Henüz doğru dürüst sivil anayasası olmayan, hukukun üstünlüğünü hayata geçiremeyen, demokrasisi bebek adımlarıyla düşe-kalka giden bir ülkede, başkanlık veya yarı başkanlık sistemi nasıl referanduma sunulur anlamak mümkün değil.
Şaka gibi…
Koskoca başbakan çıkıyor, gözümüzün içine baka baka “Başkanlık sistemini seçimlerden sonra referanduma sunacağız” diyebiliyor.
1 Nisan şakası olsa neyse…
“Bizimle kafayı buluyor” desem çok mu ağır bir cümle olur bilemem ama böyle bir düşüncenin bırakın hayata geçirilmesini, tartışması dahi erken.
Henüz sivil anayasayı çıkaramamışsın.
Yasaların eksik.
Bir kısım yasaların milletin gerisinde kalmış, işlemiyor.
Sen tut başkanlık sisteminden dem vur.
Yeni sivil anayasa için yıllar önce bir kere teşebbüs ettin, olmadı (U) dönüşü yaptın.
Seçim öncesi TUSİAD’ı öne çıkarıp, faturanın ona kesileceğini bile bile ikinci bir tartışmayı gündeme taşıdın.
Bu son derece radikal ikinci anayasa taslağı, son ağır eleştiri aldı, cumhuriyetin temellerini sarsabilecek bir boyutta algılandı..
Bütün bunlar ortada iken başkanlık sistemi ve referandum kelimelerinin yan yana getirilmesinde ne amaç var diye düşünmeden edemiyor insan.
Turgut Özal’dan bu yana dillendirilen, arada sadece Ahmet Necdet Sezer’in sessiz kaldığı başkanlık sistemini dokuzuncu cumhurbaşkanı Demirel de inceletmiş, geniş araştırmalar yaptırmış, binlerce sayfalık raporlar dosyalara istiflenip Çankaya Köşkünün arşivine layık görüşmüştü.
Çünkü araştırmalar ve yorumlar, Türkiye’nin henüz başkanlık ya da yarı başkanlık sistemine geçemeyeceği noktasındaydı.
Ne oldu da son sekiz yılda tekrar aynı sakızı çiğnemeye başladık.
Demokrasimiz mi kıta Avrupası düzeyine geldi.
Yoksa AKP yöneticileri “ileri demokrasi” palavrasına gerçekten inanıyorlar mı?
Peki hukuk sistemi ne durumda?
Anayasa Mahkemesinden tutun, tüm üst yargı kurumları darmadağın vaziyette.
YSYK hala tartışmalı bir tablo. Hatta yanlış fırça darbeleriyle malul.
Yüksek yargı hala yavaş işliyor.
Ergenekon, başlı başına içinden çıkılmaz bir hale geldi, gelecek.
Seçin sath-ı mailine girilmiş.
Başbakan RTE çıkıyor, kazanılması çantada keklik addettiği seçimlerden sonra başkanlık sisteminin halk oylamasına sunulabileceğini söylüyor.
Ya alenen bizimle kafayı buluyor.
Ya da başkanlık sistemi konusunda kitap yazan anayasa Prof.’u Kuzu’nun gönlünü alıyor…
Veya bilerek ve isteyerek gündem değiştirmeye çalışıyor.
Olacak gibi değil.
