“Bağış’a söv, Hristofyas’ı sev!”

Cuma günü dostum Rasih Reşat ile Türkiye Cumhuriyeti’nin AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’ın Ortaköy’deki Bakanlık Ofisi’nde güzel bir sohbete katıldım. Konumuz elbette Kıbrıs idi. Özellikle Egemen Bağış’ın son demeçleri ile ilgili konuşulanları bugün gazetemizde Rasih Reşat’ın kaleme aldığı şekliyle okuma olanağına sahipsiniz.

Bakanımız Egemen Bağış Haberdar aracılığı ile konuya yönelik önemli mesajlar verdi.

Ben geçtiğimiz hafta gündeme gelen tepkileri değerlendirdiğimde KKTC’de belli çevrelerdeki “Çifte Standartı” hayretler içinde izledim.

Bana yönelik olarak yaşadıklarıma değinmeyeceğim. Gerek yok! Hele bazı malum çevrelerden gelen tepkiler var ki, onlara cevap vermeze bile değmemekte.

Dikkatimi çeken daha çok Egemen Bağış’ın dediklerine “yarası olan gocunur” tarzı tepki veren bazı çevrelerin Egemen Bağış’a yönelik gösterdikleri histerik hassasiyeti Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas söz konusu olduğunda hiç hissetmedikleri.

AKEL ya da Hristofyas, Türkiye, KKTC ya da Kıbrıslı Türkler hakkında resmen “sövdüğünde” neredeyse “yarabbi şükür” demeyle eş değerde bir kayıtsızlık ve de tepkisizlik sanırım sadece beni şaşırtmamakta.

Egemen Bağış demediği halde “Hayır! Asla! Bizi kendinize bağlayamazsınız! Biz ayrı dünyaların insanıyız, bir araya gelemeyiz!” şeklinde Yeşilçamvari bir şekilde bir papağan gibi ve de oldukça yüksek sesle aynı şeyleri söyleyenlerin, Hrsitofyas’ın “Derviş Eroğlu’nun dediklerine midem dayanamıyor” demesi karşında “kör, sağır ve dilsiz” rolüne giriverdiler.

Eminim KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nu sevmeyenler hatta çok sevinmişlerdir belki de Hristofyas’ın bu “Hakaretine”.

Oysa Hristofyas bu lafı ile sadece bir şahsa değil aynı zamanda o şahsın makamına ve o makamın temsil ettiği tüm halka ve ülkeye “hakaret” etti.

Ancak “ne önemi var” değil mi?

“Biz Egemen Bağış’a sövmeye ve Hristofyasları sevmeye devam edelim” modunda olanlar geniş yığınlara göre daha iyi çığırtkanlık yapma becerisine sahip olduklarından kamuoyunu da yanıltma olanağına sahipler.

Oysa aklı başında herkesin sorması gereken sorular var:

Egemen Bağış’tan her randevu istediklerinde alıp onunla buluşup konuşabilenler, nedense Londra’da “Kıbrıs Gazetesi” ile yaptığı ropörtajın bütünün içinden bir cümleyi cımbızlayarak basın bildirileri yayınlamayı tercih ettiler. Kıbrıs’ta çözüm için “diyalog” kelimesini hiç ağızlarından düşürmeyenler “diyaloğa geçme” lütfunda bile bulunmadılar. Sanki Türkiye “düşman ülke” ve “bakanı da KKTC için ulaşılmaz” biri!

Bir telefonluk mesafedeki Türkiye’nin Bakanı’nı aramaksızın ona sövmek kendi parti tabanlarında işe yarıyor olsa gerek.

İki gündür beklemekteyim. “Egemen Bağış’a yönelik “en kahraman” demeçleri patlatanlar bize bir demokrasi dersi verip ülkelerinin Cumhurbaşkanlığı Makamı’na sahip çıkacaklar mı? diye.

Dimitris Hristofyas, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun açıklamalarına, dayanmak için sağlam mideye gereksinimi olduğunu söyledi. Ben tercüme edeyim: adamın midesi bulanıyormuş.

Bu ülkede Egemen Bağış’a karşı aşırı hassasiyet gösterenler Hristofyas’ın midesi söz konusu olduğunda çok anlayışlılar anlaşılan!

Egemen Bağış’ın dediğinin “Çözüm Çabaları’na zarar vereceği” demeçleri patlatanlar ve köşe yazıları yazanlar Hrsitofyas’ın “KKTC Cumhurbaşkanı’nın dedikleri benim midemi bulandırıyor” demesini “Çözüm Çabaları için büyük bir kazanım” olarak görüyor olmalılar ki hala “Türkiye ile uğraşmaktalar!”

1618380cookie-check“Bağış’a söv, Hristofyas’ı sev!”

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.