Gerileyen solun serencamı…

Eğer Adalet ve Kalkınma Partisi’ne “yargı darbesi” yapılmasaydı, bu partinin yönetici ve ideolog takımı soluğu Anayasa Mahkemesinde almasalardı, bu parti belki  üçüncü kez ve ilk defa iktidara gelme şansını yakalayacaktı.
Yani fulbolcu tabiriyle hat-trick yapacaktı.
“Belki” diyorum. Kesin değildi ama eğer ABD ve AB desteğini “tam gaz” sürdürseydi bu sağ parti kazanma ihtimalini elinde bulunduruyordu.
Neden?
Sağda rakibi yoktu.
Solda, ise hiç rakibi yoktu.
Böyle bir tablo içinde halkın değil ama solun yapacağı işler olmalı.
Halka yükleneceğimize Deniz Baykal’a yüklenmek daha doğru olmaz mı?
Kaç dönemdir seçilen ve genel başkanlık koltuğunu ölene kadar bırakmamaya niyetli görünen CHP liderinin bir “siyasi tezi” yok.
Tezi olmadığı gibi iktidara gelme hedefi ve niyeti yok.
CHP meclis dışı kalsa, koltuk Baykal’ın altında.
Oyları yükseltmese, bu kez Baykal koltuğun üstünde.
Halk için, halk adına iktidara giden yolda bir tezi olmayan bu Ce-He-Pe önce solcu değil.
Bunu partinin akil adamları bir tesbitte bulunsunlar:
Önce işe “biz nasıl solcu olabiliriz”i sorgulamakla başlasınlar.
Bakın ben solcu değilim ve solculara akıl verıyorum. Hem de bedava.
Her ne kadar Avrupa’da başta İngiltere ve İtalya’da olmak üzere bir çok irili ufaklı ülkede solcu partiler- hepsi  işçi sınıfına dayanıyorlar- gerileme dönemine girdiler. Hepsi savundukları solun neresinde hata yapıyoruz diye kendilerini sorgulamaya başladılar bile.
Peki ya bizim Ce-He-Pe ne yapıyor?
Tek lider, tek ses yoluna devam ediyor.,
Muhalif sesler susturuluyor.
Bizim bilmediğimiz ama sayıları az da olsa, parti içinde kalmayı başaran sola sadık kalan azınlıklar kendilerini yırtsa hatta “Solcu olamadınız bari bir şey olun, mesela iyi bir sosyalist olun” çağrısı yapsa  kimsenin umurunda değil.
Eğer bir parti kadrosu solcuyum diyorsa ama o partide soldan eser yoksa…
Eğer bir parti Sosyalist Enternasyonelin üyesi ise ama bu örgüttten solcu ve sosyalist olmadığı için ihraç edilmek üzereyse…
Eğer Ce-He-Pe gibi köklü bir parti 60 yıldır bir kere olsun tek başına iktidara gelebilecek oyu toplayıp seçim kazanamıyorsa…
Eğer böyle bir parti sıkıştığı an, çizgi dışı –buna demokrasi dışı da diyebilirsiniz- uygulamalara  tevesssül ediyorsa…
Eğer bu parti “başkasının feneri” ile yol bulmaya çalışıyorsa…
Merkez sağdaki partiler ilerde hat-trick de yaparlar…
Yani yolları kesilmezse üçüncü kez de iktidara gelebilirler.
Hatta dördüncü kez iktidara gelirlerse şaşmayalım.
Eğer bir ülkede solun adı yoksa…
Suçu halka yüklemenin, seçmeni dövmeye kalkışmanın mantığı olabilir mi?
Hem üzümü sevmiyorlar. Hem üzümü üretmeyi beceremiyorlar. Hem üzümden ne yapılacağını bilemiyorlar. Hem yemesini beceremiyorlar. Hem de kalkıp bağcıyı suçlu buluyorlar.
Üstelik 60 yıldır kendilerinin değil, başkasının feneri ile yol bulmaya çalışıyorlar.
Ce-He-Pes yani…

1624700cookie-checkGerileyen solun serencamı…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.