Hangi saygıdan bahsediyorsun bay Sunak?

Her yılın onbirinci ayın, onbirinci gününde Birinci Dünya Savaşında hayatını kaybedenler için Birleşik Krallık’ta 2 dakikalık saygı duruşuna durulur. 11 Kasım Birinci Dünya Savaşının sona erdiği gün, “Armistice Day (Ateşkes Günü)” olarak bilinir. Esas anma etkinlikleri ise Kasım ayının ikinci Pazar günü yapılır. “Remeberance Day (Anma Günü)” olarak bilinen bu günde iki dünya savaşında ve o yıllardan sonraki savaşlarda Birleşik Krallık ve Commenwealth ülkelerinin (Ortak Refah!) askeri ve sivil elemanlarının katkıları anılır. Bu yıl iki gün ardarda rastgeldi. 

Hamas’ın “İsrail sınırlarını” ihlal edip masum Yahudi halkını katletmesiyle başlayan ve bunu bahane bularak Gazze’yi yerle bir etmeyi amaçlayan İsrail ordusunun başlattığı vahşi saldırı son hızla devam etmektedir. Şimdiye kadar büyük çoğunluğu Filistinli 10bin kişi yaşamını kaybetti. Bu sayının 5000inin çocuk olduğu açıklandı. 

Haftalardan beri Cumartesi günleri Londra ve ülkenin büyük şehirlerinde İsrail barbarlığına karşı Filistin Dayanışma Kampanyasınınn düzenlediği protesto gösterileri yapılmaktadır. Hükümetin, sağ medyanın tüm baskılarına rağmen Filistin Dayanışma Kampanyası 11 Kasım günü de bu protestoları devam ettirdi. Başbakan Rishi Sunak protestoların Ateşkes gününde düzenlenmesini “saygısızlık” olarak nitelemişti! Düşününüz, Ateşkes Gününde İsrail’i ateşkese zorlamak için gösteri yapanların etkinliğini “nefret yürüyüşü” olarak gören bir İçişleri Bakanı ve aynı etkinliği “saygısızlık” olarak tanımlayan bir Başbakan. 12 Kasım günündeki Anma Gününün organizatörleri dahi protesto etkinliği için hiçbir sakıncaları olmadığını söylemişlerdi.

Başbakan Sunak hatırlayacağınız gibi İsrail Başbakanı Netenyahu’yu ilk ziyaret edip ona destek belirten Batılı liderlerdendi. Bunu yapmakla Sunak Filistin halkının can ve mal güvenliğinin önemsiz olduğu görüşünde olduğunu dünyaya göstermiş ve İsrail’i Filistin’deki hastane, okul ve mülteci kamplarını bombalaması için cesaretlendirmişti. O zaman Filistin halkının can ve mal güvenliğine karşı saygın neredeydi bay Sunak? 

İçişleri Bakanı Braverman Sunak’tan daha ileri giderek her zamanki saldırgan, düşmanca tavrı ile çocukların katledilmesine karşı Londra’da yapılacak protesto gösterisine “nefret yürüyüşü” yakıştırmasını yapmıştı. Kendine has nefret saçan söylemleri ile. Dünyaca saygın Uluslarası Af Örgütü (Amnesty International) Braverman’ın bu garip sözlerini “Gerçeğin distopik çarpıtılması” olarak nitelemiş ve polise baskılara boyun eğmeyerek protesto etkinliğini yasaklamamasını salık vermişti. Polisi tüm politik baskılara rağmen etkinliği yasaklamadığı için kutlamalıyız. 

Braverman’ın kendinden geçmiş çılgın yaklaşımları kendi partisinin kıdemli kişileri tarafından dahi eleştirilmektedir. 11 Kasım protesto etkinliklerinin arifesinde kışkırtıcı, aşırı sağı etkinliğe karşı çatışma yaratmaya adeta teşvik etmesini birçokları gibi partisi içerisindeki akl-ı selim sahibi kişiler çok tehlikeli bulmaktadır. Braverman’ın bu davranışları yine kendi partisi içerisindeki bazı çevreler tarafından kasıtlı olarak kendi kendini İçişleri Bakanlığından kovdurma ve dolayısıyle parti başkanlığı için yatırım yapma girişimi olarak değerlendiriyorlar. Onlara göre Braverman Sunak ile Muhafazakarların ilerideki seçimi kazanma şansının olmadığına inanıyor ve kendini Sunak’tan uzaklaştırmaya çalışıyor. Mantığa gayet yakın olan bu yorumlar gerçekleşirse Braverman’ın taktiklerinin iğrençliği su yüzüne çıkmış olacak.

İyisi mi, pısırık İşçi Partisi lideri Starmer’in pısırık tavrından hiç bahsetmeyim.  

*** 

Milyonlarca insanın ölümü, göçü ve sefaleti ile sonuçlanan dünya savaşları sonucu insanlık ne öğrendi, ne dersler çıkardı? Dünya liderleri 1946 yılında sonuçlanan İkinci Dünya Savaşı sonrası bu tür savaşların hiç tekrarlanmayacağı sözleri vermişlerdi. 

İsveç Uppsala Üniversitesi 1946 yılından sonra 285 silahlı çatışma belirledi. Bunlar elbette dünya savaşları boyutunda değiller, ancak bu savaşlar sonucu ölenlerin sayısı iki savaştan ölenlerin sayısından kat kat çoktur. Üniversitenin araştırmasına göre 1946 dan itibaren dünyada her yıl 30 ile 50 arası silahlı çatışma vukubulmaktadır. Bunların en fazla ölümle sonuçlanan savaşı “Büyük Afrika Savaşı” olarak bilinen İkinci Kongo Savaşıdır. 9 Afrika ülkesinin katıldığı savaşta gerek savaş esnasında, gerekse savaşın sonucu olan kıtlık yüzünden 5.4 milyon insan yaşamını kaybetti. Major Military Operations Since World War II | Infoplease

Birçok savaşların nedeni Avrupa ülkelerinin eski müstemlekelerinde toplumlar arasında ektikleri nefret tohumlarının yeşermesi ve Amerika Birleşik Devletlerinin dünyanın polisi olma uğraşı yüzünden gerçekleşti. Kore, Vietnam, Lübnan, Falkland Adaları, Körfez savaşları, Somali, Bosna, Kosova, Afganistan, Libya, Suriye, ve tabii bizim küçücük adamız Kıbrıs. Daha birçok örnek verilebilir. Ortadoğudaki savaşların esas nedeninin petrol kontrolü amaçlı olduğunu gözardı edemeyiz. Aynı zamanda şu an halen devam eden Rusya ve Ukrayna savaşının Amerika ve ABnin kışkırtması sonucu ortaya çıktığını gözardı edemeyeceğimiz gibi. 

Sonuç olarak değerli okurlar, insanlık var olduğu sürece çatışmalar, savaşlar sürüp gidecek. Ama umutsuzluğa kapılıp kişisel olarak bunlara karşı yapabileceğimiz bir şey olmadığını düşünmeye başlarsak yandığımız gün olur. Her pahasına, politikacılara rağmen barış için mücadele etmeye, Braverman gibilerinin çirkin amaçlarına ulaşmalarını engellemeye devam etmeliyiz. 

Not: Dün Londra’da 300 bin kişinin (polisin verdiği bili. Organizatörler katılım sayısının 500 bine yakın olduğunu belirtiyor) İsrail vahşetini kınadığı protesto gösterilerinde polis ile ırkçılar çatıştı. Tüm kışkırtmalara rağmen etkinlik nispeten olaysız geçti). 

 

2731700cookie-checkHangi saygıdan bahsediyorsun bay Sunak?

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.