Afrika Gazetesi kurşunlandı.
Fikir özgürlüğüne, basın özgürlüğüne, düşünce özgürlüğüne vurulan en büyük darbe bu.
Düşünen insanlar, birde üstüne üstlük düşündüğünü yazıya döken insanlar tehlikeli olarak görülür.
Ve beğenmediği fikre karşı fikir üretemeyen kişiler, becerebildikleri yöntemle karşı koymaya kalkarlar fikir işçilerine.
Kimi zaman kurşunlayarak, kimi zaman bombalayarak, kimi zamanda senaryolar yazarak…
Haince, canice, ama kapasite ölçüsünce…
Ellerinden gelen budur o kişilerin.
Lakin bazı olayların “gizi kendinden menkul”dur.
Bizim gördüğümüzle, perde arkası çok farklıdır birbirinden.
***
Müslüm Gündüz-Ali Kalkancı-Fadime Şahin olayı gibi…
Refahyol hükümetinin sonunu hazırlayan 28 Şubat süreci bu üçlünün sonradan kumpas olduğunu öğrendiğimiz hikayesiyle başlamıştı.
Güzeller güzeli tesettürlü genç kız, dedesi yaşındaki Müslüm Gündüz’le basılıyor ve medyaya şahane bir malzeme sunuyordu.
Günlerce gözyaşı döktü ekranlarda. Gözyaşı döktükçe güzelleşti…
Eşarpları konuşulmaya başlandı güzel kızın. Sonrasında da makyajı…
Bir göz makyajı ancak bu kadar güzel yapılabilirdi ki hala aklımdadır.
Hikayenin birde gizli kahramanı vardı: Ali Kalkancı…
Kalkancı aslında başrol olduğu bu filme sonradan dahil oluyordu.
Çünkü, basılmayla başlayan filmi geri sardığımızda, Gündüz’ün sadece ‘hülleci’ olduğu anlıyorduk… Ali Kalkancı’ya olan aşkı yüzünden bir geçiş noktası olarak kullanıyordu Fadime Müslüm dedeyi.
Bitmedi… Birde Burberry eşarplı bir kadın daha çıktı karşımıza; Emire Kalkancı. Bu da Fadime’nin biricik aşkı Ali Kalkancı’nın eşiydi.
***
Kafanız karıştı biliyorum ama sorun değil, zaten bizim bildiklerimizde doğru değilmiş!
Fadime mağdur değil, Müslüm Gündüz hoca değil, Ali Kalkancı ise karısının Burberry’sine rağmen zengin değilmiş!
Refahyol iktidarının yıpratılması adına yazılan ve oynanan bir senaryoymuş.
Bunu yıllar sonra öğrendim. Gerçi öğrendiğimin de ne kadar doğru olduğunu bilmiyorum ama söylenen bu. 28 Şubat sürecinde Aczimendi Tarikatı’nın ağına düşüp iğfal edilmiş mağdur kız olarak tanınan Fadime Şahin’in aslında pavyonda çalışan bir telekız (hala inanamıyorum), TV ekranlarını uzun süre meşgul eden ‘irtica’ haberlerinin başlıca konuğu, Fadime Şahin’in “Bana tecavüz etti” dediği sahte Şeyh Ali Kalkancı’nın da işsiz güçsüz bir alkolik olduğu Yeni Şafak’ın yayınladığı Ergenekon davasına gizli tanık olan kişinin ifadelerinde yer aldı.
Hepimiz, önce Ali Kalkancı sonra da Müslüm Gündüz tarafından kandırılıp, iğfal edilen, mazlum, hıçkırıkları yürek parçalayan bu genç kızı konuşmuştuk. İktidarda muhafazakar insanlardan oluşan Refahyol hükümeti varken konuşuyorduk bunu.(Hani 96-97 yılları arasında Süleyman Demirel ile Necmettin Erbakan arasında kurulan hükümet) Fadime Şahin ağlıyor, medyanın ateşlediği halk, iktidardakilerle eş tuttuğu Ali Kalkancı ve Müslüm Gündüz’e lanetler yağdırırken, darbeye giden süreçte plan hızla işliyordu.
Sonuç mu? Her görünen gerçek değildir, her gerçek ise göründüğü kadarıyla sınırlı değildir…
***
Türkiye siyasetinin önemli siması Prof. Dr. Necmettin Erbakan hayata gözlerini yumdu. Kaderin bir tecellisi, 28 Şubat tarihinde toprağa verilecek Erbakan…Nur içinde yatsın…
