Her geçen gün cazibesini yitiren AB

AB uzun yıllar çok değerliydi. Avrupa Kıtası için bir barış projesi olarak. Avrupa’nın dünya pazarlarında söz sahibi olabilmesi için ekonomik bir güç olarak.Özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrasında savaş boyunca birbirlerine düşman Avrupa halklarının barışması ve kaynaşması için çok yararlı oldu. Ekonomik hedeflerine belirli bir düzeyde ulaştı ve orada kalakaldı. Avro ile ilgili hedefler şu an çok uzak. Yunanistan AB’yi kandıra, kandıra iyi ‘sömürdü’. AB vatandaşları uzun yıllar çalışırken Yunanlılar ‘kıyak emekliliğin’ tadını çıkardılar. Sonunda ülke iflas etti.

İç İşleri alanında ortak politikalar sürekli iflas etmekteler. İşte İtalya’nın sığınmacılara kapılarını aralamasını ya da zorunlu olarak onları ülkeye kabul etmesini bir tehdit sayan Fransa ve Almanya’nın Schengen Anlaşması’nı sertleştirme talepleri günlerdir tartışılmakta. Danimarka sınır kontrollerini tekrardan başlatıyor. AB’yi AB yapan en önemli alanlardan biri ‘serbest dolaşım’ tehlikeye girmiş durumda. AB Komisyonu Başkanı, Danimarka Başbakanı’na mektuplar yazarak Danimarkalı gümrükçülerin sınırlarda herkesi kontrol etmesini engellemeye çalışıyor. Çünkü bu bir başlarsa arkası gelecek.

Güvenlik Politikaları konusunda kimse bir ‘AB Ordusu’ beklemesin. AB Ordularını tek bir Ordu haline getirme hedefini çoktan terk etmiş durumda uzmanlar. AB’nin ana sorunu bugünkü yapısı. Koskoca 80 milyonluk Almanya ile 900 binlik Kıbrıs Cumhuriyeti eşit oldukları sürece AB’nin sağlıklı işlemesi çok zor.

AB’nin tek kurtuluşu AB’yi AB yapan ve onu finanse eden dev ülkelerin ‘çekirdek Avrupası’. AB içinde Malta ya da Litvanya ile Almanya ya da İngiltere’yi her biri tek oya ve her zaman veto hakkına sahip 27 eşit devlet olarak kabul ettiğimiz sürece AB’nin geleceği parlak olamaz. Almanya, Fransa, İspanya, İngiltere, Polonya gibi ülkelerin AB içinde konumlarının AB’nin çıkarları açısından farklı olması zorunluluğu bir olmazsa olmaz! Bir AB Anayasası bile yok. Neden? Şimdi AB’ye milyarlarca Avro’ya mal olan İrlanda kabul etmedi de ondan! AB Anayasası referandumlarında Anayasa’yı hepsi bir araya geldiklerinde bir İstanbul etmeyen sayıda nüfusa sahip ülkeler red etti şimdiye kadar. Koskoca AB bu ufacık ülkelerin elinde ‘rehin’. Bu durumu büyük AB ülkelerin vatandaşlarının daha uzun bir süre kabul etmesini beklemek çok safca olur.

Örneğin Almanya’da vatandaş haklı olarak homurdanıyor. Yunanistan Krizi’nin ve diğerlerinin Almanya’da vergi ödeyenlere maliyeti korkunç: 391 milyar Avro!
Sadece Yunanistan’ın Almanya’ya direk yükü 170 milyar Avro. Yunanistan’ın beceriksiz devlet yöneticileri nedeniyle ödenmek zorunda kalan uluslar arası kuruluş ve bankalara ödenen rakamlar 170 milyar Avro’nun içinde değil. Yunanlılar hala grev yapmaktalar. Kıyak emekliliği kaptırdıkları ve kabul edilemez miktarda emeklilik maaşları ödedikleri konusunu kabul etmek istemiyorlar. Ancak Almanlar da vergilerinin Yunanistan’da çarçur olmasından bıktılar. Ayda 800 Avro alan bir Alman emeklisi ayda 3000 Avro alan Yunanlı bir emekli için bundan böyle eline 750 Avro geçmesine isyan ediyor haklı olarak.

Bu nedenle Merkel ve partisi CDU seçim kaybediyor. Bu nedenle SPD oylarını arttıramıyor. Ve halk küçük partilere oy verirken aslında tepkisini sergiliyor.
Son dakika haberi: Portekiz AB’den 78 milyar Avro alacak. Alman emekli sadece Yunanlı emekliyi değil Portekizliyi’de kurtarmak zorunda. Bakalım sırada kim var? Galiba AB’deki Türkiye Karşıtları yıllar boyu Türkiye’nin AB üyeliğini engellerken bilmeden Türkiye’ye büyük bir iyilik yaptılar. Ne dersiniz? AB standartlarında bir Norveç gibi olmak AB’ye üye olmaktan daha cazip olabilir yarın!

1617840cookie-checkHer geçen gün cazibesini yitiren AB

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.