Emine Ülker Tarhan’ın istifası

Türkiye, siyasi açıdan sürpriz gelişmelere doğru hızla yaklaşırken, yaşananların ve gelecek haftalarda yaşanacak olanların birçok insanı şaşkına çevirmesini olağan bir durum olarak görmek gerekiyor. Siyasi statükoyu sallayacak değişimin ilk işaretleri gelmeye başladı, yakında çok daha büyük sürprizler olacaktır.

24 Ekim 2014 tarihli önceki yazımda, CHP konusunda bir tespit yapmıştım. Bu tespiti hatırlatmak istiyorum :

“Ana muhalefet partisinde derin bir sessizlik atmosferi egemen. Bu durum, çok büyük bir hareketlenmenin de habercisidir. Gelecek günlerde CHP’de yaşanacak depremi şimdiden işaret ediyorum.”

(https://acikgazete.com/yazarlar/birol-ertan/2014/10/24/turkiye-de-siyasal-deprem.htm?aid=56858 )

Gelişmeler beni yanıltmadı ve Emine Ülker Tarhan gibi CHP’nin güçlü, inançlı ve güzel bir yüzü istifa kararını açıkladı. Tarhan, istifa dilekçesinde partinin muhalefet görevini yerine getiremediğini, iktidar seçeneği olamadığını, bu durumun Cumhurbaşkanlığı seçimindeki yanlış kararı ve Kurultay sürecindeki hatalarıyla örnekleyerek çok güzel bir çözümlemesini yapmıştır.

CHP lideri Kılıçdaroğlu, her dönem yeni yüzlerle kendisine kadro arayışı içine girse de parti örgütünün tepkisini çeken Gürsel Tekin, Sezgin Tanrıkulu ve Erdoğan Toprak isimlerini sürekli yanında taşımaya devam ediyor. Liderlik koltuğuna oturduğu günden bu yana yakın çalışma ekibindeki isimleri değiştirmesi, başarısız muhalefetine bir alternatif arayışı içinde olduğunu gösterir. Oysa bunun nedeni, TBMM merkezli, grup toplantılarıyla ve basın açıklamalarıyla sınırlı kısır ve etkisiz bir muhalefet anlayışı içine sıkışması ile kolayca açıklanabilir. Anadolu insanının neredeyse yüzünü ve varlığını unutmuş bir muhalefet liderinin ne ülkeye, ne de partisine yararlı olması mümkün görünmüyor.

CHP, önümüzdeki günlerde daha da kaynayacak. Sadece yeni milletvekili istifaları değil, CHP örgütlerindeki kopuşlarla zor günler geçireceğini şimdiden söylemek olasıdır.
Türkiye’de siyasi statüko değişmek zorunda. Bu değişim, elbette muhalefet partilerini yakından etkileyecek, ancak sonuçta bu değişimden en büyük payı iktidar partisi AKP alacaktır. Son yapılan anketler ile % 40 oy oranının altına inmesi de AKP içindeki bu paniğin göstergesidir. Bu durumda, AKP’nin perde arkasındaki lideri olan Erdoğan’ın Abdullah Gül’ü büyük illerimizden birisinden milletvekilliği koltuğuna taşımak zorunda kalması kaçınılmaz görünüyor.

Geçen yazımda, AKP için de değerlendirmelerde bulunmuş ve şöyle yazmıştım ; “Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı sonrasında AKP Genel Başkanlığı ve Başbakanlık koltuğuna işaret edilerek oturtulan Ahmet Davutoğlu, AKP içinde kaynamalara neden olmaya şimdiden başlamıştır. 3 dönem kuralı ile emekliye sevk edileceği düşünülen güçlü isimlerin siyasette ve AKP içinde depremler yaratacağını ileriki günlerde gördüğümüzde sürpriz yaşamayalım.”

Birkaç hafta içinde AKP milletvekilleri ve örgütleri çapında sürprizler yaşanacağını, şaşırtıcı istifaların da bu sürprizlere eşlik edeceğini söylemek isterim. Gelişmeler, AKP için de çanların çaldığı yönündedir.

Sözün özü, Türkiye’de siyasi statükonun temelleri sarsılmaya başlıyor. Bu değişimden ilk aşamada muhalefet partileri etkilenecek ve kısa dönem içinde yeni siyasi oluşumlarla tanışmamız kaçınılmaz olacaktır. Ne var ki, asıl büyük değişimin iktidar partisi AKP’de yaşanacak sürpriz gelişmelerle ilgili olacağını şimdiden ilan etmekte yarar vardır.
Bekleyelim ve görelim.

674470cookie-checkEmine Ülker Tarhan’ın istifası

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.