Demokrat Parti…

Bu hafta sonu Demokrat Parti ile Demokratik Sol Parti’nin olağanüstü kongreleri var.

Her iki partide, genel başkanların değişmesi gündemde.

Zaten her ikisi de “topal ördek” durumuna düştüklerinden tepedeki adamlarını değiştirmek ve bundan sonra başarılı olmak istiyorlar.

Başarılı olurlar mı?

Merkez sağdaki AKP’ye karşı alternatif teşkil edebilirler mi?

Önce Demokrat Parti’den, yani sağdan başlayalım.

DP son genel ve yerel seçimlerde dibe vurmuş bir parti.

Mehmet Ağar ve Süleyman Soylu’nun bu partiyi büyüterek kitleleri peşinden sürükleyemeyeceği anlaşıldı.

Aslında Çiller’den sonra Mehmet Ali Bayar o zamanki adıyla DYP için bir şanstı. Üstelik büyük bir şans. Ama Bayar’ın önünü kesmek için herşey yapıldı.

Şimdi bu partinin başına gelmek için 80’e merdiven dayamış Hüsametttin Cindoruk talip.

Bir zamanların “emanetci” siyesetcisi.

Süleyman Demirel’in yasaklı olduğu dönemde DYP’yi korumak ve kollamak için geçici olarak görevlendirilmiş bir “emanetci.”

Biraz daha geriye gidin..

Demokrat Parti’nin Yasssıada duruşmalarında Menderes’i savunduğu iddia edilen bir hukukcu.

Oysa aynı hukukcu Cindoruk’u Menderes’in yaşayan tek evladı , “Cindoruk babamın avukatlığını yapmadı” diye redd-i mirasta bulundu geçtiğimiz günlerde..

Açıkcası Cindoruk’un siyaset çizgisi oldukça zikzaklı.

Gün gelmiş Adnan Menderes’e ve Celal Bayar’a sarılmış.

Gün gelmiş Demirel’e.

Gün gelmiş Çiller’e karşı yenilmiş.

Gün gelmiş kabine dışı kaldığı için Demirel’e küsmüş.

Siyaset dışı kaldığı dönemlerde ise antidemokratik veya postmodern darbe olan 28 Şubat’ı desteklemiş.

Sonra eski bir TBMM Başkanı olmasına rağmen, Meclisin 367 mevcutla toplanması gerektiğini savunur duruma gelmiş.

Kendi döneminden sonra ne Anayasa değişmiş, ne içtüzük değişmiş ama salt çoğunluk rakamı. Ama nedense toplantı nisabı birden 367’ye fırlamış, bunu anlamak mümkün değil.

İşte bu kimlikleri ve değişimleri ile ortaya çıkan Cindoruk eğer DP’nin başına gelirse sağda arayışları sürdürecek ve ANAP’la yeniden izdivaç yollarını arayacakmış.

Yarım kalmış bir izdivacın devamına yönelecekmiş.

Her iki parti de, son iki seçimde seçmen karşısında “mevta” haline gelmiş durumda. Bunu kimse inkar etmiyor zaten.

Yani seçmenin gözünde DP ve ANAP, yaşadığına dair hiç bir işaret vermemiş.

Halkın deyimiyle henüz kaldırılmamış iki “cenaze” var karşımızda da denebilir.

İki cenazeden bir “düğün” çıkar mı?

Bence zor.

Hele bir de damat 80’ine dayanmış ise…

1626380cookie-checkDemokrat Parti…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.