AP’nin yeni başkanı eski bir başbakan

Avrupa Parlamentosu (AP) Salı Günü yeni başkanını seçti ve bu seçim doğru bir tercih oldu. Avrupa Parlamentosu’nda genel olarak bugüne kadar önemli pozisyona gelen milletvekilleri daha çok uzun yıllar parlamentoda oturmuş olanlardı. Aralarında eskiden eyalet düzeyinde bakanlık gibi görevleri yapmış olanlar var idiyse de bu görevlerinin sona ermesi sonrası yıllarca uzak kalmışlardı ülke yönetiminden. Bu ise Avrupa Parlamentosu ve ulusal hükümetler arasındaki ilişkiler açısından pek yapıcı olmuyordu. AP ve ulusal hükümetler arasındaki ilişki ne derece iyi ve derin olursa o oranda hem parlamento hem de komisyon başarılı olma şansına sahipler. Aksi takdirde hükümetlerle çok iyi geçinmek zorunda olan AB Komisyonu ve hükümetler ile iyi ilişki kuramayan ve bu nedenle “muhalefet yapmış olmak için muhalif” olan bir parlamento ile uyum sağlamakta zorlanmakta. Hem hükümetlere hem de komisyona yönelik doğru kanallara sahip olamayan ve iletişim sorunu yaşayan AP etkisiz “kağıttan bir kaplan” olmak zorunda kalıyor.

Bu açıdan bakıldığında 69 yaşındaki 2004 yılından beri AP milletvekili olan Polonyalı Jerzy Buzek’in seçilmesi sevindirici. 713 milletvekilinden 644’ü tarafından seçilen Buzek 1997 ve 2001 yılları arasında Polonya’nın Başbakanı olarak hem Polonya hem de Avrupa için oldukça hassas bir dönemde sorumluluk taşımış bir politikacı. Kimyacı olan Profesör Buzek hem ülkesinde hem de AB genelinde oldukça saygın bir şahsiyet. Bu konumu AP açısından da bir kazanım.Parlamento yeni başkanı ile güçlendi. İlk eylemi de desteklemediği bir adayı AB Komisyonu Başkanı olarak seçmemek olacağa benziyor. AB Komisyonu Başkanı’nın seçiminin iki ay geciktirilmesi beraberinde yeni başkan Buzek’in diplomatik becerisi sayesinde belki de süpriz bir aday da anlaşılmasını da beraberinde getirebilir. Ya da AP büyük ödünler kopararak AB başkentlerinin istediği adaya göz yumacak. Göreceğiz.

Türkiye açısından bakıldığında AP Başkanı eski bir tanıdık. Buzek ile olumlu deneyimlere sahip Türkiye. Elbette unutmamak gerekiyor: AP’de hali hazırda Türkiye’ye sıcak bakmayan bir çoğunluk var ve AP’nin başkanı da istediği kadar Türkiye konusunda daha olumlu bir bakış açısına sahip olsun bu gerçeği göz önünde tutmak zorunda. Buna rağmen Buzek Türkiye için iyi bir gelişme! KKTC için yorum yapmakta acele etmemekte yarar var.

Tüm bu gelişmelere paralel olarak Türkiye’de ilginç bir tartışma oldukça hararetli bir şekilde yürütülmekte.
İki taraf var. Bir tarafı anlıyabiliyorum. Onlarca yıl boyunca “ayrıcalıklı” olmaya alışmış “olanın” bu nedenle de bir tür “kazanılmasa da”, “elde edilmiş haklarını” feda etmemeyi istemesi legitim diyebiliriz. “Asker” olmak “dokunulamamak” olarak algılandığı sürece “sivillerle aynı uygulamaya muhatap olmak” hiç cazip olmasa gerek!

Ancak artık “27 Mayıs’ların, 12 Mart’ların, 12 Eylül’lerin kopyalanmasının imkansız hale geldiği” bir Türkiye’de eğer Türkiye demokratik bir ülke ise ve de ordusu da demokratik ülkenin demokrasinin temel prensiplerini benimsiyorsa “askerlere sivil yargılama yolu açan” bir yasal düzenlemeden daha doğal ne olabilir?

AB üyesi olmaya kararlı olduğunu açıklayan bir ülkenin “çok özel demokratik ayrıcalıklar talep ederek” farklı bir uygulama beklentisi içinde olmasının “biz UEFA kupası maçlarına katılalım ama futbolu farklı oynuyoruz ve bu nedenle ofsayt kuralı bizim maçlarımız için geçerli olmasın” demekten farkı yok.

Bu tarz yanlış tartışma ve beklentiler de kesinlikle Türkiye’nin elini güçlendirmemekte ve ülkenin olumsuz imajının düzeltilmesini zorlaştırmakta.

Hem Türkiye hem de KKTC’nin geleceği açısından Türkiye’nin AB üyeliğnden bağımsız olarak örnek bir demokratik yapıya sahip olması çok önemli!

1617200cookie-checkAP’nin yeni başkanı eski bir başbakan

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.