Serbest Ticaret Anlaşması çerçevesinde 2003 yılından bu yana Küba’dan Venezuela’ya giden doktor, dişçi ve eğitimci grubunun sayısı yaklaşık 20 bine ulaştı. Kübalı uzmanlar Chavez hükümetinin yoksul yörelerde uygulamaya soktuğu sosyal programlarda çalışıyorlar. Buna karşılık Venezuela da Küba’ya her gün ortalama 53 bin varil petrolü ucuz fiyata satıyor.
Hugo Chavez ve Fidel Castro arasında yakın bir arkadaşlık ilişkisine dayanan bu bağ, Latin Amerika ve Karayipler’in geri kalanı için yeni ortak girişimlerin kapısını araladı.
Bu kapsamda bölge ülkelerini ortak bir çatı altında buluşturması beklenen televizyon kanalı Telesur kuruldu. Ayrıca, Venezuela petrollerini kontrol eden devlet işletmesinin, Karayipler’deki ticaret için Küba’nın başkenti Havana’yı merkez olarak seçti.
Latin Amerika birliğine yardımcı olması amacıyla birçok Karayip ülkesi ile özel petrol anlaşmaları imzalayan Chavez hükümeti, Trinidad-Tobago’yla ‘Karayip Petrolleri’ adı altında yeni bir ortak üretim projesi geliştirmek için görüşmelerde bulunuyor.
ABD’NİN İŞİ ZOR
İngiltere’de yayınlanan ciddi gazetelerden The Daily Telegraph ise başyazısında, Venezuela Cumhurbaşkanı Hugo Chavez’in Küba’yla serbest ticaret anlaşması imzalamasını, ‘ABD’nin nasırına basıyor’ diye yorumladı
Gazete, Washington’ın Chavez karşısında işinin niçin zor olduğunuysa, üç nedene bağladı:
“Birincisi, Hugo Chavez demokratik bir şekilde iş başına gelmiş bir lider. İkincisi, ABD toplam petrol ihtiyacının yüzde 14’ünü karşılayan Venezuela’ya bağımlı. Son olarak da Arjantin, Brezilya, Şili ve Uruguay gibi ülkelerde Latin Amerikalı seçmenlerin sola kayması, bölgede Venezuela karşıtı bir ittifakın oluşturulmasını zorlaştırıyor.”
Gazete, Küba merkezli bir yakınlaşmanın çekim alanı yaratacağını vurgulayarak, bunun da ABD’yi rahatsız etmesinin doğal olduğunu ekledi.
