Gül: TCK 301’de korkulan olmadı

CNN-Türk’te yayımlanan “Manşet” programına konuk olan Gül, gündemdeki konulara ilişkin bilgi verdi ve 2006’da Türk dış politikasını değerlendirdi. Hükümetin 301. maddeyi kaldırmayı düşünüp düşünmediğinin sorulması üzerine Gül, bu maddeyle ilgili içtihadın ortaya çıkmadığını, savcılara bazı şikayetler yapıldığını kaydetti. Gül, şimdiye kadar bir-iki mahkeme kararı bulunduğunu, ancak bunlara bakıldığında mahkemelerin hep özgürlükçü davrandığının görüldüğünü belirtti.


Gül, bu çerçevede “korkulanın başa gelmediğini”, mahkemelerin özgürlükçü bir eğilim gösterdiğini söyledi. Yargıtay’a giden bir olay bulunmadığını, dolayısıyla kimse için düşüncesini ifade ettiği gerekçesiyle mahkum olduğunun söylenemeyeceğini belirten Gül, Türk Ceza Kanunu’nun dokunulmaz olmadığını, eğer kendi özledikleri Türkiye’den farklı bir Türkiye ortaya çıkarsa, TCK’nın da değişebileceğini söyledi.


Gül, Türkiye’nin 3 Ekim’de AB ile müzakerelere başlamasına 2005’te yeteri kadar önem verilmediğini, “belki siyasi polemikler yüzünden bunun sıradan bir olaymış gibi görüldüğünü” ifade etti. Gül, tarihi olan bu kararla, gerek Türkiye, gerekse AB’nin statüsünün değiştiğini kaydetti.


GÜMRÜK BİRLİĞİ EK PROTOKOLÜ


Gümrük Birliği Ek Protokolü’nün TBMM’de ne zaman onaylanacağının sorulması üzerine Gül, belli bir takvim vermeyerek, “bu konunun günü geldiğinde aşılacağını” söyledi.
“Önemli olan, Gümrük Birliği’nin çalışıyor olması” diyen Gül, 25 AB üyesi ile mal alışverişinin devam ettiğini hatırlattı. Gül, ”Çeşitli sorunlar çıkabilir, bunlar çıkınca oturulur, konuşulur ilgili platformlarda” dedi ve bunların süreci etkileyen konular olmadığına işaret etti. Gül, Rum kesimini tanımanın söz konusu olmadığını, konunun ancak kapsamlı bir çözümün parçası olabileceğini ve “kapsamlı çözüm olursa, her şeyin yerli yerine oturacağını” kaydetti.


Ek Protokol’ün onaylanması konusuna “günü geldiğinde” bakılacağını ifade eden Gül, önemli olanın Gümrük Birliği’nin işlerliği olduğunu, mal alışverişinin 10 yeni ülkenin AB’ye üye olmasıyla birlikte 1 Mayıs 2004’te otomatik olarak başladığını belirtti. Gül, protokolü henüz Avrupa Parlamentosu’nun da onaylamadığına da dikkati çekti.


KIBRIS SORUNU


Gül, Kıbrıs sorununun çözümü yolunda bazı önerilerde bulunarak bütün kısıtlamaların karşılıklı kaldırılmasını istediklerini hatırlattı ve bu yönde önümüzdeki günlerde bazı açılımlar olacağını söyledi.
Türkiye’nin Kıbrıs’taki referandumdan sonra beklentilerinin hepsinin karşılanmadığına işaret eden Gül, bununla birlikte hem Kıbrıs Türkleri, hem de Türkiye için referandumdan önce ve sonra “inanılmaz değişiklikler” gerçekleştiğini belirtti.
“AB’den Kıbrıs konusunda beklentimiz sözlerini yerine getirmeleri” diyen Gül, Birliğin çözümsüzlüğün değil, çözümün bir parçası olması arzusunu dile getirdi. Zamanında Rumların AB’ye girmesinin engellenmesi gerektiğini, o dönemde Türk tarafının bunu yapmaya gücü olduğunu ifade eden Gül, Kıbrıs konusunda kimsenin kendisi kadar mücadele etmediğini ve dil dökmediğini, bu nedenle kimsenin kendisinden çok “Kıbrısçılık” yapmaya hakkı olmadığını söyledi.


AB’nin verdiği sözleri tutmaması nedeniyle kendini “kandırılmış” hissetmediğini, çünkü bunun karşılıklı bir oyun ve mücadele olduğunu bildiren Gül, kendilerinin de “saf” olmadığını, “ne yapıyorlarsa bilerek yaptıklarını” kaydetti.
AK Parti hükümetinin Kıbrıs ve AB konularında eleştirildiğinin hatırlatılması üzerine Gül, bu eleştirilerin haksız olduğunu belirterek, “Milliyetçilik bir ülkeyi içe kapamak mıdır? Milli gelirini artırmak mı, yoksa azaltmak mıdır? “ diye sordu.


AVUSTURYA’NIN DÖNEM BAŞKANLIĞI


Avusturya’nın AB dönem başkanlığını da değerlendiren Gül, bunun fazla bir şey değiştirmeyeceğini, çünkü dönem başkanının objektif hareket etmek durumunda olduğunu kaydetti.
Gül, Türkiye için “imtiyazlı ortaklık” gibi bir şeyin söz konusu olmadığını da belirtti. AB’nin net bir karar aldığını, hedefin tam üyelik olduğunu ifade eden Gül, dolayısıyla başkanlığı devralan ülkenin herkesin yapması gerekeni yapacağını, süreci yavaşlatamayacağını söyledi.


TERÖRLE MÜCADELE


Terörle mücadeleye ilişkin düzenlemeleri dünkü Bakanlar Kurulu’nda ele almadıklarını bildiren Gül, AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn’in “uzaktan ‘Şunu yapın’ demeyeceğini, zaten bunu demeye de hakkı olmadığını” kaydetti.
Gül, terörle mücadele yasalarının değiştirilebileceğini ve ihtiyaç olması halinde yeni maddelerin eklenebileceğini kaydetti. “Kesin olan noktanın, gerçekleştirmekten onur duydukları demokratik standartlardan taviz vermeyecekleri olduğunu” belirten Gül, hükümetin reformları kararlı bir şekilde sürdüreceğini ifade ederken, bunun yanında terörle mücadelenin de önemli bir konu olduğunu, bu alanda ihtiyaç varsa karşılanacağını, “çünkü güvenliğin olmadığı yerde zaten özgürlük ve demokrasinin olamayacağını” söyledi.
Terörle mücadelenin sadece Türk Silahlı Kuvvetleri ya da polisin değil, herkesin görevi olduğuna, konunun ekonomik ve sosyal boyutlarının da bulunduğuna dikkati çeken Gül, hükümetin iradesi olmazsa bu kurumların da terörle mücadele edemeyeceğine işaret etti. Gül, bu konuda hükümetin siyasi iradesinin çok güçlü olduğunu ve kesinlikle taviz vermeyeceklerini bildirdi.

1027470cookie-checkGül: TCK 301’de korkulan olmadı

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.