DAY MER festivalinde gün değişikliği ve sonrası…

DAY MER, 34. Kültür ve Sanat Festivali’nin final etkinliği park şenliğini 2 Temmuz Pazar günü yerine 1 Temmuz Cumartesi gerçekleşeceğini duyurdu. DAY MER açıklamasında
“Bir önceki açıklamamızda DAY MER’in, sorunların değil çözümün adresi olduğunu dile getirmiş, katliamda yakınlarını yitiren acılı ailelerin ve dostlarımızın kaygılarını dikkate alarak bir çözüm bulma çabalarımızı dost kurumlarla birlikte devam ettirdiğimizi açıklamıştık. Açıklamamızı gerçekleştirdiğimiz 17 Haziran’dan bu yana çağrımıza olumlu yanıt veren, birlik ve beraberliğimizin devam etmesinden yana tutum ve davranış içinde olan tüm dostlarımıza teşekkür ediyoruz” denildi.

DAY MER park şenlikleri her temmuzun ilk pazar günü Hackney’e bağlı Clissold Park’ta yapılıyor. Hackney Belediyesi bölgenin ve toplumun en uzun soluklu festivali için bir başka pazar gününü “doluluk” ve “komşu parklardaki festivallerin yaratacağı trafiği” gözönüne alarak bir önceki ya da sonraki pazara almıyordu. Hatta Hackney Belediyesi bir kaç yıl önce bu kazanılmış bu tarihi bile gaspetmeye kalkmış fakat DAY MER’in itirazları karşısında geri adım atmak zorunda kalmıştı.

Festival tarihi her 5 yılda bir 2 Temmuz’a denk düşüyor. “2 Temmuz” Türkiye’de 30 yıl önce 1993’te yapılan Madımak Katliamı’nın tarihi. DAY MER festivallerinde hiç bir zaman Madımak’ı unutmuyor, parka gelen farklı kültürden ziyaretçilere günün önemini anlatıyor… Bu yılki festival broşüründe de Madımak’a özel iki sayfa ayıran DAY MER’in köklerini oluşturan gelenek olarak Türkiye’de katliam ve idamlara en fazla yol arkadaşını kurban veren kurumlardan olduğunu belirtmeliyim.

DAY MER’in festival resepsiyonunda konuşan yazar Aydın Çubukçu, DAY MER festivalinin öznesinin “birlik, dayanışma ve mücadele”yi kapsadığını vurgulayarak, 2 Temmuz park şenliğinin Sivas Madımak Katliamı ile talihsiz bir şekilde aynı tarihe denk düşmesini “Biz herşeye rağmen türkülerimizi söylemeye devam edeceğiz. Halkın neşesi egemenlerin kederidir! Onlar yas tutup korksun! Biz türkülerimizi söylemeye devam edeceğiz! Çünkü DAY MER festivalleri birlik, dayanışma ve mücadele festivalleridir. Bu haliyle 2 Temmuz şehitlerinin ruhunu incetecek bir şey asla değildir!” demişti.

Geçen hafta sosyal medyada bireysel ya da kurumsal olarak Alevilerden gelen festivalin tarihini değiştirme isteği, DAY MER tarafından “sorun yaratan değil çözüm üreten” demokratik bir sivil toplum kuruluşu mantığı ile belediye ile de yapılan görüşmeler sonrasında pazar yerine bir gün öncesi olan cumartesiye alındı. Böylece gün değişikliğiyle ortaya çıkacak sanatçı anlaşmalarından teknik ekipman kiralama işlerine pek çok şey bir şekilde halledilse de çoğu işçi olan festival katılımcıları cumartesi günü çalışıyor olacak… Cumartesi festival için yanlış bir gün olsa da DAY MER yönetimi birlik, dayanışma ve mücadele festivaline gölge düşürmemek adına bu tarihi değiştirmek için elinden gelini yaptı.

Dostlar dini ve büyükelçilik bağlantılılar dışındaki bağımsız dernek ve oluşumların hiç biri diğerinin icazetine ihtiyacı yoktur, hiç birinin diğerini uyarma gibi tepeden bakma hakkı da yoktur! Ayrıca toplumdaki en eski derneklerden olan DAY MER’in bu duyarlı kararının aynı duyarlılıkla değerlendirilmesini öneririm.

Toplumun birliği ve dirliği için kalem oynatan bu uğurda saçlarını ağartan bir gazeteci olarak “şimdi sıra Londra’daki Alevi kurumlarında” diyorum. Öncelikle DAY MER’i sosyal medyada eleştiriyor sanısıyla “eline, diline, beline sahip olmak” öğretisini unutarak patavatsızca parmak gösteren o üyelerini uyarması ve gereğini de yapması gerekiyor. Ne yazık ki bazı paylaşımların empati yoksunu olarak şaşırtıcı bir şekilde kurumları birbirine düşürmeyi planlayan provakasyon dilini kullandığını belirtmeliyim. Toplumun birliği ve dirliği için yapılan bir festivale karşı kullanılan ve hiç de dostane olmayan bu dil Londra’daki toplum tarihini kaleme alan bir yazar olarak bende güven heyelanı yarattı doğrusu. Garip bir şekilde “kırılmayı bekleyen fay hatlarıyla çevremiz sarılmış” gibi geldi.

Nasıl olacak bilmiyorum ama umarım süreç içinde bu güven yeniden oluşturulur. Daha yaşanılabilir dünya Ortadoğu’nun birbiriyle uğraşan kültürüyle kurulmaz çünkü.

2697790cookie-checkDAY MER festivalinde gün değişikliği ve sonrası…
Önceki haberAlmanya’daki 6 kuruluştan Kavala hakkındaki diziye tepki
Sonraki haberÜçü bir arada olamayacak gibi
FARUK ESKİOĞLU
Faruk Eskioğlu, (1958, Akşehir) gazeteci ve yazar. 1985'ten bu yana yaşadığı Londra'dan Türkiye'deki ulusal medyaya yönelik muhabirlik, temsilcilik yaptı. Londra'da yayınlanan Türkçe toplum gazetelerinde çalıştı ve bazı gazetelerin kuruluşunda yer aldı. Halen sosyolojik değeri olan haber ve araştırmalara ağırlık veren yazar, halen 2004'te kurduğu Açık Gazete'yi (acikgazete.com) yönetiyor ve köşe yazarlığını sürdürüyor.Eskioğlu, 13'üncü yüzyılın sonunda Horasan'dan Akşehir Maruf köyüne yerleşerek tekke kuran Hasan Paşa soyundan geliyor. Hasan Paşa'nın oğlu Şeyh Hacı İbrahim Veli Sultan'ın "Mülk Allahındır" felsefesiyle Anadolu'da bir ilk sayılan kendine adına kurduğu yoksullara yardım vakfı ise halen faaliyettetir.Eskioğlu, ilk ve orta öğrenimini Akşehir'de tamamladıktan sonra 1979’da AİTİA Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu’nu bitirdi. 1984’te Gazi Üniversitesi Ekonomi Fakültesi’nde "master" yaptı. THA’da gazeteciliğe başladı. Aralık 1985’te kendi deyimiyle "siyasi sürgün" olarak geldiği Londra’da ilk 2 yıl baba mesleği kasaplık yaptı. İngilizce öğrendikten sonra medya okudu. Uzun yıllar Nokta dergisi İngiltere Temsilciliği, Hürriyet Londra bürosunda habercilik yaptı. Gazeteciliğin yanısıra 1986-98 arasında grafiker tasarımcı olarak çalıştı. Ayrıca pek çok siyasi afiş ve logo tasarladı.1998’de Türkiye’ye döndü. Hürriyet Gazetesi Ekonomi Servisi’nde haberci ve star.com.tr’de ekonomi editörü olarak görev yaptı. “Basında etik ve toplam kalite yönetimi” üzerine araştırmalar yaptı, bu konudaki konferans ve panellere katıldı.Türkiye’deki 2001 ekonomi krizinde Londra’ya dönerek grafiker tasarımcılık ve gazeteciliği sürdürdü. Toplum gazetelerinden Olay’da genel yayın yönetmenliği yaptı. Londra’da ilk Türkçe internet gazetesini çıkardı ve toplum gazetelerine ilk ajans hizmeti sundu. 2004’te dünya haberleri veren acikgazete.com’u kurdu. İki ayrı toplum gazetesini yayına hazırladı. Türkiye’deki bazı tv kanallarına haber geçti, uzun süre Akşam Londra Temsilciliği’ni üstlendi.Londra'da 2004’te "İçimizden Birisi: Vanunu" başlıklı bir kısa film çekti. Londra'daki toplumu anlatması açısından bir ilk sayılan "Aşkolsun! Adı Aşkolsun" başlıklı belgesel romanı 2007’de Türkiye’de yayımlandı. Türkiye'den 150 ve Kıbrıs'tan 100 yıllık İngiltere'ye göçün anlatıldığı 3 ciltlik "Londra'da Bizim'Kiler" başlıklı araştırması 2019 sonunda çıktı. Eskioğlu’nun Su ve Defne (2004) adlı ikiz kızları bulunuyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.