Fox’ta eğlence bitti

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın genelgesinde “milli ve manevi değerler” ile “aile ve toplum yapısının” hedef alındığı yazıyor. “Türkiye neden bu şekilde hedef alınsın?” Banu Güven, DW Türkçe’de yazdı.

“Manevi”, Türk Dil Kurumu sözlüğünde “Görülmeyen, duyularla sezilebilen, ruhani, tinsel, maddi karşıtı” olarak tarif ediliyor. “Milli ve manevi değerlerimizden” söz edildiğinde de, milletçe, sahip olduğumuz varsayılan üstün sosyal ve kültürel meziyetlere işaret ediliyor. Evet, teoride ahlaken her milletten üstün bir millet anlatısı var. Eril, ataerkil bir anlayışa ait bu tanım, ahlakı insanların, en çok da kadınların bedeninde ve cinsellikte arıyor. Milli ve manevi değerlerin korunmasından bahsedenler, kendilerini “ahlakın” bekçisi olarak görüyor. Her konuda otorite olan Cumhurbaşkanı Erdoğan gibi.

Geçtiğimiz günlerde Erdoğan’ın imzaladığı “ahlak genelgesi”, bu anlayışın toplumda gerçekten varolan çok renkliliğe müdahalesinin manifestosu gibiydi. Açıkçası bu genelgenin hangi kanaldaki hangi yayınları hedef aldığını, hangi vesileyle yayınlandığını anlayamadım. Sonra Fox TV’de yayınlanan “Maske – Kimsin Sen?” yarışmasını hedef aldığını okudum. Programın ilk bölümünü izledim, Cumhurbaşkanı’nın genelgede söz ettiği tehditleri nereden çıkardığını yine anlayamadım. Yani o gözle bakmaya çalışsam da, milli ve manevi değerlerimize karşı bir komplo göremedim. Ne yazıyordu genelgede, hatırlayalım.

  • “Toplumumuzun temel değerlerine aykırı unsurlar taşıdığı gözlenen ve son günlerde özellikle yabancı içeriklerin uyarlanması şeklinde ekranlara gelen televizyon programlarının toplum üzerindeki yıkıcı etkilerini bertaraf edecek adımlar ivedilikle atılacak.”
  • “Birtakım semboller kullanılmak suretiyle verilmeye çalışılan mesajlarla çocuk ve gençlerin zihin dünyalarını hedef alan yapımlardan onları koruyacak, aile ve çocuk dostu yapımlar teşvik edilecek.”
  • “Medya aracılığıyla mili ve manevi değerlerimizi yıpratmaya, aile ve toplum yapımızı temelinden sarsmaya yönelik açık ve örtülü faaliyetlere karşı Anayasa, kanun ve ilgili diğer mevzuatla düzenlenen müeyyidelerin gereği yerine getirilecek.”Anlamak için bakınız: Yeni Akit

    Aşırı muhafazakar bir anlayışla yazılan bu genelge, insanların hayatına ciddi bir müdahale niteliğinde. İnsanlar değişik bir şey görmesinler, bilmesinler, hayal kurmasınlar, eğlenmesinler. Çocuklar ve gençler dindar nesil projesine uygun diziler, programlar izlesinler. İstenen bu.

    Bu zihniyeti daha iyi anlamak için Yeni Akit’in haberine bakabilirsiniz. Haberi “Başkan’dan medyaya ‘ahlak’ genelgesi” adı altında duyuran haberde, İstanbul Aile Vakfı adı altında, özellikle LGBT+’lara karşı propaganda yapan İstanbul Aile Vakfı’nın görüşü de veriliyor. Vakıf açıklamasında, “Fesat akımlara karşı Türk ailesini korumaya yönelik hareket olan genelgeyi memnuniyetle karşılıyoruz. Milli ve manevi değerlerimizden ilham alan ailevi yapımıza sahip çıkma arayışını çok önemli bir teşebbüs olarak görüyoruz. Boşanma, cinsiyetsizlik, kaos, Batılı eşcinsel siyasetin dayatılması gibi taarruzlar karşında ailemiz kan kaybediyor. Bu sorumsuz yayınlarına karşı hemen harekete geçilmeli ve Türk aile yapısını ayaklar altına alan programlara son verilmelidir” diyor.

    Türkiye neden böyle hedef alınsın?

    Ne garip ki dünyanın 50 ülkesinde yayınlanan bir program, yeryüzünde bir tek bizim gençleri tehdit ediyor. Bunun gizli bir şekilde, “birtakım semboller kullanmak suretiyle mesaj vererek”, “mili ve manevi değerlerimizi yıpratmaya, aile ve toplum yapımızı temelinden sarsmaya yönelik açık ve örtülü faaliyetlerde bulunarak” yapıldığı iddia ediliyor. Bu ifadelerle, dindar muhafazakar kesimlerdeki paranoya ve endişe körüklenmek isteniyor. Sadece ahlaken değil, güvenlik alanında da hedef alındığımıza dair süregelen anlatı, bu paranoyayı oya tahvil etme amacını taşıyor.

    Sonuçta, bir eğlence programı “düşük reyting” gerekçesiyle de dense, bir ahlak genelgesinin ardından yayından kaldırılıyor. Haber bülteninde sunucunun yaptığı yorum üzerine ceza alan yayıncı da, büyük ihtimalle başına daha fazla bela almak istemiyor.

    RTÜK silahı

    Fox TV’ye, Ana Haber sunucusu Selçuk Tepeli’nin yorumundan dolayı bir aylık gelirinin yüzde 3’ü, TELE 1’e de Sedef Kabaş’ın ifadeleri nedeniyle 5 kez program yayın yasağının yanında aylık gelirinin yüzde 5’i oranında ceza kesen Radyo Televizyon Üst Kurulu RTÜK, iktidar için ideal araç. Erdoğan ne zaman canı sıkılsa, RTÜK’ü cebinden çekip çıkarıyor. RTÜK muhalif kanalların gözünün yaşına bakmıyor. Yandaş olanlara ise, en son “Esra Erol’da” programında olduğu gibi en alt seviyeden ceza veriyor. Esra Erol’un 18 yaşındaki genç bir kadını iradesi dışında, rızası olmadan baskı uygulayarak yayına çıkarmak istemesi, kimliğini ifşa etmekle yetinmeyip, genç kadının isyanına rağmen yüzünü göstermesi, sonra da milyonlarca kişi önünde ahlak dersi verip azarlaması, hafif bir kabahat olarak görülüyor. RTÜK’ün yandaş üyeleri, yandaş ATV’ye aylık gelirinin sadece yüzde 1’i oranında ceza veriyor.

    Yandaşların birbirlerini ağırladığı bu ortamda, var olduğu iddia edilen yüksek milli ve manevi değerlerin, aslında yerlerde süründüğüne tanık oluyoruz. Sokakta da her bir kadın cinayeti, her bir trans cinayeti, her bir cinsel istismar vakası, dışarıdan gizli kapaklı manevralara değil, bizzat toplumun ve ailenin içindeki büyük ahlak yoksunluklara işaret ediyor. Reality şovlarda her gün bu türden ahlaki facialara tanık oluyoruz. Programların sunucularıysa, aynı Erdoğan gibi, donanımları olmasa da, sorunları çözmek konusunda tek otorite ve bilirkişi havasında davranıyor. Şov devam ediyor.

    Banu Güven

    © Deutsche Welle Türkçe

2582770cookie-checkFox’ta eğlence bitti

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.