahmin edildi. Kâğıt üzerinde hafif bir düzelme sinyali verse de gelir dağılımındaki bozulma sürüyor.
Yüksek faiz ortamı, “parası olanın parasını katladığı” bir düzeni besledi.
YÜKSEK FAİZ GELİRİ KATLADI
Banka hesabından elde edilen faiz, finans kurumlarından veya sermaye şirketlerinden elde edilen temettü veya kâr payı geliri bir önceki yıla göre 1,3 puan artarak yüzden 4,8’den yüzde 6,1’e ulaştı. Yüksek faiz ortamında bu artış, üst gelir gruplarının ‘sermaye geliri’ kanalıyla daha hızlı ayrışmasına zemin hazırladı.
Toplam gelir içerisinde en yüksek payı, yüzde 49,7 ile bir önceki yıla göre 0,9 puan artan maaş ve ücret geliri aldı. İkinci sırayı yüzde 18,3 ile önceki yıla göre 2,5 puan azalan müteşebbis geliri alırken üçüncü sırayı yüzde 18,2 ile sosyal transfer geliri oluşturdu.
Tarım gelirinin müteşebbis geliri içindeki payı yüzde 15,6 olurken emekli ve dul-yetim aylıklarının sosyal transferler içindeki payı ise yüzde 89,3 olarak gerçekleşti.
EN DÜŞÜK GELİR TARIM SEKTÖRÜNDE
Faaliyet koluna göre esas iş gelirleri sektörel ayrımda incelendiğinde en yüksek yıllık ortalama gelirin 426 bin 045 TL ile hizmet sektöründe, en düşük yıllık ortalama gelirin ise 237 bin 461 TL ile tarım sektöründe olduğu görüldü. Bir önceki yıla göre yıllık ortalama esas iş gelirinde en yüksek artış yüzde 79 ile inşaat sektöründe yaşanırken bunu yüzde 75,8 ile hizmet sektörü izledi. En düşük artış ise yüzde 54,4 ile tarım sektöründe gözlendi. Bu da tarımda gelir seviyesinin düşük olmasının yanında gelir artış temposunun da diğer sektörlere göre daha zayıf kaldığına işaret ediyor.
∗∗∗
AKP’NİN ‘TARİHİ EŞİK’ DEDİĞİ TARİHİ SEFALET
AKP’nin tahminleri de ‘temennileri’ de gerçek verileri gizleyemiyor. Yoksulluk kendini göstermeye devam ederken rejim, adil olmayan pastanın büyümesiyle övünüyor. Yoksulun burada aldığı pay daralırken esas zenginler büyüyor. Aralık ayının başında ekonomi programına övgüler yağdıran Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, ülkenin nasıl büyüdüğünü anlatmış, Türkiye ekonomisinin yıllık ortalama yüzde 5,4’lük oranla dünya ortalamasının iki katı kadar büyüdüğünü söylemişti. Yılmaz, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da överek bahsettiği kişi başına milli gelirde “Tarihi eşikteyiz” demişti. “2024 yılında kişi başına düşen milli gelirin 15 bin dolar olduğunu hatırlatan Yılmaz, yıl sonu tahminlerinin kişi başına gelirde 17 bin 748 dolar olduğunu söylemiş, “Satın alma gücünde İtalya’yı geçtik” ifadelerini kullanmıştı.
Gerçekler verilerle bir kez daha ortaya kondu. TÜİK’e göre yıllık ortalama eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert geliri 332 bin 882 TL oldu. Kişi başı ortalama geliri anlatan bu tutar, aylık 27 bin 740 TL’ye denk geliyor. Tutar, asgari ücret komşuluğunun yaygın ve ortalama olduğunu bir kez daha ortaya koyarken 17 bin 748 dolarlık tahminin yanına yaklaşamadı.
AKP’li Yılmaz’ın bahsettiği tutar, aylık 1479 dolara, güncel kurla 63 bin 486 TL’ye denk geliyor. Ortalama bir yurttaş bu gelirden faydalanmıyor.
∗∗∗
ASGARİ ÜCRET RESMİ GAZETE’DE
Daha açıklandığı an açlık sınırının altında kalan 2026 yılı asgari ücreti, Resmi Gazete’de yayımlandı. Buna göre, bir işçinin günlük normal çalışma karşılığında asgari ücreti, 1 Ocak 2026 – 31 Aralık 2026 tarihleri arasında 1101 TL olarak tespit edildi. Karara göre, Komisyon tüm yurtta tek asgari ücret uygulanmasına karar verirken 2026 yılı Ocak-Aralık döneminde asgari ücret desteğinin aylık 1270 TL olarak sürdürülmesi için desteğin kapsamı ile usul ve esaslarının yeniden belirlenmesi önerildi. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun 12 Aralık 2025’te başladığı çalışmalarını 23 Aralık 2025 tarihine kadar sürdürdüğü, bu süreçte yapılan üç toplantı sonucunda kararın alındığı bildirildi. Karar, işçi temsilcilerinin toplantılara katılmamalarına karşılık, toplantıya katılan üyelerin oy birliğiyle alındı.
∗∗∗
ORTA GELİRLİ KAYDI
Gelir dağılımındaki bozulma orta sınıfı yerinden ediyor. TÜİK verilerine göre en zengin yüzde 10’da yer alanların yüzde 68,1’i, en yoksul yüzde 10’luk grupta yer alanların yüzde 58,9’u yerini korudu. Orta sıralardaki fertlerin yerini koruma oranı sadece yüzde 25 düzeyinde kaldı. Orta gruptaki her 100 kişiden yaklaşık yüzde 35-40’ı bir önceki yıla göre daha alt gelir gruplarına düştü.
Yüzdelik dilimlere göre dördüncü yüzde 10’luk gelir grubunda yer alanların yüzde 34,4’ü, beşinci yüzde 10’luk gelir grubunda yer alanların yüzde 39,8’i, altıncı yüzde 10’luk grupta yer alanların yüzde 38,8’i bir grup veya daha fazla geriledi.
• Bireysel gelir dağılımı vahim durumundayken sendika ve toplu iş sözleşmesi kapsamı işçi ücretlerinin artmasını sağlıyor.
• Enflasyona ve gelir eşitsizliğine karşı en önemli güç sendikal örgütlemedir!
∗∗∗
BÖLGESEL EŞİTSİZLİK
TÜİK’e göre yıllık ortalama eşdeğer fert geliri en yüksek hesaplanan bölge Ankara oldu. Burada yıllık ortalama gelir 449 bin 618 TL olarak hesaplanırken İstanbul 434 bin 929 TL, İzmir 405 bin 896 TL ile onu takip etti. En düşük yıllık ortalama geliri ise Van, Muş, Bitlis, Hakkari aldı. Bölgede yıllık ortalama gelir 172 bin 552 TL olarak açıklandı. Yoksul ve zengin gelir grupları arasındaki uçurum en çok Kırıkkale, Aksaray, Niğde, Nevşehir, Kırşehir’i kapsayan bölgede, 8,5 olarak hesaplandı. Antalya, Isparta, Burdur bölgesi 8,3 ile; Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan bölgesi 8,1 ile eşitsizlikte onu takip etti. BirGün
Bu habere emoji ile tepki ver
😡
0
Kızgın🤣
0
Hahaha👍
0
Beğendim.❤️
0
Muhteşem😢
0
Üzgün😮
0
İnanılmaz











