‘Beyaz nöbet’teki sağlıkçılar, 8 Şubat’ta grev diyecek

İhsan Çaralan (Fotoğraf: Evrensel) – Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP cenahından Sezen Aksu, Sedef Kabaş’tan sonra MHP’nin de Fazıl Say’ı hedefe koymasıyla genişleyen iktidarın “fikri iktidar” hamlelerine eklenen yoğun kar yağışı ve soğukların siyasi gündemin en başına çıktığı koşullarda, TTB, çeşitli sağlık örgütleri ve bazı sağlık sendikaları hastane önlerine çıkarak yaptıkları basın açıklamalarıyla, Beyaz Nöbet başlattı.

Eğer talepleri kabul edilmezse 8 Şubat’ta “G(Ö)REV”de olacaklarını duyuran sağlıkçılar, “Ek göstergenin 3600’dan 7200’e kadar kademelendirilmesi”nden, “Güvenceli istihdam”a, “Meslek yasasının çıkarılması”ndan, “Sağlıkta şiddeti etkin biçimde önleyecek yasanın çıkarılması”na, “Mobbinge, liyakatsız atamalara son verilmesi”ne… hekiminden temizlik işçisine tüm sağlık çalışanlarının çalışma ve yaşama koşullarının iyileştirilmesine ve halk sağlığına yönelik taleplerini sıraladılar.

İstanbul’da yapılan “Beyaz Nöbet” açıklamasına, İstanbul Tabip Odası, İstanbul Dişhekimleri Odası, İstanbul Eczacı Odası, İstanbul Veteriner Hekimler Odası, SES İstanbul Şubeleri, Genel Sağlık İş, Dev Sağlık İş, Birinci Basamak Birlik Dayanışma Sendikası katıldı. Dolasıyla 8 Şubat grevinin önceki grev eylemlerine göre daha geniş bir çağrı ile oluştuğu görülmektedir.

SAĞLIKÇILARIN TALEPLERİ YENİ DEĞİL
Sağlıkçıların ne talepleri ne de bu talepleri elde etmek için girişimleri yeni. Tersine TTB, SES başta olmak üzere sağlık sendikaları, çeşitli sağlık meslek örgütleri uzunca bir zamandan beri iktidarın sağlıkta dönüşüm programına ve uygulamalarına karşı hem “halk sağlığı”nı hem de sağlıkçıların çalışma ve yaşama koşullarını iyileştirme amaçlı taleplerini savunmak için çeşitli eylemlere başvuruyorlar.

Pandeminin yüklerini daha da ağırlaştırdığı koşullarda sağlık emekçileri, taleplerini ısrarla savunmaya devam ettiler

İktidarın sağlık politikası uygulamalarına karşı tepkiler özelikle de 2021’in son iki ayında yoğunlaşmıştı.

Türk Tabipleri Birliğinin (TTB) çağrısıyla, 23 Kasım’da İstanbul’dan yola çıkan hekimler; Beyaz Yürüyüşü Beyaz Forum’la tamamladı.

Ancak iktidar, yıllardan beri olduğu gibi, hekimlerin Beyaz Yürüyüşü üstünden yineledikleri taleplerini de duymazdan gelmeye çalıştı. Ama mücadeleyi bölme amaçlı olduğu besbelli olan hekimlere aylık 2 bin 500-5 bin TL’lik zam bir yandan hekimler ve diğer sağlık personelinden gelen tepkiler öte yandan da Maliye Bakanlığından gelen itirazlar üzerine geri çekildi.

Düzenleme geri çekilirken, düzenlemenin iyileştirmek üzere 22 Aralık’ta yeniden gündeme alınacağı sözü verildi. Ama aradan bir aydan fazla geçmesine karşın bu düzenlemeden söz edilmiyor.

BÖLÜNMÜŞLÜĞÜ AŞMANIN FIRSATI VAR
Hekimlerin Beyaz Yürüyüşü’nün arkasından çeşitli sağlık sendikaları ayrı ayrı grev çağrıları yaptı. Bu bölünmüşlük grevin gücünü azaltsa da 15 Aralık günü gerçekleştirilen grev sağlıkçı mücadelesinde en önemli role sahip olmuş olan büyük hastanelerde yüksek katılımlarla gerçekleşti.

“Bölünmüşlük”, emek mücadelesinin diğer alanlarında olduğu gibi sağlık alanında da en önemli sorunların başında geliyor.

Her büyük hastanede en az dört kamu emekçisi, üç de işçi sendikası olduğu dikkate alındığında, bölünmüşlüğün düzeyi açıkça görülmektedir.

Bugüne kadar da bu sendikaların önemli bir bölümü kamu emekçilerinin hakları ve halk sağlığı ile ilgili talepleri değil iktidarın kendilerinden ne beklediğine göre tutum almışlardır.

Ancak taleplerin yakıcı hale gelmesi, hele de sağlık emekçilerinin ileri kesimlerinin birleştirmede gerekli çabayı ve yeteneği gösterdiğinde görülmüştür ki sağlıkçılar, sendikalı mı sendikasız mı, şu ya da bu sendika mı mücadeleye çağırıyor diye bakmadan mücadeleye katılmışlardır. En son 15 Aralık grevinde bunun olumlu örnekleri açıkça görüldü.

Üstelik 8 Şubat için yapılan grev çağrısında hem tüm hekimlerin örgütü hem de sağlıkçıların mücadelesinde özel bir “özgül ağırlığa” da sahip olan TTB’nin olması, sağlıkçıların ana kitlesinin birleştirilerek grevin etkisinin artırılması bakımından önemli bir dayanak olacak mahiyettedir.

SAĞLIKÇILARIN TALEPLERİ HEPİMİZİN TALEPLERİDİR
Sağlıkçıların mücadelesiyle az çok ilgilenen herkes bilmektedir ki, sağlıkçıların talepleri halka daha iyi hizmet verilmesiyle ilgilidir.

Başka bir söyleyişle 8 Şubat grevi, sadece sağlıkçıların talepleri için değil, sağlık hizmetini yurt dışından alabilen ya da beş yıldızlı otel kıvamında sağlık hizmeti” veren özel sağlık kuruluşlarından almaya gücü olanlar dışında, nüfusun yüzde 90’ının daha iyi, insanca bir sağlık hizmeti almasını sağlamayı da amaçlamaktadır.

Bu yüzden de 8 Şubat grevine gerekçe yapılan talepler sadece sağlıkçıların değil, sağlık hizmetinin iyileştirilmesinden yana herkesin emekçilerin, halkın talepleridir.

Bu yüzden de sağlıkçıların grevine;

Hastalar ve hasta yakınlarının, Toplumun çeşitli kesimleri içinde örgütlü her türden sendika, emek ve meslek örgütlerinin,Sağlığın iyileştirilmesinden yana siyası çevrelerin, sağlıkçıların grevlerine kendileri açısından somut bir destek vermeleri önemli olacaktır.

Elbette ki yüz binlerce üyeye sahip sağlıkçı sendikalarının yönetimlerinin bile greve karşı çıktıkları dikkate alındığında, sendikal bürokrasinin egemen olduğu sendikalardan sağlıkçıların grevine destek vermelerini beklemek hayaldir. Her iş kolundan her konfederasyondan mücadeleci sendikacılar, ilerici emekçi kesimler, yerel emek ve demokrasi platformları, sağlıkçıların bu önemli grevine gerekli desteği mümkün olan en ileri biçimde vermekle karşı karşıyadırlar.

Çünkü, sağlıkçıların talepleri tüm halkın talepleridir.Çünkü emek mücadelesi ancak böyle bir ortak mücadele anlayışı geliştiği ölçüde ilerleyebilecektir.

8 Şubat grevi bu konuda çok elverişli bir zemin sunacak özelliklere fazlasıyla sahiptir.

2580650cookie-check‘Beyaz nöbet’teki sağlıkçılar, 8 Şubat’ta grev diyecek

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.