Kafalar iyice karıştı…

“Demokrasi aynı zamanda kafa karışıklığı rejimidir” diye yeni bir tarif daha eklense sisteme, bu kavramı ancak Türkler ortaya atabilir demek lazım.
Kafamız giderek karışıyor.
Bu kez hukukla başımız dertte.
Oysa hukuk demokrasinin olmazsa olmazı.
Hatta ilk basamağı.
Nasıl ki sistemde herkes uyuşmak zorunda değil.
Nasıl ki herkes aynı şeyi düşünmek zorunda değil.
Nasıl ki partiler, çoğunluk-azınlık güçlerine dayanmak ve ancak her konuda anlaşmak zorunda değil.
Ve nasıl ki sadece ve sadece herkes hukuk önünde eşit…
O ülkede demokrasi var demektir.
Çünkü gelişmiş toplumlarda hukuk karşısında bireylerin eşitliği, demokrasinin atar damarı sayılıyor.
Gelişmiş ülkeler için yapılan şu tanım da fena değil hani.
“Demokrasi, suç işleyen sürücünün polis tarafından durdurulduğu ana kadar geçerlidir”
Evet suç işleyen, kurallara uymayan sürücü ister cumhurbaşkanı, ister sade vatandaş olsun aynı muameleye tabi tutulur, yasanın aynı maddeleri uygulanır.
Tabi hukuk sistemde ilk basamakta yer almamışsa, işler ve kafalar her zaman karışabilir.
Hele hele bir yüksek mahkemenin bir ay ara ile aldığı iki ayrı karar kafaların iyice karışmasına neden oluyorsa “hukuk mu, guguk mu?”tekerlemesi halk arasında yayılmaya başlar.
Anayasa Mahkemesinin son kararı işte böyle “hukuk mu, guguk mu?”tartışmasını da beraberinde getirdi.
Anayasa değişikliği paketi için yapılan iki ayrı itirazı yerinde görmeyen bu yüce mahkememiz 367 efsanesine son verdi.
Oysa Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında birinci turda bu 367 rakamına takılan aynı anayasa mahkemesi, rakam kargaşasını körüklemiş, ancak karar uygulanmış, seçimler durdurulmuş, demokrasi kilitlenmişti.
Hala da bu kilit açılmış değil, o da ayrı konu ama son kararın ilk karar ile çelişmesi için ne değişti diye düşünmemek mümkün değil.
Ne değişti?
Konjonktür değişmedi.
Koşullar da değişmedi.
Belki araya zaman girdi.
Bir de bu mahkememizin başkanı değişti.
Başkan Tulay Tuğcu emekli oldu.
Eksik olan üye atandı.
Yeni başkan seçilmedi ama başkanvekili Kılıç başkanlığında toplanan üyeler CHP ve Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’ın son  itirazlarını yerinde görmedi.
Şimdi her kafadan bir ses  çıkacak.
Hukukcular, anayasacılar tartışacak.
Kakafoniye meydan verilmemesi için herkes görüşünü bildirecek.
Amacumhurbaşkanını bundan sonra halkın seçmesi için hazır tutulması gereken referandum sandığı da halkın önüne gelecek.
Esas olan doğruyu bulmak.
İşte demokrasinin sihri burda.
Yapılan yanlışlarden geri dönme şansını yaratıyor demokrasi.
Tabii tıkır tıkır işlerse.
Neticede hukuk son sözü söylediğine göre, dün itibariyle hukukun üstünlüğü geçerli sayılır.
Yani “üstünlerin hukuku” bu kez çalışmadı.
İyi ki devrede değildi..
Demokrasi aracı sık sık arızalansa da, eğer iyi niyetle ve zaman zaman rektifiye edilirse yoluna devam edebiliyor.
Ve demokrasi hepimiz için gerekebiliyor.
Kim olursak olalım, hangi rütbede, hangi mertebede, hangi sıfatla olursak olalım hepimize lazım bu demokrasi.

 

 

 

1623130cookie-checkKafalar iyice karıştı…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.