Basın kartı…

Basın kartı, Avrupa ülkelerinde basın ile ilgili kurumlar verir ve devlet ile bire bir ilişkiler yoktur. Bir de uluslar arası basın kartı verilir ki, hangi kurumdan alırsanız alın, aynı biçim ve özelliktedir.

Bizim ülkemizde ise, basın kartı başbakanlığa ait bir kurum tarafından verilir.

Avrupa’da devletin izi dahi yoktur.

Devletin izi, bizim basın mensuplarının basın kartında açıkça görülür.

Bizde basın çalışanı demek; devlet memuru gibi, devletin verdiği kartı taşımak anlamına gelir. Devlet memuruna verilen sıradan bir kart gibidir. Bu kart ile devlet gazeteciyi görünmeyen eli ile kontrol altında tutmak ister.

Basın kartı olanların hakları yasalar ile düzenlenmiştir. Emeklilik yaşından tutun, hangi kurumlar / şirketler ile anlaşmalı olarak indirim indirim yapılacağı yasalar ile ve kurallar içinde belirlenmiştir. Devlet memuru kişiler tarafından bu kartlar, bağımsız olduğu iddia edilen basın mensubuna onaylanarak verilir.

Basın kartını devletten alan, bağımsız olabilir mi?

Basın kartını iptal ettirmemek için, işsiz kalan bazı mensupları, ceplerinden para vererek bir yerde çalışıyor göstermek için çaba harcandığına şahit olduğum, bir meslek grubunun bağımsız olabileceği söylenebilinir mi?

Basın kartını elde etmek için verilen mücadele ve kartı sürekli olarak elde etmek için yapılan mücadele acaba o gazete kartının sahibini bağımsız yapabilir mi?

Devleti için ve devletin çıkarları için gazeteciler; acaba kendilerine otosansür uyguluyorlar mı?

Basın kartının devlet makamından verilmiş olmasına rağmen, resmi kimlik olarak kullanılamıyor. Bu çelişki hala varlığını korumaktadır. Devletin gizli servis elemanlarına uyguladığı yöntemi çağrıştırmıyor mu? Bendensin ama benden değilsin!

Onurlu bir gazeteci, bağımsızlık adı altına devlettin verdiği basın kartını ret eder. Çünkü devletin verdiği kart, onun bir memuru statüsü içinde olduğu anlamını içeriyor. Basın kartını Avrupa’da olduğu gibi, ancak ve ancak basın ile ilgili kurumlar verebilmelidir. Bu sayede basın çalışanı, devletin değil, basın ilkelerinin doğrultusunda ve sorumluluğunda çalışan olduğunu beyan eder.

Basın kartını, devletin hiçbir makamı onaylamamalıdır. Çünkü basın çalışanı devletin çalışanı değildir.

Basın kartı, gazetecinin bağımsızlığını simgeler.

Bugünkü yapısı ile basın kartı bağımlılığı simgeliyor. Eğer gerçek anlamda gazeteci basın etiğini savunsaydı, bu kartı ret ederdi ve kurumlarının (sendika, cemiyet, dernek, oda gibi..) basın kartını düzenlemesi için mücadele eder ve onların verdiği kartı devletin verdiği karttan üstün görürdü. Bugünkü hali ile basın etiği kavramı kağıt üzerine kalmaya mahkumdur. Basın çalışanı, devletin gölgesinde bırakılarak bağımsızlığı bu kartı taşıyarak ortadan kaldırılmıştır. Devletin verdiği kartı taşıyanların basın etiği tartışması yapması baştan yanlıştır. Çünkü kart, devlete bağımlılığı simgeler.

Bağımsız, özgür gazeteciler, devletin verdiği basın kartı ret ederek, çalışandır.

Başbakanlığın memurlarına onaylayarak basın kartı taşıyan gazeteci, bağımsız olamaz

Basın kartı kavramı, ülkemizde gerçek anlamda tartışılmalıdır ve basın etiği kavramı gündeme getirilmelidir.


—————————————
http://cemoezkan.blogcu.com

1586330cookie-checkBasın kartı…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.