Demokrasilerin vazgeçilmezleri siyasi partilerdir ama hangi zihniyetteki partilerdir?
Önce buna yanıt aramak lazım.
Ülkeyi idare etmek yerine Libya diktatörü Kaddafi’nin çadırında diz çökmek, orada fırça yemek için mi? (Bakınız eski Başbakan Erbakan’ın Libya gezisi-1997)
Yoksa, ülkeyi refaha ulaştırmak yerine, rotasını Batıya çevirdiklerini geminin güvertesinde, doğuya doğru koşmak için mi? (bakınız: AKP yönetimi)
Ya da köhnemiş ideolojileri hayata geçirmek için hayal denizinde yüzen Kızıl Elma sevdalıları gibi mi? (bakınız demeye gerek yok tahmini kolay bir parti)
Siyasi partiler tabii ki demokrasinin vazgeçilmez kurumlarıdır.
Ama adam gibi olmaları şartıyla.
Savunmak zorunda oldukları demokrasinin kurallarına uyarak ülkeyi yönetmek, halkın mutluluğunu sağlamak için var olmalılar.
Siyasi partilerin amaçları ve hedefleri vardır.
Sandıkta zafer kazanmak ve iktidara gelmek.
Gelin şimdi bizimkilere bakalım.
Bu ülkeyi hiç bir dönem ve devirde sol, sosyal demokrat veya demokratik sol görüşü savunan partiler tek başına yönetememişlerdir.
Sadece 1977 sonrası rahmetli Ecevit tek başına iktidara yaklaşmıştı. Olmadı, gidip sağ bir partiden (Demirel’in Adalet Partisi’nden) 11 milletvekilini koltuk vaadiyle kendi partisine transfer etti, başbakanlık koltuğuna oturdu ama “geliyorum” diyen darbeye çare olamadı.
Evet solda tek istisna Ecevit’tir.
1950’den bu yana da hep sağ partiler iktidar koltuğuna kurulmuşlardır.
Neden?
Bunu solculara veya solda olduklarını iddia eden partilere sormalı.
Onun liderlerinin yakalarına yapışılmalı.
AKP iki dönemdir iktidarda.
Bu iktidarın alternatifi olan tek parti CHP’dir.
Çünkü aldıkları oylar bunu gösteriyor.
Peki CHP iktidara gelmek için ne yapıyor?
Galiba öyle bir niyet, hedef ve amaçları yok ki, AKP’nin üçüncü defa iktidara gelmemesi için sağdaki partilerden yardım bekliyor.
Mesela Demokrat Partinin çiçeği burnundaki (Henüz 80 yaşına basmadı sanırım) Hüsametttin Cindoruk’tan…
Ne demiş CHP’nin genel başkanı sayın Deniz Baykal Cindoruk’a genel başkan olduktan sonra:
“Türkiye’yi rahatlattınız.”
Ne yani, Cindoruk şimdi viegra etkisi mi yarattı kriz içinde çırpınan milyonlarca işsize?
Cindoruk DP’nin başına gelince, ülkede enflasyon mu düştü?
Milli gelir mi arttı?
Türkiye’deki emekliler bundan böyle aldıkları emekli maaşıyla dünya turuna çıkacak düzeye mi ulaştılar?
İşsiz sayısı sıfırlandı mı yoksa?
Kürt sorunu mu çözümlendi?
Ermeniler jenosit iddiasından geri mi döndüler?
Nasıl rahatladık?
Bakar mısınız duruma?
CHP umudunu DP’ye bağlıyor.
Bu parti (DP) gelecek seçimde yüzde 10 oy alıp barajı aşarsa ve grup kuracak kadar milletvekilini TBMM’ye taşırsa, AKP tek başına iktidara gelemezmiş.
Hesap bu.
O zaman ne olacak?
Ülkede koalisyonlar dönemi başlayacak.
CHP ise en çok oy alan parti olarak hükümet kurma görevi alacak, bizim “tatlısu solcuları” Deniz bey sayesinde iktidara gelecek.
Bu tablo karşısında ne söylenir bilemem ama dense dense buna “el bastonuyla yürümeye çalışmak” denebilir sadece.
