e gerilla…

İlk kez oğlumdan duymuştum bu sözcüğü. Irak işgalinin ilk günleri, ABD elçiliklerinin önünde insanlar işgali bütün dünyada protesto ederken, yine dünyanın dört bir yanından 13-14 yaşında yeni yetmelerin odalarında oturmuş ailelerinden habersiz Amerikan elçiliklerinin internet sitelerini nasıl ha(c)kladıklarına tanık olmuştum. Hacker tabir edilen bu zamane çocukları garip bir yarış içindeydi ve ha(c)klamak bir tür prestij halini almıştı. Birbirlerini tıpkı yer altı örgütlerinde olduğu gibi kod adları ile tanıyor ve sanal alemde her gün yeni bir ‘’efsaneye’’ imza atıyorlardı. Nasa’yı ha(c)klamış, Pentagona girmiş bu çocuklardan bazıları o dönem ha(c)klayıcılar arasında birer kült figüre dönüşmüştü.

O zaman, bana biraz da fantezi gibi gelen ve gülüp geçtiğim bu ‘’e-gerilla savaşı nın’’ bu gün wiki savaş olarak tüm dünyanın gündemine oturması aklıma o günleri getirdi.
Bildiğim kadarıyla nın ( what i know is ) İngilizce kısaltımı olan wiki sanal platformlarını (her türden wiki sözlük vb.) aslında global dünyada bir türlü global hareket edemeyen güçsüzlerin, memnuniyetsizlerin, sesini duyuramayanların platformu olarak algılamak bazılarımıza hem çok iyimser hem de çok naif gelse bile, dünyanın dört bir yanında internet kullanıcılarında global bir wiki-iletişim alışkanlığı oluştu. Bu wiki alışkanlık platformlarının en politik olanı ise kuşkusuz wikileaks.
ABD’nin Irak’ta ve Afganistan’da işlediği insanlık suçlarının belgeleriyle internete dökülmesi, Ebu Gureyb’de yapılan işkencelerin belgelenmesi gibi çok önemli işlere imza atan Wikileaks’in (bu yapısıyla) bir gün her dünya hükümetini rahatsız edeceği de aşikar.

Guantanamo Bay (2003-2004) operasyon yönetmeliği, Fallujah direnişine dair Amerikan istihbarat raporları, Irak’ ta Amerikan Ordusunun elinde bulundurduğu savaş araçlarının ve silahların ayrıntılı listesi (2007) de dahil olmak üzere, Wikileaks sadece 2004 -2009 yıllarını kapsayan dönemde Irak’ta faaliyet gösteren ABD ordusuna ait 391.832 raporu internette yayınladı. Wikileaks’in yayınları sadece Irak, Afganistan ve ABD ordusunun yaptıklarıyla sınırlı da değil. Bermuda’da hükümetin basına uyguladığı sansür belgelerinden tutun, Kopenhag klima konferansında basına yansıtılmayan iç yazışmalara, Kenya’da Başkan’ın yolsuzluklarından tutun, Tayland’da askeri cuntanın sansür uygulamalarını belgelemeye kadar geniş bir kapsama alanından ve şimdiden milyonlara varan gizli belgenin internette yayılmasından bahsediyoruz.

Dünyanın bütün ülkelerinden ve hiç sansürlemeden belge yayınlayan wikileaks’in bu son yayınladığı belgelere ( Amerikan hükümetinin de baskısıyla ) sansür uyguladığı görülüyor. Aslında sansürü uygulayan wikileaks mi yoksa wikileaks belgelerini internet sitelerinde yayınlayan Guardian, El Pais, Le Monde gibi gazeteler mi orası da henüz açıklığa kavuşmuş değil.

Kısacası küresel bir fenomen ile karşı karşıyayız ve dünyanın dört bir yanından binlerce bağımsız bireyin katılımıyla oluşmuş bir medyadan söz ediyoruz. Yaşadığımız küreselleşmenin kendi küresel muhalefetini yaratması zaten kaçınılmazdı. Dünya Sosyal Forumu vb. reel dünya örgütlenmeleri çok daha sorunlu ve masraflı iken, bu türden sanal dünya birliktelikleri çok daha kolay ve ucuz üstelik.

Hep dudak bükülerek bakılan bu türden sanal medyanın bekli de en büyük başarısı, bu son olay oldu. Daha dün, yazılı medyamızın tanınmış şahsiyetlerinden biri ekranlarda, ayıklanmamış bilgiyi gazetecilikmiş gibi sunmanın yanlışlığı üzerine fetva veriyordu. Ham materyal yayınlamak, gazetecilik değilmiş bu zata göre, tartışılır elbette ama bu güne kadar başımıza ne geldiyse o fazlasıyla işgüzar ve kraldan fazla kralcı, işlendikçe işlenerek kuşa dönmüş materyaller nedeniyle gelmedi mi, diye sormadan da edemiyor insan.

Ver kardeşim sen bana ham bilgiyi, ben onu işlerim.

667440cookie-checke gerilla…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.