Erol Evgin

Yeryüzünde insanlik ve sanat tarihine adini altin harflerle kazimis bir insan ismi EROL EVGIN… Yetenek, saygi, sevgi, vefa, çaliskanlik, degerbilirlik, önsezi, dürüstlük, okumak, yazmak, çizmek, konusmak, anlatmak, gülmek, güldürmek, sarki söylemek muhtesem bir sesle…
Erol EVGIN bir Istanbuli’dir…
41.sanat yilini yillarin içinde biraktigi bu yil, 30 Temmuz 2011 aksami, gece saat 12’yi çaldiginda bitirmesi gerektigi konserini zamaninda bitirerek ( konser baslama saatini, uluslararasi olabilirlik gecikmesi sayilan 15 dakikalik rötari, bir 15 dakika da Istanbul trafigi sebebiyle geciktirmesine ragmen ), Istanbul Bogazi kiyisindaki Kuruçesme Arena sahnesinde, kendisini dinlemeye ve izlemeye gelen seyircilerine unutulmaz bir konser yasatti. Her zaman gençtir, (Yillar ona yil yazmamis, silmis, Ne zerafet ne eda eksilmis, Demek zaman sandigim kadar zalim ve güzelden anlamaz degilmis, misralari Pro.Dr.Hüsrev HATEMI’ye aittir, benim tarafimdan bestelenmistir, ve simdi bence yeridir, Erol EVGIN’e bu misralari ithaf etmem gerekir…) sesi taklit edilemez, kendisine has ve muhtesemdir, ( hani bazi insanlar, yalnizca sarki söylerken seslerinden taninirlar, bazilari da hem konusma seslerinden hem de sarki söyleme seslerinden taninirlar, Erol EVGIN de öyle…), samimidir, hatira doludur, güzel konusur, üstelik zamani iyi degerlendirir…

51 senedir sürdügüm ömrümde davet edildigim 5. konserdi. Ilki Erol BÜYÜKBURÇ’un karisi Ute BÜYÜKBURÇ ile verdigi Elvis PRESLEY’i anma konseriydi, sonra sirasiyla, Baris AKARSU, KIRAÇ, Hayko CEPKIN ve Erol EVGIN Konseleri oldu. Ömrümde dinledigim konserlerin digerlerine, hep biletimi kendim alarak gitmistim. Erol EVGIN’in konserinde söyledigi gibi, hayata biletimiz olursa, herseyin farkinda oluruz ve kiymetini biliriz, yasadigimiz herseyin… Yine Erol EVGIN’ in sahnede okudugu tüm güzel siirler gibi, birisinde diyordu ki, ”dün bitti, yarin meçhul, yasayacagimiz bir tek gün var, o da bugün”…
Ilk konserini 1977 senesinde Spor Sergi Sarayinda dinlemistim. Sözleri Çigdem TALU’ya,Bestesi Melih KIBAR’a, Düzenlemesi Atilla ÖZDEMIROGLU’na, yorumu Erol EVGIN’e ait olan, onlarin ilk plagi ve ilk altin plak ödülü aldiklari sarkilarini dinlerken sessiz sessiz aglamistim, ”Hani issiz bir yoldan geçerken, hani bir korku duyarda insan, hani bir sarki söyler içinden, iste öyle bir sey…”
Ardindan, yine Çigdem TALU – Melih KIBAR asiklarinin sarkisini, Hursit YENIGÜN düzenlemesiyle dinledigimde yüregim sevinçle dolmustu, ”Gönlümde bu dinmek bilmez sizi olmasa, Gözlerimde gözlerinin gözü olmasa, Bir de cana can katan o sevdan olmasa…,Ahh bu hayat çekilmez, sen olmasan canim, bu çile çekilmez….”
Yine TALU- KIBAR sarkisini A.ÖZDEMIROGLU düzenlemesiyle dinledigim ”Evlerin isiklari bir bir yanarken, bende ki karanligi gel de bana sor” sarkisi 17 yasimda beni kederlendirirken, 51 yasimda dinlerken düsündürüyordu, isiklari yanan evlerde de yalnizliklarin yasandigini hatta kalabaliklarin içinde de yalnizliklarin yasandigini hatirlatiyordu bana.
Yine TALU- KIBAR sarkisini, Timur SELÇUK düzenlemesiyle dinledigim ”Sen yoksan yine, bense yorgun ve yalnizsam, hele bir de, bir de canim hasretine kapilmissam, ve gözümde tütüyorsan buram buram, iste o an bir firtina kopar…” misralarini hala ayni hasreti duyarak söyledim, konser korosuyla…
Zaten Erol EVGIN de söyledi, ”bir konserin güzel geçip geçmeyecegini konser korosundan anlarim” dedi.
Siyasete hiç göz kirpmadigi halde, ”bir kadinlar partisi kurmak isterdim dogrusu, kadinlara güveniyorum” dedi.
Üç kadin vokalistini tek tek tanitarak, her biriyle ayri ayri düet yaparak, onlarla dans etti.
Üç yil önce kendisi için, bir kadin besteci tarafindan yapilan sarkiyi bestecisi Asli hanimla birlikte söyledi.
Aysel GÜREL’in ardindan kendisine kizlari Müjde ve Mehtap AR tarafindan verilen bir siirini besteledigini söyledi. Fakat bizlere oglu Murat EVGIN’in bestesini yorumladi, sözler yine Aysel GÜREL’indi. Dogrusu ben Murat EVGIN bestesi olan MEKTUP sarkisini yorumlamasini da beklerdim, çünkü bu sarkiyi çok seviyorum.
Murat EVGIN, çaliskanlik yapti ve konser kaydini kendi objektifinden gerçeklestirdi, bence bir yönetmenin yapmasi gerektigi olagan bir durumdu, yne de takdiri hakediyordu, yine babasinin deyimiyle,”babasinin hayrina” yapiyordu, ne de olsa…ve artik Murat EVGIN de bir baba…Erol EVGIN bir dede, ama hiç yaslanmiyor…
Anne tarafindan Rize’li, baba tarafindan Van’li olan Erol EVGIN’i, Prof. Nurhan ATASOY’dan ögrendigim bir sözle tek kelimeyle tekrar ifade edebilirim ki, ”ISTANBULI” dir demeliyim O’nun için…(Güzellikleri tarif etmek için söylenirmis bu söz…)
Konserine baslarken ilk sarki olarak, yine benim çok sevdigim, altin plak ödüllü, TALU- KIBAR sarkisini, Esin ENGIN düzenlemisiyle ve Erol EVGIN yorumuyla taçlanmis”Bir tanem söyle canim, ne istersen iste benden” sarkisini seçmisti, konser korosuyla coskuyla söyledik.
”Gözbebegim, sen çok yasa” sarki ve ninnisi de, bence çok mühim, hatira, söz, müzik ve yorum yine samimi.
Ben bir Besiktas’li olarak, Erol EVGIN’in centilmenligini çok takdir ettim. Bir Galatasarayli oldugunu simsicak, yigitçe söyledi. ”Fenerbahçe zor günler geçiriyor, ama atlatacak”,dedi, yetmedi, bir de ”Yasa Fenerbahçe” diyerek marsini söyledi, muhtesem Orkestra sanatçilari esliginde…ve çok alkislandi…( Benzer bir davranisi, ben de YASAM RADYO’da çalistigim sirada göstermistim, kendimi hatirladim…)
Sizler de belki tanik olmussunuzdur, Sanatçilarin bazilari ne tuttugu takimi söyler, ne sevdigi siyasi partiyi, ne de sevmedigi bir seyi söyler, yani ne sevdigi bellidir ne sevmedigi, bence anlasilmaz bir haldir bu, oysa kendini tanimak ve ifade etmek zordur fakat güzeldir ve gereklidir, kiymetli sairin söyledigi ve Erol EVGIN’in yorumladigi gibi, ”yarin meçhuldür”, bugünü yasamak gerekir…Ve en önemlisi, sanat ve sanatçi özgürdür, kendisi gibi davranmalidir, sonsuzluga sanatçinin gerçegi kalmalidir…
Erol EVGIN kendisi gibi davranarak, örnek insan ve örnek sanatçi oluyor, hiç bir zorlama yok, yani kiymetli karisi Emel EVGIN’le karsilikli bir sadakat duyuyorlarsa, birbirlerini çok sevdikleri ve anlastiklari içindir… birilerine örnek olmak için degil…BONO ile karisi ALI gibi…Ali, bir moda tasarimcisi imis, 4 çocuklari varmis, ve birlikte mutlularmis, ne güzel… zaten mutluluga erismis olan insan, aldatmaya ihtiyaç hissetmez ki, güzelliklerle yarismak boyutuna geçer, mesela ”savas’a hayir” der, ”hastalik ve açliktan ölen insanlar’a yardim edelim çagrisi” yapar…ve nice insana ait soruna çözüm arama çabasi içinde olabilmelidir…
Elvis PRESLEY’i, Dario MORENO’yu, ADAMO’yu, Tanju OKAN’i, ESMERAY’i, Fikret KIZILOK’u, Cem KARACA’yi, Baris MANÇO’yu sarkilarini söyleyerek hatirladi ve hatirlatti, ” Herkesle yasadigim hatiram var, Elvis PRESLEY hariç ” dedi.
Konsere kizim Marti Balam ile gittim. Erol EVGIN sevgisi, nesilden nesile sürüyor…
Konseri, bizim gibi davetli olan, çok kiymetli Baris MANÇO’nun kiymetli karisi Lale MANÇO, sevgili yegeni Sibel MANÇO ve Lale’nin bugünkü kocasi kiymetli Serdar AHISKALI ile yanyana sandalyelerde oturarak seyrettik. Serdar’a, ”DANSET grubu olmasa bence daha iyi olurdu, Erol EVGIN’e bakmaktan dansi seyredemiyorum” dedigimde, Serdar ise, dansi ve dansçilari begendigini söyledi. Zevkler ve renkler tartisilmaz zaten. Lale ve ben bu hayatta benzer acilari yasadik, yasattilar da…O, benden evvel yasadi, ardindan ben yasadim, hatta bazen ayni anda, ayni dertlerin içine çekilmek istendik, neyse ki, her ikimizde sorulan sorulara verilen cevaplarin önü-ardinin nasil makaslandiginin farkindayiz, söylenmemis sözlerin nasil yazilabildigini anlamis bulunuyoruz, santaj, montaj nasil yapiliyor, bunlari da kulaklarimizla duyuyoruz, Allah’tan birbirimizi biraz taniyoruz, bir kisim Medya’yi da tanimak zorunda kaliyoruz. Bize çokca sorulan bir soru var, kimi zaman da yanlis yorumlanan, her ikimiz de niçin KARACA ve MANÇO Soyadini kullaniyoruz diye merak ediyorlarmis…Lale ve ben evli iken kocalarimizi kaybettik, bu yüzden, O kiymetli sanatçilar hatirlandiginda, karisi Ilkim KARACA, karisi Lale MANÇO diyorlar ve diyecekler, çünkü bu gerçek…bosanmak farklidir, ölüm sebebiyle ayrilmak farklidir çünkü…
Bedia Muvahhit, Erol EVGIN’e ”Ahir zaman askimsin” dermis. Ne kiymetli hatiralar dinledik Adile NASIT, Vasfi Riza ZOBU, Aysel GÜREL,Fecri EBCIOGLU ile ilgili, çok komik fikralar dinledik, güldük, lehçelerin güzelligini, taklit etme yetenegindeki ustaligini gördük, siirlere olan sevdasini gördük…ilk yazdigi sarki sözünü dinledik…ben baska ne görmek istiyorum baska konserde biliyor musunuz? Erol EVGIN, bir horon söylesin, horon etsin, horon ekibiyle…Van’in dogal güzelligini anlatti, babasindan ögrendigi ”Aman avci vurma beni” türküsünü söyledi, bir de Van yöresine ait bir halay söylesin ve halay çeksin isterim.
Asik VEYSEL’in ”Uzun ince bir yoldayim” türküsünü kiymetli müzisyen arkadaslarinin düzenlemesiyle ( ki her biri enstrümanlarinda virtüöz olan müzisyenlerdir ), muhtesem sesiyle dinlemek isterim.
Karadenizli bir sanatçimiz Sinan ÖZEN de konseri seyrediyordu.
Hani bir söz vardir, ”Doktorlar, ilk önce sanatçidir, ve çok yeteneklidir” derler ya, bu sözü ispatlayan kiymetli ve samimi insan Erol KÖSE de konseri seyrediyordu, çaga uygun haberlesme araciyla konseri paylastigini bize söylüyordu, bazi sarkilarda yerinde duramiyor, sarkiyi yasiyordu…
Siz AÇIK GAZETE okuyuculari, konseri, benim gözümün gördüklerinin, kulagimin duyduklarinin bir kismiyla seyretmis kadar oluyorsunuz, bu sayfaya sigmayan, fakat görmeniz gereken çok güzellik vardi, bilmeniz gereken önemli gerçekler vardi. Mesela, ayni barda çalismislar, Bülent ERSOY, Ruhi SU ve Erol EVGIN.

Erol EVGIN’i sahnede seyrederken düsündüm… Insan sanatçi dogarmis derler, dogrudur…Sahnede bir mimari, bir ressami ( Ortaköy’deki resim sergisini de gezmistim, güzel resimlerdi ) bir siirseveri, bir besteciyi, bir tiyatro sanatçisini, bir müzikal yildizini, bir fikra anlaticisini, bir program sunucusunu, bir sevda adamini, bir babayi, bir dedeyi, güçlükleri tebessümle ve tatli dille çözümlemeye çalisan kararli ve saygili bir insani seyrediyordum. ( Konser esnasinda, gökyüzüne atilan havai fisek gösterisine gösterdigi kibar tepkisi, ardindan duydugu garip seslere bir mana veremeyerek, ”bu sesler de ne? biz nereye geldik?” sorulariyla, içtenligi, tam sarkisini söyledigi esnada kiyidan geçen bir tekneden gelen müzik sesine karsi takindigi esprili tavirlari görmek gerekirdi, ani yasamakti…çok hostu…)
Eyy Kiymetli EROL EVGIN, nice nice müzik dolu yillara…Sen de bizim gözbebegimizsin….sen çok yasa…bin yil yasa…nasil olsa hiç yaslanmayacaksin…hep genç kalacaksin…Çigdem TALU’nun söyledigi gibi, HEP BÖYLE KAL, HEP CANA YAKIN…

1635280cookie-checkErol Evgin

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.