İSTİKLAL MARŞI’NDAKİ Tİ BORUSU: Resmi törenlerde İstiklal Marşı öncesinde çalınan “Ti” müziğinin kökeni, “İnsanlar Yaşadıkça” olarak çevrilen filimdeki müzik parçalarından biri olan Military Taps’e dayanıyor. Bazı kaynaklara göre de ağıt niteliğindeki bu müzik İstiklal Marşı’na 12 Eylül darbesinden sonra eklendi. ABD’nin eski Başkanı George W. Bush’un Türkiye’ye geldiği zaman çalınan İstiklal Marşı’nda bu ithal müziği duyduğunda güldüğü de basına yansımıştı. İstiklal Marşı’na korsan olarak giren bu ağıtın varlığını sürdürmesi garip ve komik. Marş öncesindeki “Ti” borusunu her duyduğumda “ti”ye alındığımı düşünüyorum.
***
TOTTENHAM PARK MEZARI: Londra’daki Kıbrıs ve Türkiyeli toplumun da yoğunlukla tercih ettiği Tottenham Park Mezarlığı’da sorunlara son nokta konmuş oldu. Toplum cenazeleriyle ilgili 10 yıl öncesinde gündeme gelen sorun da, Londra’daki bizim toplum başta olmak üzere yoğunlukla Müslümanların defnedildiği Tottenham Park Mezarlığı’nda sahipli eski mezarların tekrar satılması ve bakımsız olmasıydı. Adalet Bakanı Mike Freer, hükümetinin Tottenham Park Mezarlığında daha önce ayrılan yerler dışında yeni defin yapılmaması için “Privy Council” denilen kuruma başvuru yapma kararı aldığını duyurdu. “Privy Council”, İngiltere’de kraliyet ailesi ve hükümet arasında bir danışma organı konumunda. Mezarlıkta yeni defin işlemi olmasa da ziyaret sürecek.
Barones Meral Hüseyin Ece’nin önderliğinde 2018’de kurulan Tottenham Park Mezarlığı Hareket Komitesi’nin bir başarısı olan bu kararda, Enfield Belediye lideri Nesil Çalışkan’ın da katkısı ve toplumun örgütlenme becerisini de eklemeliyiz. Kıbrıslı yazar Ertanç Hidayettin, “Mezarlık konusunda topluma düşen iş tamamlanmış değildir. Muharebe kazanılmış, ancak savaş henüz kazanılmamıştır. Mezarlık sahipleri mezarlığı Belediyeye satmaya zorlanmadıkları takdirde önümüzde güç bir süreç başlayabilir” diyor ve ekliyor, “Daha nice toplumsal başarılara.”
***
TÜRKİYE’DEN AKININ ÖNÜNÜ KESME HAMLESİ: İngiltere basınında ilginizi çekebilecek bir habere göre de “Türk akıncılarının önünü kesebilmek için hükümet Çin Setti inşa edecek”miş… Şaka bir yana Rishi Sunak hükümeti, ülkeye yönelik kaçak Türk akınının önünü kesmek üzere Ankara’yla görüşme kararı aldı. İçişleri Bakanı James Cleverly’nin öncülük edeceği görüşmelerde İngiltere, kaçak Türklerin iadesini amaçlıyor.
İngiltere’deki resmi veriler, Manş Denizi’ni kaçak yollarla geçerek ülkeye ulaşan “yasa dışı göçmenler” arasında Türklerin sayısının büyük artış gösterdiğini ortaya koymuştu. İngiltere basını, İngiltere’ye giden kaçak Türk göçmen sayısının 2022’de 1127 iken geçen sene 3060’a yükseldiğini, böylece Türklerin Afganistan ve İran’ın ardından üçüncü olduğunu yazmıştı.
Telegraph’ın haberinde, İngiliz hükümetinin ağustos ayında kaçak göçü önlemek için Türkiye’yle anlaşmaya vardığı, kaçak Türklerin iadesi için de görüşmelerin sürdüğü hatırlatılmıştı. Gazeteye konuşan İngiliz bir yetkili, Manş Denizi üzerinden teknelerle ülkeye gelen Türklerin çoğunlukla ekonomik nedenlerle İngiltere’ye kaçtığını öne sürmüş. Daily Mail’in haberine göre, kaçak Türklerin iadesi için Ankara’yla görüşme kararı alan hükümet bu görev için İçişleri Bakanı James Cleverly’yi görevlendirdi. Habere göre görüşmelerde Türkiye, kaçak göçmenlerin geri alınması karşılığında yasal göçmenlere vize kolaylığı sağlanmasını talep edecek. Arnavutlukla yapılan benzer bir anlaşma göçü yüzde 90 kestiği de verilen rakamlar arasında.
***
OXFAM’A GÖRE GEÇEN YIL ZENGİN DAHA DA ZENGİNLEŞTİ YOKSUL DA DAHA DA YOKSULLAŞTI: Dünyadaki pastanın bölüşümü zurnanın “zırt” dediği nokta. Üretim sürecine emeği ile katılanların pastadaki hak ettikleri payı alma uğraşısında geçen yılın rakamları hiç de iç açıcı değil. Merkezi İngiltere’de bulunan uluslararası yardım kuruluşu Oxfam’ın araştırmasına göre, dünya nüfusunun yüzde 60’ını oluşturan 4,77 milyar en yoksul kesimin serveti yüzde 0.2 oranında geriledi.
Oxfam’ın “Eşitsizlik A.Ş.” (Inequality Inc.) başlıklı raporu, dünyanın en zengin beş iş insanının servetinin 2020’den beri iki kattan fazla arttığını, dünya nüfusunun yüzde 60’ını oluşturan en yoksul kesimin (yaklaşık 5 milyar kişi) ise bu süre içinde daha da yoksullaştığını ortaya koydu. Oxfam’ın İsviçre’nin Davos kasabasında düzenlenen ekonomi zirvesi öncesi yayımladığı yıllık rapora göre, küresel şirketlerin ve tekel gücünün yoğunlaşması, en zengini daha zengin, en fakiri daha fakir yapan eşitsizliğin derinleşmesine katkıda bulunuyor.
Araştırma şirketi Wealth X’in verilerine göre, dünyanın en zengin beş iş insanı Elon Musk, Bernard Arnault, Jeff Bezos, Larry Ellison ve Mark Zuckerberg’in toplam serveti 2020’den bu yana 423,8 milyar euro, yani kişi başına yüzde 114 artış gösterdi. Aynı araştırmaya göre, dünya nüfusunun yüzde 60’ını oluşturan ve sayıları 4,77 milyarı bulan en yoksul kesimin serveti ise yüzde 0,2 oranında geriledi. Zenginlerin serveti enflasyondan üç kat hızlı arttı ve önümüzdeki 10 yıl içinde ilk kez bir kişi trilyoner olabilir.
Ne yazık ki kriz ve salgın bahaneleri yoksulları daha da yoksullaştırdı. Bu durumu tersine çevirmek, daha yaşanılabilir dünya kurmak çoğulcu demokrasi ve sosyal hukuk anlayışıyla mümkün.
