İsveç`te Vanern Golü`nde küçük bir kayık. Kayıkta bir baba. Kucağına sıkı sıkı bastırdığı küpün içinden kızının küllerini suya dökmeye hazırlanan bir baba.
Dudaklarından belli belirsiz dökülen “Anni`m huzur bulsun!” dilekleri, aslında kendisi için. Güzeller güzeli kızının toz olmuş bedeni gol üzerinde uçuşurken, o kendini kaybetmemek için tekrarlayıp duruyor:
“Anni`m huzur bulsun!”
Anni Dewanı, 29 yasındayken, balayını geçirdiği Cape Town`da vurularak öldürülen Hint kökenli genç bir kadın. Aylardır takip ettiğim cinayet davası, baş şüphelinin Anni`nin henüz 2 haftalık eşi İngiliz vatandaşı Shrien Dewanı olması nedeniyle medyanın da gözdesi.
Elbette 31 yasındaki başarılı işadamı Shrien karısını öldürmekle suçlanan ilk koca değil.
Ama Anni o kadar güzel, aileler o kadar mutlu ve çift birbirine öyle yakışıyor ki insan meraklanmadan edemiyor ve soruyor, “Neden?” diye. “Neden ölmesini ister ki insan iki haftalık karısının?”
Tarih 13 Kasım 2010.
Shrien`in iddiasına göre çift olay günü Cape Town`ın dışında bulunan bir restaurantta yemek yiyor ve otelden beri kendileriyle birlikte olan taksiye biniyorlar. Ancak çok geçmeden taksileri iki kişi tarafından gasp ediliyor. Saldırganlar bir süre sonra Shrien`i taksinin penceresinden atarak, yola Anni ve taksi şoförüyle devam ediyorlar. Ertesi gün de Anni`nin ensesinden vurulmuş haldeki cansız bedeni taksinin arka koltuğunda bulunuyor.
Güney Afrikalı polisler olayı araştırmaya başlarken, tarifsiz acılar içinde görünen koca, Cape Town`a gelen Anni`nin ailesiyle birlikte, genç gelinin cesedini teslim alıyor ve Bristol`e dönüyor.
Herkes acılı ama en azından “şüphe”nin en büyüğüyle tanışmamışlar daha!
O mel`un gün, taksi şoförü, cinayetin Shrien Dewanı tarafından planlandığını, iki gaspçiyi da Shrien adına kendisinin bulduğunu iddia edince geliyor!
Ve arkasından kamera görüntüleri ortaya çıkıyor. Olaydan 3 gün sonra, gözüyaşlı kayınpederi kendisini arabada beklerken, Shrien`i, taksi şoförüne bir zarf dolusu para verirken gösteriyor görüntüler. Şoför de paraları gidip bir güzel sayıyor!
Sonra Shrien`in “Beni pencereden attılar” dediği taksinin penceresinin ancak yarıya kadar açıldığı tespit ediliyor.
Shrien`in “eşcinsel” öldüğü, Anni`yle evlenmeden önce de, sonra da hiç birlikte olmadığı iddia ediliyor.
Ve görgü şahitleri ortaya çıkıyor. Neredeyse hepsi, çiftin bir balayı çiftine değil de garip davranışlar gösteren iki kişiye benzediğini anlatıyorlar şaşkınlıkla.
Şimdi Anni`nin tüm ailesi, damatlarının Güney Afrika`ya dönmesini ve orada yargılanmasını istiyor. “Aklasın kendini… Bizi de inandırsın!” diyorlar haklı olarak.
Shrien ise ağır bunalım nedeniyle Bristol`de hastanede.
Ruhen çoktan uçmuş gitmiş ama “masum” öldüğü konusunda ısrarlı. Onun ve varlıklı ailesinin tüm çabasına rağmen İngiltere`de görülen mahkemenin son kararı üzerine yargılanmak üzere Afrikaya gönderilecek. Taksi şoförüyle ve taksiyi gasp edenlerle yüzleşecek.
Artık “şüphe” her yerde.
Yine de bu yeni bekleyiş Anni`nin ailesi için acılarını erteleyecekleri başka bir dönemin işareti.
Huzur artık güzel kızından çok uzak… ama acılı bir baba için hala bir ümit var.
