Sanatçı bu sergisinin konsept ve içeriğini şöyle özetliyor:
“Bireyin toplumsal kaygılar taşımadığı, kendi çıkarları ötesinde ortak düşler kurmadığı, kişisel çıkarların evrensel değerleri belirlediği, humanist düşüncenin toplumsal eylemin merkezinde olmadığı bir belirsizlikler çağında yaşıyoruz.
Birey ve bilimin olumlu bir skeptisizmle motive edildiği, düşüncenin ve gelişmenin önünde bir motor görevi gören bir belirsizlik değil bu; herşeyi karanlığa boyayan bir boşluk. Her bireyi, bir diğerinin tekrarı olmasının koşullarını yaratan bir belirsizlik. Bu nedenle görünen çoğunluk, gerçekte nitelikleri bakımından bir ‘tekil’dir. Farkları, farklıyı barındırmayan, tekrardan ibaret, katı, sabit bir ‘kütle’ye dönüşmektedir toplum yavaş yavaş.
Bu bağlamda soru şudur; sanat, bu ‘yanlış bütün’e karşı bireyin elinde bir direniş aletine dönüşebilir mi? Sanatın olumsuzlama özelliği kullanılarak, aynılıklar içinde farklı olanı arama, sanat pratiğinin ana stratejilerinden birini oluşturabilir mi? Bu sorulara verilecek olumlu yanıtlar, sanat pratiğini kaçınılmaz olarak bir ‘tekrar’a yönlendirecektir, eğer sanatçının toplum dışında, ötesinde bir yerde yaşadığı romantik nosyon savunulmuyorsa. Bu anlamda tekrar eylemi; tekrarlanan nesne, işaret, sembol veya çizgilerin kendi gösterge veya anlamlarının ötesinde farklı bir anlama dönüştüğü noktaya kadar zorlamayı içeren bir taktiktir.”
26 Mayıs Perşembe günü (19:00-21:00) açılacak olan sergi, 193 Stoke Newington Church Str. N16 OUL adresindeki Petit-Coin cafe-galeri’de 15 Haziran’a kadar izlenebilir.
