Birand…

Aynı yıllarda doğmuşuz, aynı yıllarda mesleğe adım atmışız, yaklaşık olarak yarım asır aynı ülkede gazetecilik yapmışız.
Birand’ın meslek yaşamının 20 yılı yurt dışında.
Ölümünden önce bir gazeteci olarak takdir ettiğim birkaç isimden biriydi.
Televizyoncu olarak ayrıca beğendiklerimin başında gelirdi…
Hem gazeteci ve hem televizyonculuk alanında, her ikisini birlikte başarıyla sürdüren son 50 yılın tek gazetecisiydi.
Onun önüne geçen yok.
İleriki yıllarda ne olur bilemem .
Ve bir 50 yıl içinde geçileceğini pek sanmam.
Birand insani ilişkiler açısından da meğer birinci sıradaymış.
Sadece ölümünden sonra seyrettiğim yayınlardan edindiğim izlenim bu.
Hiç karşılaşmadım.
Hiç tanışmadık.
Ama onun başarılı gazetecilik ve televizyonculuğu imrenilecek bir düzeydeydi.
Kıskanmadım…
Kıskanmak için koşullarımız eşit ve rekabete açık değildi.
Ben sadece yalın gazetecilik-muhabirlik-yazarlık ile yetindim, yetinmek zorundaydım.
Kıskanmadım ama imrendim.
Batıda gazeteci olmak, dünyaya açılmak ve dünya liderleriyle röportajlar yapmak her babayiğidin işi değil.
Şansını kendi yaratmış biri Birand.
En önemlisi mesleği severek değil, aşkla yapan bir gazeteci.
Meslek yaşamında her kesimden tepki aldı.
Her kesimin hedef tahtasına kondu.
Savunduğu demokratik ilkeler yüzünden bir tek çarmıha gerilmediği kaldı.
Ama sonunda haklı çıktı. Haklı olduğu son yıllarda kendisine teslim edildi.
Bundan daha ilerisi ne olabilirdi ki?
O mesleği , yani gazetecilik, televizyonculuk ve yazarlığı “ideoloji” yaptı.
Diğer siyasi ideolojileri elinin tersiyle itti.
En doğrusunu yaptı.
Zirvedeyken bizlere veda etti.
Üstelik yüzündeki gülümsemeyi bizlerden esirgemeden…

1628650cookie-checkBirand…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.