Haymatlos (Vatansız)

Haymatlos, Uluslararasi Hukuk’a göre, vatansiz anlamina gelirmis, vatandaslik hakkini kaybeden ve bir yenisini kazanamayan kimseler için kullanilirmis.
Anilarimi hatirlamak, bana hayati iskalamadigimi hatirlatir hep. Belki de, bana bugünkü anilarimi olusturan herkese ve herseye açik bir tesekkür etmeme firsat veriyordur, anilarimi yazmak ve paylasmaksa, belki de, belki diyorum, kimilerine merak ettikleri gerçekleri ögrenme firsati veriyordur, kimilerinin de hosuna gitmiyordur belki de, belki diyorum, belki hatirlanmaya degecek bir hayattir yasadiklarim, diye düsünüyorum.
Ben hayatimda su ana kadar Haymatlos yasamadim, fakat hayatinin yaklasik 7,5 yilini Haymatlos pasaportuyla yasamis olan bir erkekle evlendim ve O’nun bu hayattaki son üç nefesini kollarimda vermesine taniklik ettim. Kendi deyimiyle, Türkiye Cumhuriyeti Vatandasligi’ndan iskat edilmis, Türklügünü, Türkiyeliligini bir an bile içinden hiçbir sey alamamis bir Türk sanatçisi O…

Cem KARACA, 12 Eylül sonrasinda vatandasliktan çikartilan 14.000 kisiden biri. 11 Ocak 1980 de Almanya’ya konser vermek için gidiyor, ardindan, bir magazin gazetesinin uydurma haberi yüzünden, birçok olmazlarin oldugunu yasayarak görüyor, vatandasliginin elinden alinmasini, bir baskasinin hayatini bir filmde seyredercesine, kendi hayatini seyrediyor. Vatandasliktan atilmasini hiç hazmedemiyor, çünkü masumdur.
Yunanistan’da Türkiye aleyhinde faaliyette bulunma suçlamasi ile ”yurda dön” çagrisina maruz kaliyor. Önce dönmüyor, hakkinda birçok dava açiliyor, sonra dönüyor, hakkinda açilan bütün davalar düsüyor, kimilerince yakistirilan ”Döneklik” suçlamalarina tahammül ediyor, Onlara cevabini sarkisiyla da veriyor, ”Ben döneksem döndüm diye memleketime, Döndüm baba, döndüm iste, Oh be!” diyor…
Almanya’da, Türk Kültürünü ve Türklerin hakkini koruyan Türk sanatçi olarak taniniyor. 1986 da, Dogu Berlin’de yapilan 16. Politik Sarkilar Festivali’ne katildiginda, ”Ülkesinin vatandasliktan attigi bir insan olarak, oraya Türk Bayragi’ni çektirdim” diye kivanç duyuyor.
Haymatlos Pasaportu ile degisik ülkelerde konserler verirken, kendisine verilmek istenen her pasaportu reddederek, Türkiye’ye gidip, hasret birakildigi topraklara basip, TC Vatandasi olarak, bu memleketin çocugu oldugunu hissetmek istiyor. ”Elimin tersiyle itemeyecegim kadar kutsal bir deger vermisim Türkiye’ye” diyor…
Vatanina döndükten sonra da bitmek bilmeyen elestiri oklarina hedef oluyor, bu durumu bile kendi üslubunca mizahi olarak, Orhan Veli KANIK’a atifta bulunarak tarif ediyor”Kevgire döndük birader” diyor..
”Bir insanin CHP’li olmasi, Bektasi olmasi, bu insanin Allah’a ve Islamiyete gönül vermesine engelse, o zaman benim müsahade altina alinmam gerekiyor, is, benim kendimi tartismamla bitmiyor, benim kendimi tartismami, baskalari benimle tartismaya basliyorlar” diyor…
”Dadaloglu” ve ”Namus Belasi” sarkilarinin yanlis anlasildigini, bu sarkilarin solculukla ilgisi olmadigini gördügünü, söylerdi. ”Namus Belasi’nda buram buram feodalizm var” derdi. ”1 Mayis marsini mükerrer söyledigim için yargilandim, baska sarkilardan yargilandim, esasinda bu sarkidan yargilanmam gerekiyordu” derdi, ”Sarkimda taammüden adam öldürmek var, ister sagci olsun, ister solcu olsun, biz kendi kanunumuzu hayata geçirmeye kalktigimiz anda ormanda yasayan hayvandan farkimiz kalmaz” diyordu.
Turgut ÖZAL’i severdi,”Daha önce bana hiçbir Basbakan dokunmamisti” derdi. Turgut ÖZAL, Baris MANÇO’ya Devlet Sanatçi’si ünvani verdigi zaman yazdigi dörtlük söyleydi, ”Sen Devletin Sanatçisisin / Hasmetlim / Bense Sokaklarin / Devlet sende Sen Devlet / Bense hastalik ve illet / Nasil, Niçin, Niye ”
Bana vasiyeti idi, ”Ilkim, eger senden evvel, Emr-i Hak Vaki olursa, Devlet töreni istemem, sakin ha, Devletime kirgin, kizgin oldugum zannedilmesin, aman ha, engel olmalisin, tabutumun üstüne Bayragim da örtülmesin, Bayrak, yalniz sehitlere yarasir, eger Ülkem için sehit olursam o vakit, tabutum Bayragimi hak eder, Amenna…Alkislanmak da istemem, biz hayattayken, alkisimizi da yuhumuzu da sahnede aliriz, Allah’in huzuruna giderken, Salavat- i Serif’le gitmek isterim” diyordu…
”Baba tarafindan Azerbaycan kökenli, Anne tarafindan Ermeni kökenliyim, Turgut ÖZAL derdi ki, ”Cem , keske herkes Annenle Baban gibi davranip evlenseler, senin gibi çocuklari olsa, savaslar bitse”…diye anlatiyordu…
14 yasindayken Ilk yazdigi siire, O’nun için yayina hazirladigim ”GAZAL” kitabinin arka kapaginda yer vermistim, ”Bir kazma ve bir kürek çalsin cenaze marsimi / Istemem çelenk falan filan / Dostlar sayet varsalar da gelmesinler / Neme lazim yagmurlu olur belki hava.” diyordu, O topraga gömüldükten sonra yagmur atistirmaya baslamisti…
Sanatçilarin, mistik vurgulara dogru yönelisini, Cem KARACA söyle degerlendiriyordu, ”Bu bir Med-cezir” diyordu. Maneviyatin Pop’u olur mu? Ben müzigimde Islami motiflerden yararlaniyorum diyebilirsin ancak” diyordu yine bir tartismada ve TV de…
”Cengiz HAN Türk’se, Ben de Napolyon’um o zaman” diyordu…

”Ölüm bana gülerek gel, ölümü öp ne olur?” diyen de ”Allah Yar” diyen de, ”Isçisin sen isçi kal” diyen de, ”Yarim porsiyon aydinlik” diyen de, ”Almancilar” diyen de, ”Alamanya berbadi” diyen de, ”Ister Frengistanda ister içerde” diyen de,”Hep kahir” diyen de, ”Bidanem” diyen de, ”Delikanli sevdasi” diyen de, ”N’olur islak islak bakma öyle” diyen de, ”Sen de basini alip gitme n’olur” diyen de, ”Ömrüm” diyen de, ”Kara bahtim” diyen de, ”Iste geldik gidiyoruz bilinmez bir diyara” diyen de, 59 senelik ömrünün 7,5 senesini Haymatlos pasaportuyla Almanya’da yasamis ve ”Ülkem benim, canim, cananim” diyerek, içindeki memleket sevdasiyla, dogdugu ve öldügü sehir Istanbul’da yarim asir yasamis, Haymatlos pasaportunu birakip tekrar Türkiye Cumhuriyeti Vatandasi olmus bir insan O.
”Bilmeyen ne bilsin halimizi, bilenlere selam olsun” diyor YUNUS EMRE…

1635370cookie-checkHaymatlos (Vatansız)

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.