Öztürk, ilgili olarak, kameranın, tutanak görevlileri ve teknik personelin TBMM Başkanlık Divanı Salonundaki toplantıları daha iyi izleyebilmeleri amacıyla yerleştirilmiş basit bir düzenek olduğunu ve istenilen işlevi yerine getirmediği için de söküldüğünü bildirdi.
Öztürk, TBMM internet sitesinden yayınlanan açıklamasında, ”bir gazetede yayınlanan haberde asılsız bilgilerin yer alması nedeniyle kamuoyunun doğru bilgilenmesi için açıklama yapılması gereği duyulduğunu” ifade ederek, bu haberin 13 Haziranda bir televizyon kanalında da yayınlandığını ve söz konusu kameranın gizli kamera olmadığının, teknik gereksinim nedeniyle konulduğunun açıklandığını belirtti. Televizyonda yayınlanan haberin ardından, TBMM Genel Sekreterliği tarafından teknik ve idari inceleme yapıldığını kaydeden Öztürk, şu bilgileri verdi:
”Yapılan inceleme neticesinde, söz konusu kameranın, Tutanak Müdürlüğü çalışanları ve diğer teknik personelin TBMM Başkanlık Divanı Salonundaki toplantıları daha iyi izleyebilmeleri amacıyla yerleştirilmiş basit bir düzenek olduğu tespit edilmiştir.
Söz konusu kameranın teknik açıdan herhangi bir ses ya da görüntü kaydı yapabilecek nitelikte olmadığı, ayrıca bir gizlilik içermediği de belirlenmiştir.
Teknik açıdan yetersiz olan kameranın hiç kullanılmadığı, bugüne kadar herhangi bir kayıt yapmadığı ve dolayısıyla bir arşivinin de bulunmadığı tespit edilmiştir.
Habere konu olan kamera, istenilen işlevi yerine getiremediği ve hiç kullanılmadığı için de bir süre sonra sökülmüştür.
Böylesine açık ve net olan bir konuyla ilgili, ‘Milli iradenin merkezi olan TBMM’de telekulak skandalı’, ‘Parlamento’da ilk kez yaşanan skandal’ ifadeleriyle haber konusu yapılması, tarafımızdan üzüntüyle karşılanmıştır.
Söz konusu haberde belirtildiği gibi, kameranın bir arşivinin bulunduğu ve bu arşivin Meclis dışına çıkarılmış olabileceği iddiası da yanlıştır.”
Öztürk, sökülen kameranın, Arınç’ın odasında değil, TBMM Başkanlık Divanı Salonunda bulunduğuna da dikkati çekti.
