Benimkisi sadece öneri

Hükümetin Emeklilere yönelik “Vergi Kesintisi” uygulaması 2010 Eylül ayında başladı, geçen ay ise Anayasa Mahkemesinden döndü.
Şimdi kesintilerin geri ödenmesi var gündemde.
Aylık, yaklaşık olarak 7 milyon TL kesinti yapıldığı söyleniyordu. Toplamının da hatırı sayılır olduğuna kuşku yok.
Daha doğrusu kişilerin alacakları değil, devletin ödeyeceği miktarın hatırı sayılır.
Yani kişileri ondurmasa da devletin bir deliğini kapatır. Bu durumda benim ilk aklıma gelen KTHY mağdurları. KTHY eski çalışanları sigorta ve ihtiyat sandığı primleri yatırılmadığı için İşsizlik parasından yararlanamıyorlar. Dolayısıyla bu paranın bir an önce denkleştirilmesi şart.
Devlette bu konuda kaynak arayışında. Onlar “nerden kaynak buluruz” diye düşünedursun benim aklıma emeklilerden yapılan kesintinin KTHY eski çalışanlarına aktarılması geldi.
Bu tamamen şahsi bir fikir. Kıbrıs Türk insanının yardımseverlikte ne denli engin olduğunu bildiğimden, emeklilerin böyle bir talebi olumlu karşılayacaklarını düşünmekteyim.
Karar elbette parayı elinde tutanın…

***

KKTC ve TC arasındaki söz düellosu son buldu gibi. Herkes konuştu, eteğindeki taşı döktü. Yazılanlardan daha fazla, yorumlardan anladık insanların karınlarını ağrıtan şeyleri.
Laf bu… Konuş konuş nereye kadar… Şimdi yine konuşuluyor ama ton yumuşak.
TC Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun son açıklaması çok güzeldi mesela. Söyledikleri Kıbrıs Türkünün istedikleriyle örtüşüyor.
Davutoğlu, tartışma konusu olan mitingdeki pankartları gördüğünde “Nerede hata yaptık” diye düşündüğünü söylüyor konuşmasında.
Ekonomik reformları KKTC yönetiminin de sahiplenmesi gerektiğini vurguluyor.
KKTC’deki yapının sürdürülebilir olmadığını, süratle siyasi ve ekonomik reformlar yapılması gerektiğini, Türkiye olarak güçlü bir KKTC ve onurlu, özgür, başı dik bir Kıbrıs Türk toplumu istediklerini kaydediyor.
30 yıldır Türkiye’nin Kıbrıs için büyük mücadeleler verdiğini, bunu da bir iane ya da lütuf gibi yapmadıklarını ve bu çabaların taçlandırılmasını istediklerini belirten Davutoğlu bu taçlandırmanın KKTC’nin kendisine güçlü bir ekonomi kurması ile gerçekleşeceğini söylüyor.
Son cümleye dikkat: KKTC’nin kendisine güçlü bir ekonomi kurması ile!
Kıbrıs Türk Halkının istediği de bu değil mi? O zaman yanlış olan ne? Neden çatışıyor fikirler?
Yanlış olan resmin doğru okunmaması. Yanlış olan verilen mesaj. Yanlış olan yanlışta ısrar etmek. Madem kendi kendini yönetmek istiyorsun, niçin ekonomik tedbirlere hayır demekte ısrarcısın?
De ki, “biz Ankara’dan gelecek parayı azaltarak kesmek istiyoruz. Kendimize yeni ekonomi alanları yaratmak istiyoruz. Kendi ekonomik paketimizi kendimiz oluşturmak istiyoruz…”
Ne diyecek Ankara, “Hayır, ille ben vereceğim” mi?
Ankara’nın söylediği ile sendikaların söylediği bir yerde örtüşüyor. Ne var ki sendikaların söylediği ile yaptığı örtüşmüyor.
Bir gün önce “ne seni ne paranı” diyen meydan fatihleri bir gün sonra “seni değil ama paranı” duruşunu sergilemekten hiçte utanç duymuyorlar. Tam tersi “biz böyle alırız” böbürlenmesi içindeler.
Sözün özü, CTP milletvekili Arif Albayrak’ın dediği gibi bu atışmalar en azından insanların içlerindekini dökmesine ve çarpıklıkları görmeye yaradı. Bir yüzleşme yaşadı KKTC’li ve Türkiyeliler.

Kolay soğuyan bünyeleri iklimlendirmek biraz vakit alacak olsa da en azından bakış açıları döküldü meydana.

Yıllar önce, çeşitli çıkar grupları tarafından oluşturulmuş ve içselleştirilmiş düzenin, bugünün ihtiyaçlarına, bugünün sosyoekonomik yapısına cevap vermediğinin farkına varıldı. (Değişen dünya şartları ve dünyayı sarsan ekonomik krizi anlamakta zorluk çeken kimileri ortalığı bulandırsa da sonuç değişmiyor.)

Ve tüm yaşananlar içinde bir ana fikir çıktı. İronik bir ana fikir: Mevcut düzeni kirli bulup yerden yere vuranların, liberal paketin içerdiği teskin edici çıkarları üste koyarak, -en ufak bir standart değişikliğinde- kazan kaldırıp eskiyi aramaları..!

Devrim, kendi kendini yönetme gibi kavramların içinin nasıl boşaldığını görüyor insan…

Şaşırıyor…

‘Karmaşık modern ekonomi sistemi (yani çıkarlar), doğası gereği despotluğun akılsızlığına karşı icat edilmiş en etkili dizgindir’
James Stuart

1619680cookie-checkBenimkisi sadece öneri

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.