ALMANYA’DAN… Küpeli Padişah

1983 yılında bir anaokulunda staj yapmaktaydım.

Almanya’nin o ünlü faşing dönemindeydik ve programımız gereği hem eğitmenler hem de çocuklar korsan motifine uygun kılıklara girecektik.

Ben de korsan olmayı sanırım fazla ciddiye aldım. Gerekli tüm malzemeyi tedarik ettim.

Hatta bir de küpe buldum. Ne de olsa korsan dediğinin küpesi olmadan olmazdı.
İşte tam bu sırada akrabalarımdan biri alay edercesine “erkek adamın küpesi olmaz” diyerek aklınca bana takıldı.

Ertesi gün soluğu kuyumcuda aldım. Aslında bir günlük sahte küpe takmayı düşünen bendeniz “kahramanca” bir bayan tezgahtara sol kulağımı uzattım ve o günden beri sol kulağımda bir küpe deliği ile yaşamaktayım.

“Eğer erkeklik küpeyle ölçülecekse, alın şimdi ne yapacaksınız” tavrı idi o delikanlılık yıllarında yaptığım.

Sonra uzun yıllar küpeli yaşadım. Üstelik o yıllarda Türk erkekleri genel olarak küpe takmaya pek cesaret edemediklerinden de orijinal olan bu durumun çoğu kez “oldukça avantajlı” olduğunu fark ederek geçti zaman.

Tabii küpe taktığım kulaktan kulağa İstanbul’a da ulaşınca annem ve babam ilk iş olarak ansiklopedileri karıştırdılar ve eşe, dosta gerekli açıklamayı hazırladılar: Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim’in de küpesi vardı!

Tarihte hem cesaretleri hem de “erkeklikleri” ile namlı “küpeli” Türk büyükleri anne ve babamın küpeli oğullarını savunmalarını kolaylaştırdı.

O zaman yediğimiz, içtiğimiz ayrı gitmeyen arkadaşım Cem Özdemir ve ben Almanya’daki ilk Türk kökenli “küpeli” politikacılar olarak çevremize bol, bol konu olduk.
 
Sonunda Almanya’da yaşamakta olan Türk gençleri de küpeyi keşfedip, zevkli ve de zevksiz binbir çeşit küpeyle dolaşmaya başladığında biz artık küpelerimizi rafa kaldırmıştık.

Şimdi benim o yıllardan kalan küpelerim oğullarım da. Çünkü onlar da gayet doğal bir olay olarak sol kulaklarını küpe tabancasına uzattıklarında on yaşlarında idiler.
Evet size bu küpe öyküsünü anlattım. Çünkü son günlerde Türkiye’de olan bir takım olaylar üzülmeme neden oldu.

7 Nisan 2006 günü Ankara’da Gazi Üniversitesi Endüstriyel Sanatlar Eğitim Fakültesi Mali Hukuk Araştırma görevlisi Remzi Altunpolat bir politik “magandalar” grubu tarafından dövüldü. “Burası Gazi, burada küpe takıp, saç uzatamazsın” demiş onu linç etmeye kalkanlar.

Ne komik değil mi ?

“Erkeklik” adına küpe takan bir erkeğe saldıran üniversite öğrencileri acaba böyle kalabalık olmadıklarında tek kişiye karşı aynı şekilde cesur olurlar mıydı, pek sanmıyorum.

Üstelik o çok severek seyrettikleri “Kurtlar Vadisi’ndeki” “yavrukurtlardan” biri de uzun saçlı değil miydi ?

Bu olayın ardından Ankara’da Ziraat Fakültesi’nce düzenlenen “2. Cansuyu Bayramı Etkinlikleri” “sallama” bıçaklı ve sopalı bir grubun saldırısına uğradı. Kızlı erkekli, yani gayet normal eğlenen öğrenciler bu nedenle yaralandılar.

Gerçekten sormadan edemiyorum: “Hangi çağda ve ülkede oluyor bu olaylar ?” diye.
“Erkekliği küpeyle ölçen”, “kızlı, erkekli halay çekenlere namus bekçiliği yapan” ve benzeri nedenlerle çevrelerine terör estiren bu “erkeklik müsvettesi” magandalar ya son dönemde sayıca oldukça arttılar ya da ortamı müsait bulduklarından kendilerini daha belirgin hale getirmekteler.

Eğer Türkiye’de her Avrupa ülkesinde olduğu gibi gayet normal görünümlü uzun saçlı, küpeli gençler can güvenliğinden yoksun bir şekilde sokakta yürümek zorunda kalıyorsa, kızlı erkekli eğlenceler saldırıya uğruyorsa ve kadınlara yönelik şiddet faklı boyutlara varıyorsa bu sorunu görmezlikten gelemeyiz.

Bu kültürel sorun ve cahillik yarın belki de Türkiye açısından AB yolunda büyük bir engel olmaya aday.

Türkiye’deki bu cahilliğin Almanya’ya yansıması Berlin’de yaşandı.
 
Hatun Sürücü adlı kızkardeşini aile onayıyla katleden Ayhan Sürücü’nün maalesef ki sadece dokuz yıl üç ay hapis cezası almasının ardından duruşmayı izleyen kız kardeşlerinden biri zafer işareti yapınca tüm Almanya ayaklandı.

Berlin İçişleri Senatörü bu aileye “eğer bir parça onurları var ise Almanya’yı terk etsinler” dediğinde kardeş katili Ayhan Sürücü  Almanya’da rahat yaşama olanağı olmazsa Türkiye’ye geri döneceğini duyurdu.

Bu ne anlama geliyor Almanların gözünde: “Namus uğruna kızkardeşini öldürdüğünde Almanya’da barınamasan da sorun yok Türkiye’de rahat edersin.” ise çok acı!

Evet gelinen bu noktada eğer Türkiye’de bu cahilliğe karşı savaş açılmazsa günü geldiğinde AB üyeliği için yapılacak olan referandumlarda AB Kamuoyu “biz bu ülkeyi istemiyoruz” derse kimse şaşırmasın.

Çünkü kimse küpe takanları dövenleri, elele dolaşanlara saldıranları ve kadın erkek eşitliğini yaşadıkları için “namussuz” diye tanımladıkları akrabalarını öldürenleri komşu olarak istemiyor.

Siz ister miydiniz ?

1614760cookie-checkALMANYA’DAN… Küpeli Padişah

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.