AP Seçimleri: 7 Haziran

Bazı istisnalar hariç AB genelinde 7 Haziran 2009 Pazar Günü yeni Avrupa Parlamentosu seçilecek. Eski bir AP üyesi olarak “itiraf etmem” gerekir ki AP aslında AB üyesi olan “büyük ve güçlü” ülkelerde örneğin Almanya’da önem sıralamasına göre Bundestag (Federal Parlamento), Landtag (Eyalet Parlamentosu) ve Kreistag (İl Genel Meclisi) gibi kurumların ardından gelir. Hatta Frankfurt, Münih ya da Stuttgart gibi kentlerde “kent meclisleri de” AP’nin önüne geçerler. Buna karşın “ufak, tefek” AB ülkelerinde AP oldukça önemli bir rol oynar. Gerçekte AP tüm AB ülkeleri ulusal meclislerinin kanunlaştırdığı bir çok konuda “mutfak” konumundadır ve ulusal meclis üyeleri Brüksel’de kararlaştırılmış birçok konu hakkında fazla değişiklik yapma şansına sahip olmaksızın oylamalara katılırlar. Ulusal düzeyde alınan kararların en azından % 60’ı gerçekte Brüksel kökenlidir. Yani kısacası “yarısı dolu ve yarısı boş bir bardaktır” Avrupa Parlamentosu. Bu nedenle de ciddiye de alınmak zorundadır yeri geldiğinde.

2009 yılında da Kuzey Kıbrıs vatandaşları için ön görülmüş olan iki sandalye haksız yere oraya oturacak olan Rum milletvekilleri tarafından “gasp edilecek”. AB maalesef kendisinden bekleneni veremeyip bu “gaspı” mümkün kılar bir uygulamayı onaylamaktadır. Mali kaynak ayırdığı ve aslında “bal gibi tanıdığı” Kuzey Kıbrıs, AP Seçimi söz konusu olduğunda birden “var olmamaktadır”. Kuzey Kıbrıslı seçmenlerin seçtiği Cumhurbaşkanı’nı adı “toplum lideri” olarak da olsa kabul eden AB, Kuzey Kıbrıslı seçmenlerin iki AP milletvekili seçmesini engellemektedir.

AB topraklarında yaşadıkları her fırsatta dile getirilen Kuzey Kıbrıslı seçmenler hatta çoğu Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı olmalarına rağmen “seçme ve seçilme hakkından” yoksundur. Sanırım “isterlerse güneyde seçebilir ve seçilebilirler” lafına ise artık ufacık çocuklar bile gülmektedir. Rum Kesimi “tek taraflı ve hırslı politikası” nedeniyle sadece ve sadece Güney Kıbrıs’ta yaşayan Kıbrıslı Türklere bile sunmamaktadır bu iki milletvekilliğini. Bu uygulama yanlış bile olsa daha dürüst bir tavır olurdu. Ya da bu iki sandalyeyi boş bırakma “büyüklüğünü” beklemek bile düşünülmeyecek bir demokratik tavır olurdu AB üyesi Kıbrıs Cumhuriyeti’nden. Aslında bu durum AB’nin tüm temel değerleri ile çelişmektedir.

Keşke Kuzey Kıbrıs gerekli hazırlıkları yapıp 7 Haziran 2009 Pazar Günü iki milletvekilini seçseydi. Ve demokratik bir seçim sonucu seçilen iki vekil Brüksel’de haklarını talep edebilselerdi! Hatta bu iki vekilden biri örneğin CTP’den Mechtild Rothe ve UBP’den Karin Resetarits olsaydı. AB vatandaşları kendi ülkeleri dışında da aday olabilmekteler. O koskoca AP’de sonra “1984 ve 2009 yılları arasında” AP milletvekilliği yapmış Alman Rothe’yi ve “beş yıl AP milletvekilliği yapmış” Avusturyalı Resetarits’i Kuzey Kıbrıs’ın seçmenlerinin demokratik bir seçimle belirlediği temsilcileri olarak red etseydi. Bundan daha iyi bir propaganda çalışması olamazdı. Bugün “Kuzey Kıbrıs Türkler’inin haklarının gasp edildiğini” dahi bilmeyen Avusturya ve Almanya kamuoyları bu sayede bir çok gerçeği okuyacaklardı sabah kahvaltı ederken ellerinde tuttukları gazetelerde. Maalesef belki benim bilmediğim haklı bir nedenden bu adım atılmıyor. Ama mümkün olsaydı harika bir hak anlatım ve tanıtım kampanyası olurdu Kuzey Kıbrıs için!

Bu arada belirtmekte yarar var! Yeni seçilecek AP’de çoğunluğu hristiyan demokratlar oluşturacak. AB genelinde zayıf konumdaki sosyal demokrasi ikinci büyük meclis grubu olmayı aşamayacağa benziyor. Bu gelişme hem Türkiye hem de KKTC için iyi olmayacak. Üstelik Türkiye kökenli milletvekili sayısında da azalma olacak. Hollanda’dan sosyal demokrat Emine Bozkurt ve Almanya’dan sosyal demokrat İsmail Ertuğ seçilmesi kesin olan iki milletvekilimiz. Türkiye ve Kuzey Kıbrıs dostu olarak kalbimizi kazanmış olan bir başka adayın da seçimler sonrası gündeme gelebilecek bir personel değişikliğinde milletvekili olma şansı var: Almanya’da CDU’nun Hessen Eyaleti dördüncü sırasındaki Türk-Alman Sağlık Vakfı Başkanı Dr. Yaşar Bilgin’in de parlamentoda olması kesinlikle bir kazanım olacaktır. Ama genel olarak Haziran 2009’dan itibaren “Türkiye’nin AB üyeliğine çok sıcak bakmayan bir çoğunluğa sahip” ve dolayısıyla Kıbrıs konusunda haklı olarak beklemekte olduğumuz özeni göstermekten uzak bir AP ile muhatap olunacak.

Dilerim Kuzey Kıbrıs’tan gidecek olan iki gözlemci hem çok becerikli olurlar hem de zorlu: çünkü buna ihtiyaç olacak. Ben de elbette elimden geleni yapacağım!

1617060cookie-checkAP Seçimleri: 7 Haziran

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.