Ben bu anayasanın…(III)

İleri demokrasiyi arayan ve ona ulaşmaya çalışan ülkelerde, halkın ilerisinde, onun ihtiyaçlarını karşılayan, insan hak ve özgürlüklerini sağlayan yeni bir anayasa yapmak kolay değil.
Hele ağır bedel ödemeden ileri demokrasiye sıçrayan hiçbir örnek ülke ortada yoksa.

1950’lerden bu yana yalpalaya yalpalaya yol alan, zaman zaman darbe-ihtilal- muhtıra gibi yol kazalarına maruz kalan, şu anda içinde yaşadığımız Türk demokrasisi, 10 yıl, 30 yıl veya 60 yıl sonrasında “ileriye demokrasi”ye geçiyoruz palavrası ile tanımlanamaz.
Bu demokrasi bize göre biçilmiş, bize göre yorumlanmış, bize göre uygulanan bir demokrasi.
Aslında “kendinden menkul” bir demokrasi de denebilir.
Üstelik henüz emekleme safhasında olan bir sistem.
Daha yolumuz çok uzun.
Bebek adımlarıyla, yeni bazı reformlarla, bir çok alanda alınan mesafelerle önce demokrasiye, sonra ileri demokrasiye geçilecek.
Ama hangi anayasa ile?
Bütün mesele burada…
Yeni bir anayasa ama nasıl ve kimler tarafından çıkarılması gereken bir anayasa olacak?

Bugünkü tablo ve seçimlerden sonra ortaya çıkacak kompozisyon aşağı yukarı belli.
Parlamentonun yapısı büyük ölçüde değişmeyecek gibi.
Bu durum karşısında yeni anayasanın önündeki engellerin aşılması çok ama çok zor olacak.

İleri demokrasilerde anayasaların değişmesi iki şekilde gerçekleşiyor.
Ya kurucu meclis tam yetki ile bir anayasa yapıyor ve halk oylamasına sunuyor.
Ya da mevcut parlamento, halk adına, halktan aldığı vekaletle yeni bir anayasa yapıyor ve bunu halkoyuna sunarak en büyük yasaya meşruiyet kazandırıyor.

İşte tam da bu noktada işler karışıyor, çetrefilleşiyor.

Şimdi bu parlamentonun, yani AKP çoğunluğunun olduğu parlamentonun anayasa çıkaramayacağı tartışmaları gündeme taşınacak.
Tabii bu filmi daha önce de gördük ama bu kez filmin aktörleri değişebilir.
AKP lideri değişmeyip aynı kalsa da, yeni parlamentonun yapısı, anamuhalefet ve diğer partilerin liderlerinin değişebilir olma ihtimalleri var.
Hatta bazı partilerin yüzde 10 barajını aşamamaları riski de mevcut.

Bu gerçekler ışığında gözler iktidar partisine çevrilecek.
Çevrilecek ama meclisin yeni yapısal durumu da tartışmalara sahne olacak.
Misal: Temsilde adalet ilkesi.
Misal: Barajın hiçbir ülkede böylesine yüksek tutulmadığı…
Misal : Her kesimin, yani azınlıkların yeteri kadar parlamentoda temsil edilmediği…
Ve sonunda çoğunluğun “her şey” olmadığı ve anayasa çıkarma yetki ve tekelinin iktidar partisinde olamayacağı kesinlikle gündemin ilk maddesine oturacak.

Bu ne demek ve ne anlama geliyor.
Bu ülkeyi gerer mi?

Değişmeyen bir gerçek var.
Şu anda önümüzdeki anayasa literatüre göre en kötü ve fersude olmuş, maddelerine ellene ellene iğdiş edilmiş bir anayasa.
Bundan kötüsünü arasak bulmanın mümkünatı yok.
Öyleyse ben bu anayasanın…
Bu anayasanın ciğerinin çıkarılmasından yanayım.
Bu ciğerin sökülüp sokağa atılmasından yanayım.
Ben bu anayasanın…
Ciğerini de…
Böbreğini de…
Dalağını da yerim.
Hem de çiğ çiğ.

(Devam edecek)

1627870cookie-checkBen bu anayasanın…(III)

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.