Büyüyen vize sorunu canımızı acıtıyor…

Yurtdışında yaşayınca her ne kadar yaşadığınız ülke vatandaşı olsanız da sizi ziyarete gelecek yakınlarınız için vize sorunu haliyle sizin de canınızı acıtıyor. Türk vatandaşlarına uygulanan vize her zaman sorundu fakat son aylarda kantarın topuzu iyice kaçmış durumda. Birçok sanatçı, iş insanı, öğrenci hatta Erasmus öğrencisinin vize başvuruları bile reddedilir oldu.

Gazeteci İsmail Saymaz da, Sözcü’deki köşesinde bu konuyu mercek altına alarak AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer Landrut ile yaptığı görüşmeyi yazdı. Büyükelçi Meyer Landrut, geçen yıl AB’ye sığınma başvurusu yapanlar içerisinde Türklerin Suriyeliler ve Afganlardan sonra üçüncülüğe yükseldiğini, Erasmus için giden öğrencilerin vize süresi bitiminde sığınma başvurusu yaptığını söylüyor. Landrut soru üzerine bundan dolayı da daha dikkatli vize verdiklerini belirterek “Vizeyi ülkeye girmek için bir giriş noktası olarak kullandıklarını görüyoruz” diyor.

Ne yazık ki size haksız yere vize verilmediği zaman yapacak pek bir şeyiniz olmuyor. Schengen vizelerinde istenilen bütün belgeler tam, şartlarınız harfi harfine uygun olsa bile 10. maddeye göre, planlanan seyahatle ilgili sunulan sebep inandırıcı kabul edilmiyorsa ret alabiliyorsunuz. Yani sizin seyahat özgürlüğünüz vize veren kurum temsilcisinin duygusal iradesine, iki dudağına bırakılmış durumda. Turizm sektörü temsilcileri özellikle Almanya, Hollanda ve İtalya başkonsolosluklarına yapılan başvuruların yoğunluk gerekçesiyle reddedildiğini belirterek vize alanların süresinin de kısaldığı, kalınacak gün kadar vize verildiğinden yakınıyorlar.

Sözün özü Avrupa ülkeleri Türkiye’den göç akınına karşı önlem alıyor. Size vize vermeyen ülkelerin vatandaşları kolayca sizin ülkenizden vize alabiliyorsa şapkamızı önümüze koyup bir düşünmemiz gerekiyor. Türkiye bunu hak etmiyor dostlar. Birleşik Krallık ve Avrupa vize engeliyle göçü durdurmaya çalışsalar da kendilerinin kontrolunda beyin göçünü de teşvik ettiklerine geçen hafta değinmiştim. Göç bir ömür törpüsüdür. Herkes doğduğu topraklarda, sevdiklerinin yanında mutlu ve ferah yaşasın dileriz. Fakat olmuyorsa isteyenin istediği ülkede yaşam kurma hakkı olmalı. Sermaye nasıl serbest dolaşıyorsa emek de aynı hakka sahip olabilmeli. Üstelik dünya hepimizin, asıl garip sınırlar olmalı. Bu şimdi size “ütopya” gibi gelse de gelecekte insan hakkı sayılacak bir kavram olacağını şimdiden yazayım dostlar.

***

Festivaller başlıyor… Toplumdaki dernek ya da çatı örgütlerinin düzenledikleri festivallerde büyük bir özveri var. Festivallerin toplumu biraraya getirmek, gençlere kendi kültürümüzü aktarmak, içinde yaşanılan ülkeye renklerimizin solmadan entegresyona katkı sağlamak, yazarlardan esnafa pek çok kesimi toplumla buluşturmak ve farkındalık yaratmak gibi pek çok amacı var… Festivaller, gönüllü emeği de hesaba katarsanız ciddi bütçeli organizasyonlar. Festival düzenleyen kurumların çoğu her festival sonrasında bütçe açığı verdiğini buradan belirteyim. Festival geleneğinin sürmesi için topluma tek düşen görev ise katılım.

Türkiye ve Kıbrıs’tan Birleşik Krallık’a göç tarihini ele aldığım Türkçe ve İngilizce Londra’da Bizim’Kiler başlıklı kitabımda festivallerin tarihini şöyle özetlemiştim: “1950’lerde Kıbrıslı Türk toplumunun dernekleşmeye başlamasından sonra Türk gecelerinin organize edildiği ve farklı kültürlerin etkinliklerine de Kıbrıs ve Türkiye’den getirilen halk oyunları ve dansözle katılındığı biliniyor. Londra’da ‘festival’ adıyla halka açık yapılan ilk etkinliklerden biri de 1970’lerde TKP’nin İngiltere kanadı İşçinin Sesi’nce organize edildiği söylenebilir. Bu çalışmada aktardığımız festivalleri; Londra’daki toplum içinde faaliyet gösteren DAY MER gibi dernekler, Süleymaniye Vakfı gibi dini oluşumlar, Forum UK gibi iş dünyası kuruluşları ve Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı’nın organize ettiği belirtilmeli.”

Bu yıl üç büyük festival yapılacak. DAY MER Kültür ve Sanat Festivali 34’üncü kez resepsiyon ile başladı ve 2 Temmuz Park Şenliği ile bitecek. Kıbrıslı toplumdan da 10 derneği çatısında toplayan NOTCO 25 Haziran’da Dominion Centre’de (N22 6DS) Kıbrıs Türk Kültür ve Sanat Festivali gerçekleştirecek. Kıbrıslı toplumda muhafazakar derneklerin çatı örgütü Kıbrıs Türk Dernekleri Konseyi de bu yıl 2 Temmuz’da festival yapacak. Dediğim gibi bu özverili organizasyonlara katılalım lütfen…

2697100cookie-checkBüyüyen vize sorunu canımızı acıtıyor…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.