Aslında bir başka yazı hazırlamıştım. Ama sevgili Faruk Eskioğlu”nun insanlık alarmını veren yazısını okuyunca insanlığın gelip saplanacağı yol ayrımında, yola devam edenin başında yeşil yapraklardan oluşan bir taç olması için neredeyse bir dua anlamı taşıyan bu şiiri yollamaktan kendimi alamadım…
Ben doğanın her gün bizden kopan bir parçası için gözyaşı dökmekten öte neler yapılması gerektiğini düşünürken, kendi sonunu düşünür gibi umutsuzluğa kapılanlardanım… Hiçbir amaç, hiç bir ideoloji doğaya ihanet edecek kadar kutsal olamaz… Ne yazık ki bugünlere gelene kadar sürekli yaratarak kendini bize karşı savunan doğa, artık savunmanın en haklı biçimlerinden biri olan karşı saldırıya geçmiştir… Bugün kendi kendini yokeden bir akrep misali kapitalizmin gelip varacağı son noktanın hepimizi içinde boğan en büyük dalga olmaması için soluduğumuz havanın bizim nefesimiz olduğunu hissetmek bile bir başlangıç olabilir…
HOŞÇAKAL İNSAN KARDEŞİM
Geç kaldın.
Zaten boşuna beklemişim.
Elinde kirli zaferlerin kupası,
Boynundaki madalyada mahşerin dört atlısı
Sormaya gerek yok artık:
İçtiğinde dudaklarindan sızan,
damarlarında azan,
çağların atıklarıyla ağırlaşmış ,
o kırmızı sıvı, şarap mı… yoksa kan mı?
Yaklaş sırrı söyleyecegim
Geç kaldığın filan da yok aslında
Bizler icin akışkan olan ölçü,
Çağları saliselere bölebilen bilincin hayal gücü.
Rakamlara saplantılı o büyük matematik
yani zaman,
evrenin ortasındaki en büyük lahit !
Gündüz ve gece,
Bir renk oyunu sadece..
Duydugun uğultu…
Ne rüzgar ne firtına..
Boşluğa çakılı bir kac yaprak.
Durağanligin titresimi!
Ne kadar zor anlatmak,
Bu yüzden bekleyisi.
Sahne dönmeyecek artık…
inmiyecek perde.
Oynatmayacak tanrı hicbir piyonu..
Nedir duyduğu ,gördügü bilincin kulisinde ?
Rol yapmıyor muydu kimse…
Gerçek miydi ona ulaşan ahlar ve günahlar
Boş koltukları mı selamlıyor şimdi
sonu gelen vezirler filler ve sahlar
Hosçakal insan kardesim !
Avucunda hala bir kader cizgisi olabilirdi
Böyle kanlı olmasaydı ellerin..
Ve ne yazık ki…
Bu yağmur temizlemez seni.
Çünkü nükleer !
Bu yağmur sana degil ama bana,
çağların ve şu ölü evrenin
binbir hatırasını yükler.
Oysa aynı ışıktan yola cıkmıştık
Gölgem uzayıp gidiyor önüm sıra..
Ama doğuşu yakın yepyeni bir güneşin..
Bitti benim bekleyisim
Hoşçakal insan kardesim !