Hangi gezegendesiniz?

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek bütçe görüşmelerindeki konuşmasında akıllara durgunluk veren gerçeklere ışık tutmuş (!)
Bakın ne demiş?
“Bütün dünyada, çalıştığınız zaman daha yüksek maaş alıyorsunuz ,emekli olduğunuzda daha düşük alıyorsunuz. Mesela İngiltere’de, emeklilik sisteminde bahsediyorum, çalışırken 100 lira alıyorsanız emekli olduğunuzda devletin verdiği 25 liradır.”
Vay vay yvay…
Tabii devam etmek gerekir bu vay vay vay şaşkınlığından sonra :
“Bu ne biçim tramvay ?”
Hatırladığım kadarı ile İngiltere’de yaşıyordu. Orada okumuş, feyiz almış bir insanımız.
AKP kurmaylarınca keşfedilip Türkiye’ye ithal edilen yerli mallarımızdan sayılır.
Okumuş ama hala fikir sahibi olamamış.
Nerdeyse, milli gelir açısından İngiltere’yi sollayan (!) bir ülkede yaşıyoruz.
Oysa mal ortada…
AKP hükümeti ve bundan öncekiler dahil, Türkiye’de kaç çeşit emeklilik uygulaması var bilmezler.
Bilemezler.
Askerisi-sivili dahil.
Eri-generali, subayı-astsubayı…
Taşra hakimi-Yargıtay üyesi…
Karakol polisi- Emniyet müdürü…
İlkokul öğretmeni-lise öğretmeni…
Sınıfsal olarak girersek işin içinden hiç çıkamayız.
Sadece işçisi-memur demekle de iş bitmiyor.
Serbest meslek mensubunu mu (Bağkur) listeye ekleyeyim, yoksa hiç çalışmadan isteğe bağlı prim yatırıp emekli olanlardan mı dem vurayım.
Emeklilik türlerinin ucu bucağı yok ki…
Her emekli için tanınan hakların da uygulamalarda (sağlıkta-eğitimde) bir kriteri yok ki…
Neyse ki bu iktidar, sorun yumağı haline gelen emeklilik konusunda bir adım attı ama sadece bir adım.
Geçmişte yapılan yanlış ve haksızlıklardan birini düzeltmeye kalktı. On yılda ancak çözdü.
Ama buna eski elbiseye dikilmiş küçük bir “yama” desek dahi fazla…
İşçi emeklilerine 1982’lerden bu yana yani 30 yıldır yapılan hatayı telafiye çalıştı. Verilmeyeni değil, verilmesi gerekeni 2013’den itibaren vereceğini vaat etti. Geçmişteki hak ve alacaklar için “Bir bardak su içebilirisiniz” dedi.
Bunun dışında kılını kıpırdatmış değil.
Emekliler arasındaki maaş farkları uçurumunu nasıl anlatabilirim ki.???
40 yıl çalışmış bir üst derece bürokratın aldığı emekli maaşı baz alınırsa, evet ülke ortalamanın çok üstünde…
Ama sıradan bir İngiliz işçi emeklisinin gerisinde kalır bu maaş.
Hem de üç-dört kat gerisinde.
İngiliz emeklisi aldığı parayla yılda en az bir kere dünyayı gezebilir kara-koca olarak…
Biraz sıkarsa dünyada iki tur atabilir de…
Ama bir bürokrat emeklisi, bulunduğu kentten, çocuklarının yaşadığı yere gidemez.
İşçi emeklisi aldığı maaşla ayda bir kilo et alamaz durumda…
Bakan bey bir tek örnek versin görelim.
Eğer 20-25 milyon emekliden biri çıkıp da “Ben Kanarya adalarında bir gün, bir gece kaldım” diyebilirse hemen heykelini dikeriz bu zengin (!) emekli yurttaşımızın
Bakan nerde yaşıyor bilemem ama bütçe komisyondaki son cümlesi de tüy diken cinsten:
“Emeklilikte, Türkiye’de çok farklı bir durum, hatta OECD ülkeleri arasında çalıştığı dönemde aldığı paraya oranla emeklilikte alınan para en yüksek olan ülkedir. Yani Türkiye en yüksek çalışma döneminde aldığı maaşa oranla emeklilik maaşını veren ülke konumunda.”
Bir insan eğer bu ülkede değil, başka bir gezegende yaşıyorsa mesele yok, bu cümleleri varsın kullansın.
Ama eğer Türkiye’deki emeklilikten bahsedip burayı cennet (!) olarak takdim ediyorsa bundan utanmalı.
Biraz değil, çokça utanmalı.
Önce yaptığı konuşma için özür dilemeli…
Siyasetten de ayrılabilir. Hiç mahzuru yok. Kaybımız da olmaz.
Bence burada emekli olup, İngiltere’de, hatta Londra’da yaşamalı.
Alacağı emekli maaşı ile kaç ay yaşayabilirse…