Hürriyet Gazetesi, bugün kapaktan” Hayali Dergi’ye Soruşturma” diye bir haber girmiş.
Konu şu: Kanal D ‘de Yaprak Dökümü dizisinde, yaprakları hakikaten dökük Furniture diye hayali bir dergi varmış. İki sayfacık, zayıf ve de çelimsiz ve de hayali dergi, televizyonda göründü ya, gel bakalım mahkemelik olmuş.
Derginin içi boş.
İçerik olarak sanacaksınız şimdi.
Ne olacak zaten bi sürüsünün içi boş ama okuyoruz diyeceksiniz.
Hayır efendim bu dergi ciddi anlamda aksesuar!
Dişçi muayenehanelerinde karıştıralan aksesuarlardan değil, harbiden aksesuar.
Sanat yönetmeni, belki Halil Ergün’ün eli boş kalmasın diye vermiş.
Oyuncu ne yapsın? Manavdan aldığı kese kağıdını mı karıştırsın.
Furniture karıştırmış.
Hay sen misin furniture karıştıran. Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü Kanal D’den 10 gün içinde savunma istiyor.
…
Bir ara bokunu çıkartmışlardı televizyonda gizli reklamın.
Köydeki eve BMW ile gitmeler, komşuya ziyarete giderken bile Renault’tan inmeler, dişi dökük teyzelere paket paket cips yedirtmeler filan… ama şimdi de içi olmayan dergiye ceza keserek, doğmamış çocuğa don biçiyorlar.
Tabi sözkonusu Doğan Grubu olunca, çocuğun doğup doğmaması hiç önemli değil.
Gazetenin içi dolu mu boş mu, o da önemli değil.
Şu aralar hükümetle aralar nahoş ya, bebek doğmadan, don biçilmiş.
Hatta bebek peydahlanmadan, biçki dikiş kursu bile bitirilmiş.
…
İki inek çayırda otlarken, bir yandan da Ergenekon soruşturması hakkında konuşuyorlarmış.
“Ödüm patlıyor kız, beni de götürecekler diye” demiş sarıkız.
” İnekleri götürmüyorlar ki” , “sadece köpekler gidiyor” demiş damalı inek.
“İyi ama köpek olmadığımı nasıl kanıtlayacağım?” demiş sarıkız meleyerek.
…
Bizim gibi demokrasi lüksü yaşayan toplumlarda, köpek olmadığımızı kanıtlayana kadar, Furniture dergilerimizin içini dolduranımız bol olur.
Bazen Furniture içine birbuçuk yağsız doldururlar, bazen kes birbuçuk bol yağlı olsun çekerler.
Yağlısından isterseniz, yırtma şansınız daha fazla tabi…
Yağsızından seçerseniz, başınızın derde girme şansı muhtemelen daha yüksek!.
Kenan Paşa zamanında dosyalarda suçlar birikirmiş, eee tabi bol keseden suçlu bulmak lazım.
Elde avuçta sırım gibi delikanlılar var.
Bildiri dağıtmak mı, afiş asmak mı, duvara yazı yazmak mı, slogan atmak mı seç bir suç, yat cezanı çık….
Akşam televizyonda paşaların başarıları anlatılacak ya, dosyanın kapağı var, bir nevi Furniture dergisinin ilk iki sayfası hazır, içi doldurulacak netekim!
…
Darbeden bu yana, maşallah 30 yılı devirmişiz.
Gelişmişiz.
Şimdi yalnız suçlar yok, suçlular da hazır ve nazır.
Onlar ne yapsa suç!
Damalı inek vaziyetindeler.
Köpek olmadıklarını kanıtlamak için Furniture dergisinin içine, MIT’ten 1250 sayfalık temyiz kağıdı da döşetseler, suçlu doğmuşlar bir kere.
Cumhuriyet çocuğu olarak doğmuşlar, hele bir de Cumhuriyet evladı olarak ölmek gibi bir niyetleri varsa, bunlar ne kadar otlanırlarsa otlansınlar, artık lekelenmişlerdir. Onlar ,artık iki sayfalık bir hayali derginin anti kahramınıdırlar. Er ya da geç cezalandırılacaklar, cezaları kesilecektir.
Büyük oyun yazarı Henrik İbsen, 19. yüzyılda suçlu doğmak kavramını modern tiyatroya kazandırdığı zaman epey yadırganmıştı. Mini minnacık bir masum bebek daha doğmadan nasıl suçlu olur? O zaman yaşamanın, iyi insan olmanın, iyilik yapmanın, kahramanlığı hedeflemenin anlamı nedir?
İnsan, yaşamını salt kötü olmadığını kanıtlamaya çalışarak mı harcar?
Bir inek, enerjisini köpek olmadığını kanıtlamak için mi otlanır?
…
Changeling Filminde, (Sahtekar), Clint Eastwood polisin Angelina Jolie’ye sadece polis teşkilatını başarılı göstermek için çocuğunu kaybetmiş bir anneye başkasının çocuğunu kendi çocuğu gibi yutturmasını anlatır. Bir anlamda, bugün Hürriyet Gazetesi’nin hayali soruşturma konusu olan Furniture Dergisi’nde bu kez sadece suç ve suçlu değil, sözümona ceza alan kişi de bellidir.
Düzenin acımasız çarkları zaman içinde tüm oyuncularını oluşturur.
Akıllı ve dürüst insanlar bu oyunlarda rol almayı red ederler.
Aptallar da, oyunlarda figürasyon yaparak, düzenle oynadıklarını sanar. Oysa, rol oynadıkları gün, düzülmeye başlamışlardır bile.
Doğan Grubu’na geçmiş olsun demekten başka birşey bulamıyorum.
Bir de aman kuzucuklarım, bu size ve yayın yönetmenlerinize ders olsun size diyorum. Belki zamanında iş icabı, size de Furniture misali hayali haberler gelmiştir.
Mesela güzel ve ünlü bir kadın resmi, ama içi boş: Hadi buna bir haber yaz şimdi!,
Siz de hayali bir haber uydurmuşsunuzdur içine.
Selvi, selvi ağaçlarının altında güneşlendi!
Sonra Selvi, aslında o ağacın selvi değil, ıhlamur olduğunu anlatmak için çok uğraşmıştır ama bir iki gün sonra, Selvi de oyunun içine girince, düzen Selvi’yi de düzmüştür.
Taa ki ortada güneşlenecek Selvi karakteri, güneşlenecek selvi ağacı ve güneşin kendisi kalmayıncaya kadar!
