İşçi Bayramı ve Kıbrıs Türk solu

Bu yazıyı kaleme almak için özellikle 1 Mayıs’ın geçmesini bekledim. Hayatlarında bir gün bile emekçi olmadıkları halde sokaklara inip sloganlar atan, işçiler ve emekçiler adına 1 Mayıs kutlayan madrabazların ne yaptıklarını, ne söylediklerini, ne yazdıklarını görmek istedim. Belki birileri çıkıp emekçilere sahip çıkması gereken “gerçek” sol partilerin bir eleştirisini yapar, içlerinden birileri çıkıp bir özeleştiri yazısı kaleme alır diye umutlandım. Her yıl olduğu gibi, yine hayal kırıklığına kapıldım.

İşçi sınıfı; üreten, yaratan, alın teriyle toplumları var eden, ancak yüzyıllar boyunca sömürülmüş ve ezilmiş bir kesim. İşçi sınıfı mücadelesi sonucu bazı kazanımlar elde edilmiş olsa da bugün hala dünyanın her yerinde vahşice sömürü devam ediyor. Özellikle çağdaş Avrupa ülkelerinde kaçak işçilerin sömürülmesi, yabancı düşmanlığı nedeniyle gettolarda yaşamaya itilmesi, emekleriyle yaşadıkları halde sağlıksız ve güvenliksiz bir ortamda hayatlarını tüketmeleri gerçeği bütün çıplaklığıyla yaşanmaya devam ediyor. Dünyanın birçok ülkesinde çocuk işçiler sömürülüyor, bedenlerini satarak yaşamaya çalışan kadınlar ise ayrı bir içler acısı durumu oluşturmakta.

Peki, 1 Mayıs’larda meydanlarda tepinen “gizli” ırkçı, yabancı düşmanı, emek düşmanı, mikro faşist, bilinçsiz marjinal kesimlere ne demeli! Kıbrıs Türk solu olduklarını iddia ederek meydanlarda dolaşan bu marjinal grupların 1 Mayıs İşçi Bayramını kutlamaya hakları var mıdır?

Ülkemizde ucuz emek gücü yaratmak için sınır kapılarından beş parasız ülkeye sokulan insanların bulunduğunu, varlıkları ve sorunları görmezden gelinen bir emekçi ordusu yaratıldığını, sembolik cezalar ile kaçak işçi çalıştıranların ise adeta ödüllendirildiği bir ortamda, suçu kimde arıyoruz? İnşaatlarda ve fabrikalarda sağlıksız koşullarda günlük 20 TL gibi çok düşük rakamlarla en ağır işlerde çalıştırılan, banyosu bile olmayan inşaat halindeki binalarda sağlıksız koşullarda yaşamaya mahkum edilen, marketten ekmek ve peynir dışında bir şey aldığı görülmemiş, herkesin bildiği halde kayıt dışı biçimde, işin açıkçası kaçak olarak emeği sömürülen bu insanların bayramını kim kutlayacak? İşçi olmayanlar, meydanlarda kimin bayramını kutluyorlar? Vahşi kapitalizm ortamında görülen uygulamalarla emekleri sömürülen, üç kuruş kazanmak için en ağır ve sağlıksız koşullarda çalıştırılan, toplum tarafından tecavüzcü, katil ve hırsız olarak görüldükleri halde televizyon izleme ve gazete okuma olanakları olmadığı için bunun farkında bile olmayan gerçek emekçiler konusunda Kıbrıs Türk solunun tavrı ne olmuş?

En ağır biçimde sömürülen gerçek emekçileri sahiplenip onların haklarını savunmak şöyle dursun, bazı ahlaksızların kabullenilemeyecek suçları nedeniyle kaçak çalıştırılan işçilerin tümünü katil, hırsız ve tecavüzcü ilan etmek, dışlamak, gemilere bindirip göndermek seçeneğini açık açık dile getirmek, dünyanın neresinde bir sol politika olmuştur? İşçi düşmanlığı, yabancı düşmanlığı, ayrımcılık bu kokan aşağılık politikaları dünyanın her yerinde faşist, sapkın, marjinal ırkçılar dile getirmiyor mu? Peki bizde, bu düşünceleri savunanlar kimlerdir? Gerçek emekçileri sırf yabancı oldukları ya da vatandaş olmadıkları için gemilere bindirip göndermeyi savunmadan önce, emek sömürüsü için kaçak işçi çalıştıran ülke olmaktan çıkıp gemilerle sömürülmeye gelmemelerini sağlamak gerekmiyor mu? İşte, Kıbrıs Türk solunun açmazı buradadır?

Hiç olmazsa bu 1 Mayıs’ta bir özeleştiri yazısı kaleme alan olur diye çok bekledim. Nerdeeeeeeee !

673090cookie-checkİşçi Bayramı ve Kıbrıs Türk solu

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.