Avusturya‘da kıdem tazminatı modelleri

Türkiye’de hükümet temsilcisinin açmış olduğu kıdem tazminatı tartışmasında “Avusturya Modeli” vardı. Tartışmada taraf olmam düşünülemez, tartışmanın merkezinde Türk işçisi ve onun temsilcileri olacaktır.
Bir gazeteci arkadaşımız “Avusturya Modeli” ile ilgili Eylül ayının üçüncü haftasında benimle bir söyleşi yapmıştı. Bu söyleşi yayımlanmasından sonra yaygın bir tepki buldu. Takip edebildiğim kadarıyla elli ayrı internet sitesi haberi olduğu gibi kullanmış ve çok değerli bir yazarımız da konuyu “Ananızın ak sütü kadar helal olan hakkınız elden gidiyor” adlı makalesiyle köşesine taşımıştı.
Konuşmamızda gazeteci hanım arkadaşımıza telefonda Avusturya’da yürürlükte olan üç farklı kıdem tazminatı uygulaması olduğunu, bunun birincisi Eski Kıdem Tazminatı, ikincisi Yeni Kıdem Tazminatı, üçüncüsü ise İnşaat İşçileri Kıdem Tazminatı olduğunu belirtmiştim. Bunları anlatırken de aralarındaki farkı gösterebilmek için ufak bir hesap yapmıştım. Söyleşiden sonra haberin yayımlanmasından sonra bu hesabım tam olarak ulaşmamış olduğunu gördüm.
Eski Kıdem Tazminatı 31. 12. 2002 tarihinden önce başlamış ve hala devam etmekte olan iş sözleşmelerini kapsamakta olduğunu, Türkiye’nin kendisine model olarak almaya çalıştığı Yeni Kıdem Tazminatı uygulamasının ise 1. Ocak 2003 tarihinden sonra başlamış iş sözleşmelerini kapsadığını ifade ettim. Bir de 1988 yılından bu yana yürürlükte olan İnşaat İşçileri Kıdem Tazminatı uygulamasının olduğunu, bu uygulamayı belirleyen yasanın oluşumunda sendikalar ciddi oranda etken olmuşlardı. Bundan ötürü de inşaat işçileri bu uygulamayla fazlasıyla memnundurlar. Bu memnuniyetin nedeni İnşaat İşçisi Kıdem Tazminatı Kasası’na işverenlerin ciddi oranda ödeme yapmasıdır. Kasada biriken paranın ödenmesi halinde, inşaat işçisine ağır şartlarda çalışmışlığın yorgunluğunu unutmaktadır.
Günümüzde Avusturya’da özellikle inşaat sektöründe ciddi bir taşeronlaşma olduğundan, taşeron firmalar İnşaat İşçisi Kıdem Tazminatı’na ait olmamak ve Yeni Kıdem Tazminatı Yasası kapsamında bulunmak için çok çeşitli kaçamaklar yaparak, çalışanlarını mağdur etmektedirler.
Eski Kıdem Tazminatı ile Yeni Kıdem Tazminatı arasındaki farkı rakamla anlatabilmek için bir matematiksel işlem yapmıştım. 10 yıl çalışmış bir ücretlinin iş ilişkisinin bitirilmesi halinde 4 maaş kıdem tazminatı vardır. Bir ücretlinin aylık kazancını brüt 1.500 Avro kabul ettiğimizde, hesaplamada yılda alınan 13. ve 14. ücretleri (izin ve noel paraları olarak bilinir) de hesaba kattığımızda 7.000 Avro kıdem tazminatı alması gerektiğini belirttim. Gazete bu rakamı 6000 olarak yazdı. Gazeteci arkadaşımıza 13. ve 14. maaşlar olan izin ve noel paralarının da kıdem tazminatı hesaplamada ücretle birlikte dikkate alındığını anlatamamışım.
Buna karşılık Yeni Kıdem Tazminatı’na göre 10 yıl ve son olarak 1.500 Avro maaşla çalışan ücretlinin ise Eski Kıdem Tazminatı’na göre ödenmesi gereken 7000 Avro’nun kat kat altında bulunmaktadır. Yeni Kıdem Tazminatı kapsamında çalışan ücretli, iş sözleşmesinin başladığı ilk ay hariç 10 yıl boyunca kendisine ödenmiş olan ücretin yüzde 1,53 oranında Kıdem Tazminatı Kasası’na ödeme yapılır. On yıl boyunca ödenen ücretin yüzde 1,53 oranındaki kıdem tazminatı primi ücreti her yıl farklı olacaktır. Kabul edelim ki, ücretli her sene 1.500 Avro ücret alsın. Kasa’nın işlem masrafları düştükten sonra ve yıllık yasal faiz oranının eklenmesiyle, 10 çalışmış işçinin eline en iyi ihtimalle 2.700 veya 2.750 Avro para geçecektir.
Gazeteci arkadaşımıza Avusturya’da Yeni Kıdem Tazminatı uygulamasıyla ücretlilere ciddi bir kazık atıldığını belirttim. Yeni yasa uygulaması yürürlüğe sokulmadan önce işçilere yeterince bilgi verilmedi. Kapitalizmin yalnızlaştırdığı işçiye verilen bilgi ise sadece “bu yasa sizi ilgilendirmiyor, bu yasa yeni işbaşı yapacak işçiler için geçerli olacaktır” oldu.
Özellikle sezon işinde çalışıp da, kıdem tazminatı hakkından faydalanamayan ücretliler için bir iyileşme olduğunu da anlattım. İstisnasız her partinin sahip çıktığı bu yeni uygulamanın sonucunda işçilerin nasıl aldatıldığı kıdem tazminatı ödemesiyle ortaya çıktı. İş sözleşmesinin bitirilmesi ve kıdem tazminatının kendisine ödenmesinde eline geçen paranın kendilerine için çerez parası olduğunu gören ücretliler hayal kırıklıkları yaşamaya başladılar.
Ödenen kıdem tazminatı bedelinin hiçbir sendikal örgüt tarafından yanlış veya doğru hesaplandığına dair kontrol edilememesi ise işin garipliklerinden birisidir. Bunun nedeni ise on yıl boyunca işçi, ücret bordrolarını biriktirmemektedir. Yasal faiz oranı ise her yıl santim santim azalıp, çoğalmaktadır. Kıdem Tazminatı Kasası’nın işlem bedeli ise işçinin biriken kıdem tazminat parasından kesilmektedir. Bu kesilen masraf bedelinin de ne kadar olduğu bilinmemekte ve hesaplanamamaktadır.
Kıdem tazminatında devletin herhangi bir katkısı bulunmamaktadır. Tümüyle işveren tarafından karşılanmaktadır. Kıdem tazminatına paralel olarak işsiz işçiye işsizlik parası da ödenmektedir. İşsizlik sigortasından işsizlik parası alan işçinin, bir iş bulana kadar sadece kıdem tazminatına bağımlı kalsaydı, geçinebilmek için dilenmesi gerekecektir. Dilenmek ise Avusturya’ya yasaktır, bunun için de yasa yapma tartışmaları yapılmaktadır.
Türkiye’de sendikacı meslektaşlarıma uyanık olmalarını, gerekli olmamasına rağmen yurtdışında bir model arıyorlarsa, Avusturya İnşaat İşçileri Kıdem Tazminatı uygulamasını gözden geçirmelerini öneririm.
[email protected]
Bu yazı Aydınlık Gazetesi’nin 10 Ekim 2011 sayısında „Serbest Kürsü ve Konuk Yazar“ başlığı altında yayımlandı.

1598480cookie-checkAvusturya‘da kıdem tazminatı modelleri

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.