Haber, her zaman haber değildir!

Timur Soykan Birgün Gazetesinde/ Halk TV’de haber yaptı, gündem oldu. Gerçi daha önce uyuşturucu konusunda da birçok haber yaptı ama bu kadar popüler ve gündem olamadı! Siyasi iktidar, seçim stratejisine uygun gördüğü zamanda bazı haberleri gündeme taşıyarak, kamuoyunda gerek duyduğu kadar nefret söylemini geliştiren atmosfer yaratarak kendi seçmenini arasında “safları” sıkıştırarak, muhalefetin birliğini parçalayacak bir ortam oluşturur.

Haberciliğin iki yönü vardır, bir gazeteci refleksi olarak önüne geleni değerlendirmek, ikincisi siyasi olarak olaya bakıp zamanı gelince haberi patlatmak! Elbette bu ikincisi gerçek anlamda örgütlü bir medyada çalışıyor olmak ve arkasında siyasi güç olması gereklidir, aksi halde nice haberlerde olduğu gibi bomba gibi patlayacak ve günlerce gündem olacak haberler hiç bir ses bile çıkarmadan yayınlandığı an unutulur! Siyasi güç elinde gücü kullanarak hangi haberin patlayacağına ve hangisinin sönümleneceğine karar verebilir.

Siyasette gündemi tutan ve yönlendiren her zaman başarılı sayılır…

Bizler seçim sürecine girdik, seçim sürecinde iktidarı başarısı muhalefeti parçalamak ve en az oyu alsa dahi çoğunluğu alıp koltukta oturma süresini uzatmaktır… Seçim sürecinde önemli olan gündem oluşturmak ve kamuoyunu ihtiyaca göre yönlendirmektir. Hangi haberlerin bomba yapacağı hangisinin sönümleneceğine gündemi değiştiren karar veren başarılı sayılır…

Birçok haber Déjà vu (dejavu) etkisi yaratır.

Eski haber yeni gibi sunulur, eskiden yayınlandığı zamanlarda olduğu gibi haber küçük bir çevre içinde tartışılır, beklenen tepkiler verilir ve kısa süre içinde yokmuş gibi olurdu. Ve unutulurdu ama aynı haber öyle zamanda tekrar ya da benzeri yayınlandığında siyasetin cepheleri içinde karşılık bulur ve karşılıklı nefret söylemi öyle geliştirilir ki artık nefret linç kültürüne dönüşür… Yazılanlar aynı ama haberin okunması ve yorumlanmasını belirleyen siyasi atmosferdir.

Haber, her zaman haber değildir!

Timur Soykan’ın yaptığı haber aslında hepimizin bildiği bir olgudur. Yıllardır çocukların evlendirildiği, satıldığı, onların üzerinden siyasi ya da tarikat içinde güç dengesi oluşturulduğu bir gerçek. Siyaset içinde olan ister tarikat, ister cemaat her sivil toplum örgütünde ya da kurumunda güç kavgasında akrabalık ilişkisi önemlidir. Kızlar birer “Truva atı” gibi kullanılır… Güç ne zaman kullanılacağı belli olmaz, yeter ki postta ve koltukta oturmaktır, kızların ne düşündüğünün hiç önemi yoktur, onlar erkekleri eğlendirmek ve güç savaşında alınıp satılan ya da “berdel” şeklinde evlendirilen olmalıdır…

Kız çocuklarına bakış erkek dünyasında belli olmasına rağmen, muhalefet siyasetini belirlerken kız çocuklarını gündeme getirerek olmaz. Bel altından oynana oyun genelde iktidarın işine yarar, kızların sorunları ortadayken, kadınların haklı mücadelesi sürekli polis gücü ile bastırılmaya çalışılırken, kadın cinayetleri arkasında siyasi bir destek varken seçim sürecinde gündeme gelmesi, iktidarına arayıp da bulamadığı nimettir.

Siyaset bazı dokunulmaz alanlar yaratır ve o alanlar bazı siyasi çevrenin taraftarlarını tutmak ve saflarını sıkıştırmak için kullanır. Her seçim öncesi yaşanan cepheleşmede iktidar ve muhalefet bu dokunulmaz alanlarda oluşan hassasiyetler üzerinden kendi seçmenini karşı tarafa geçmesini engellemek ya da bağımsız kalmasını sağlamak için siyasi söylem geliştirir.

İktidarın uzun süre iktidardan kaynaklanan ve yaptığı hatalı siyasi kararların sonucunda eski gücünü kaybettiği b zaman da iktidarın ihtiyaç duyduğu haberler birden muhalif ya da yandaş medyada ortaya çıkar. Genelde ihtiyaç duyulan haberler muhalefet gibi gözükenlerin ve arkasında siyasi güç olmayan ama gazetecilik “refleksi” gösteren bireyler üzerinden yaptırılır. Haber yaptırıldıktan sonra yaratılan atmosferde siyasiler arzu ettikleri gibi bir söylem geliştirerek, aynı zamanda yuvarlak cümleler kurarak, kişinin bakış açısı ve içinde bulunduğu atmosfere göre anlamlar yüklenen cümleler ile haber birer silaha dönüştürülür. Haber sonuçta seçmeni arasında safları sıklaştırırken, muhalefet içinde “dokunulmaz” olan duygularına dokunulduğu için birden bu konuda “duyarlılık” ortaya çıkar ve kendi gibi düşünen yanında ya saf tutar ya da bağımsız kalarak sandığa gitmez, çünkü gelenlerin gitmekte olanlar arasındaki tek fark dine ve geleneklere bakış birden belirleyici olur…

Yaşadığımız seçim sürecinde rejim değişikliği konusunda sandık önümüzde olacak. Rejim değişmesi kapitalist ilişkinin yok olacağı anlamına gelmez, geleneksel siyasetin yo olacağı anlamına gelmez. Devleti tek adam idare etmeyecek 6 lider idare edeceği bir düzen kurulacak, çünkü liderlerin kararı tartışılmaz, sorgulanmaz, her şey sermaye içindir… sermayenin çıkarlarına bakış açısından kaynaklanan bir nüans farklılıkları ülkemiz içinde insanlara ne kadar özgürlük alanı yaratılacağı ay da yok edileceğini yaşayarak öğreneceğiz.

Seçim sürecinde bakalım kimler hedef olacak, kimler için kavgalar çıkacak kimler harcanacak? Sonuçta parası olan olmayana her şeyi yaptırır ve eli temiz olarak çıkar…

Seçim kampanyaları korku temelinde olduğu sürece, habercilerde bu korku temelini tetikleyecek haberler ile gündeme gelecek ve gerek olursa linçe uğrayacak…

Biz yine tekrarlayalım haberi yapan Timur Soykan yalnız değildir, dayanışmamız tartışılmazdır. Nefret söylemini durdurun, linç ortamını ortadan kaldırın!

İsmail Cem Özkan

___________________

http://galatagazete.blogspot.com.tr/

2652810cookie-checkHaber, her zaman haber değildir!

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.