Aygün’ün görüşmeye ilişkin notları şu şekilde:
Bugün sabah, Ankara Barosu Cezaevi İzleme Komisyonu üyesi avukat Cem Cihan ile beraber, İçişleri Bakanının ‘terör örgütü üyesi’ ilân ettiği Semih Özakça‘yı, tutulu bulunduğu Sincan F 1 Hapishanesinde ziyaret ettim.
* Semih bugün açlık grevinin 81. günündeydi,
* Açlık grevi boyunca 21 kilo kaybetmiş,
* ‘Tutuklanmamız talimatla oldu’ diye konuştu,
* Hapishaneye 5 gündür konulduğu halde hakkında 2 soruşturma birden açılmış: Biri ‘açlık grevi yapmak’tan, öteki ise ‘ayakkabılarını çıkardığı halde eline alıp sallamayı reddettiği’ gerekçesiyle,
* İkinci soruşturmayı anlamanız için açıklayalım: Avukat görüşüne gelen her tutuklunun ayakkabıları zorla çıkartılıyor ve tutuklunun eline alıp sallaması gerekiyor, bu işlem gelişte de gidişte de mecburi tutuluyor, hapishanede konulan keyfi ‘kurallar’dan biri de bu,
* İlk 2 gün tek başında bir hücrede kalmış, daha sonra ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ iddiasıyla tutuklanan bir genci yanına vermişler,
* Hapishaneye girdiği anda doktor kendisini muayene etmiş ve ‘açlık grevini bırak’ telkininde bulunmuş, Semih kabul etmemiş,
* Günde 3 defa sağlıkçı kontrol ediyor, şeker, tansiyon ve nabız ölçümü yapıyor,
* Hapishane yönetimi B 1 vitamini almasına engel oluyor, B 12 veriyor, Semih ‘B 1 alamadığımdan güç kaybım var’ dedi,
* Sağlık memuruyla biz de görüştük, ‘elinden geleni yaptığını’ bize söyledi,
* Semih, ‘Gardiyanların keyfi ve baskıcı davrandığını’ bize örnekleriyle anlattı,
* ‘Eğer hükümet işten atılanları geri alacağını taahhüt eder ve toplumsal muhalefet de bunun takipçisi olacağını deklare ederse, açlık grevini ancak o zaman bırakırız’ dedi, bu cümle önemli,
* Eşine, annesine, hepinize selam söyledi..
* Hal böyle..