Hukuk savaşı… (I)

“Sayın Faruk Eskioğlu,
 Başkan Vekili ve hukuk yardımı istek konulu başvurunuz Yönetim Kurulunda görüşüldü. Olay yargıya intikal ettiği için yapılacak herhangi bir işlem olmadığı kararını aldı.
Bilginize sunarız. 
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti
Yönetim Kurulu”

Yukarıda “İşlemsizlik” kararını alan ve bu kararı Eskioğlu’na bildiren Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Erinç, oturduğu koltukta ne iş yaptığını şimdiye kadar anlayabilmiş olsaydı ben Hürriyet’e karşı bir anlamda “fazilet mücadelesi” bayrağı açan Faruk Eskioğlu tartışmasına* bu kadar derinden girmeyecektim.
Malum Faruk Eskioğlu eski Hürriyet çalışanı. Hürriyet Ekonomi servisinde iki yılı aşkın süre çalışıyor. En ufak bir uyarı, ikaz almıyor veya görevini kötüye kullanmadan dolayı herhangi bir söz veya yazıya muhatap olmuyor. Aksine ürettiği haberler  ve övgüye değer işlerle temayüz ediyor.
Hepimizin geçtiği yollardan geçmek isteyen, alın teri ile kazanç peşinde koşan bir emekçi özetle.
Ama bir şekilde ve nedenle gazetesinden ayrıldıktan sonra anlıyor ki, çalıştığı döneme ait ne sigortası yatmış, ne vergisi. Yani emeklilik süresine sayılacak iki yılı çöpe atılmış, yok sayılmış.
Aslında Aydın Doğan, işveren olarak “Seni telifle çalıştırdım, bu yasaya göre sigorta primin yatırılmaz, süren de emekliliğine sayılmaz” demiş.
Oysa hiç bir medya kuruluşunda böyle bir uygulama yok. Varsa bile yasal değil. Nedeni iki yıl boyunca telifle çalıştırmak diye birşey yok. “Telif yasasına göre çalışacaksın” diye bir emekciye teklif yapılabilir.
Adam emeklidir. Adam bir alanda uzmandır. Adam bir eser ortaya koymuş, gazeteye satmak istemektedir. Adam danışmandır.
İşte bu kişiler ortaya koydukları emek karşılığında telif bedeli alırlar. Ama çalıştıkları yerde 8 saat emek vermek zorunda değillerdir.
Emekciler, sigortalı çalışanlar ise emeklerini sekiz saat veya daha fazla işverene ayırmak zorundadırlar.
Acaba öyle mi?
Değil.
Telifle çalıştırma ve bunu hayata geçirme işveren açısından önemli. Çünkü emekciye, işten attığında tazminat vermemenin kestirme yolu telifle çalıştırma sistemi.
Aslında böyle bir yola başvurma dolaylı vergi kaçırmaya girer mi bilmem, bu konu maliyecilerin işi.
Ama biraz geçmişe giderek konuyu anlatmakta fayda var.
Doğan grubu Hürriyet’i satın aldıktan sonra çalışanlarına, yani emekcilerine karşı yaptığı ilk eylemde “ Ya sendikadan çık ve  benimle çalış, ya kapı önüne konmayı göze al” harekatını başlatmıştı.
Tabii bu harekata başta yazar takımı “ hay hay efendim” demiş, sendikalar, cemiyetler, dernekler ve de Oktay Ekşi’nin başında bulunduğu Basın Konseyi ise en ufak bir tepki göstermemişti.
Elinde hiç bir silahı, gücü olmayan gerçek emekciler bir süre direnmişlerse de patronun dediği olmuş, direnenlere de kapının önü görünmüştü.
Özetle mesleki örgütler ve sendikacılık dönemi kapatılmıştı.
Zaten 1980 darbecileri 1982’den itibaren sendıkacılığı rafa kaldırmışlardı. Çıkardıkları yasa ile emekcilerin hakları aranmıyordu ama ortada göstermelik de olsa bir yasa vardı, üstelik fikir işçileri için geçerli olan 212 sayılı yasa da hala yürürlükte idi.
Ama kimin umurunda…
Nasılsa tüm kurum ve kuruluşlar işverenin yanında sultada durunca, emekci diye bir sınıfın kalmadığını hatta yok sayıldığını anlamamak için moron olmak gerekiyordu.
Bu durum  karşısında bir emekci ne yapar?
Önce çalıştığı birimin başındaki arkadaşından yardım ister.
Alamayınca yargı yoluna başvurur.
Tabii yargı sürecinde yine yardım isteyeceği yerler aynıdır.
Önce çalıştığı birimden tanık göstermek zorundadır.
Eskioğlu da öyle yapar.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nden hukuk yardımı ister. Bir de işveren şahidi Hürriyet’te çalıştığı birimin başındaki Munyar’ın Cemiyette taşıdığı sıfattan dolayı hakkında işlem yapılmasını talep eder. Munyar, mahkemede sosyal haklardan arındırılmış “telif”i ücret niyetine ödenmesini, bir hak karşılığı olarak göstermişti…

DEVAM EDECEK…

_________________

* KONUYLA İLGİLİ YAZILAR:

TGC’den yanıt vaaar! (Hürriyet davası)
‘Munyar’ın TGC üyeliği düşürülsün’…
Hürriyet’in şahitleri dinlendi…
‘Muhabirlerin telifle çalıştırılması yasalara aykırı’
Hürriyet Ekonomi Müdürü Vahap Munyar’a açık mektup

1624220cookie-checkHukuk savaşı… (I)

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.