‘İşkence bilinçli strateji’

Hükümetin reforma belli düzeyde bağlılık gösterdiği belirtilen raporda yargı, polis ve ordu içinde ‘reform-karşıtı’ olarak nitelenen bazı çevrelerin bu süreci baltaladığı iddiası dile getiriliyor.


Rapora göre, 2005 yılında Türkiye’nin insan hakları alanında kaydettiği başlıca gelişme, işkenceyle mücadelede sürekli ilerleme sağlanması oldu. Güneydoğu’nun ücra kesimlerinde bile, polisin gözaltı ve tutuklulara muamele usullerine ilişken yasa ve yönetmeliklere uyduğu gözlendi.


Ancak karakollarda dayak ve işkenceye ilişkin bazı iddialar geçen yıl da sürdü.


PKK’nın siyasi şiddeti artırması da gerilimi artıran bir unsur oldu; bu durum devlet güçlerinin, aralarında insan hakları ihlalleri de olan, bir dizi sert usullerle yanıt vermesine neden oldu. Dikkat çekici bir gelişme, bazı sokak olaylarında polisin ölümle sonuçlanan şiddete başvurmasıydı.


Güneydoğu’da göçe zorlanan köylülerin çoğu hala geri dönememiş durumda. Köy korucularının şiddet tehditleri bundaki önemli nedenlerden biri.  


DİL VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNDE ARPA BOYU


2005 yılı Kasım ayına kadarki sürede, Türkiye’de şiddete yönelmeden açıkladığı görüşler için cezaevinde bulunan kimse tespit edilmedi. Ancak yaptıkları açıklamalar yüzünden bir çok kişi hakkında davalar açıldı; bu davaların çoğu cumhurbaşkanına, bayrağa ve devlet kurumlarına hakaret suçlamalarıyla açıldı.


Dini inançları nedeniyle başörtüsü takanların yüksek eğitim, memuriyet ve siyasi hayattan dışlanmasına devam edildi.


Türkiye hükümeti insan hakları örgütlerini tanıma yönünde bazı adımlar attı ve diğer sivil toplum örgütleriyle birlikte reform sürecinde bu oluşumların da görüşlerini aldı. Avrupa Birliği de insan hakları alanında Türkiye hükümeti ile güçlü ve etkili bir iletişim içinde oldu.


ABD AVRUPA’YI KULLANDI


Amerikan istihbaratının bazı gayri meşru operasyonlarında Avrupa’yı da kullandığı iddialarını dile getiren çevrelerden biri İnsan Hakları İzleme Örgütü oldu. 


Örgüt raporundaki ABD değerlendirmesine göre, 2005 yılında işkence ve kötü muamelenin, Bush yönetiminin terörle mücadele stratejisinin bilinçli bir parçası olduğuna ilişkin yeni kanıtlar ortaya çıktı.


Geçtiğimiz yıl içinde ortaya konan kanıtlar, söz konusu ihlallerin bir dizi alt düzey sorumlunun hatasından değil; üst düzey devlet yetkililerinin bilinçli tercihlerinden kaynaklandığını gösteriyor.


Raporda özetle şöyle deniyor:


“Bu durum, küresel düzeyde insan hakları savunusunu baltalayan bir gelişme. Teröristlere karşı gayrı meşru yöntemlere başvurmak yanlış olduğu gibi geri tepen tutumlardır. Bu yöntemler terör örgütlerinin adam bulmasını kolaylaştırıp, halkın terörle mücadelede güvenlik güçleriyle yapacağı işbirliğini baltalamaktadır.


İngiltere ve Kanada gibi Amerika’nın ortakları, hayati önemdeki uluslararası korumayı baltalamaya çalışarak, insan hakları savunusu alanında önderlik eksiğini pekiştirmiştir. Avrupa Birliği de insan haklarını başka ülkelerle ilişkilerinde ikinci plana itmiştir.  


Özbekistan, Rusya ve Çin gibi ülkeler, Amerika’nın terörle mücadele kampanyasını, kendi siyasi muhaliflerine saldırıya kılıf olarak kullanmaktadır. Batılı güçlerin insan hakları konusunda önderliği ihmal etmesi nedeniyle, bu konu göz ardı edilerek bu ülkelerle siyasi, sosyal ve iktisadi ilişkiler kurulmuştur.


Amerika Birleşik Devletleri dünyanın dört bir yanındaki gizli gözaltı merkezlerinde en az yirmi beş ‘hayalet mahkum’ tutmaktadır; bunların sayısının yüze kadar varması muhtemeldir. 2005 yılında ortaya çıkan yeni kanıtlar Doğu Avrupa ve bir çok Ortadoğu ülkesinde, en azından 2004 yılı boyunca, ABD tarafından ‘hayalet tesisler’ kullanıldığına işaret etmektedir.


2005 yılında ortaya çıkan ek kanıtlar ise ABD’nin elindeki bazı zanlıları sorgulanmak üzere üçüncü ülkelere yolladığını ortaya koyuyor. Bu ülkeler arasında Fas, Ürdün ve Mısır gibi sorgulamalarda işkencenin kullanıldığı ülkeler de vardı.”


Öte yandan Avrupa Parlamentosu bu iddiaları soruşturmaya başlarken, NATO yetkilileri, üyeleri arasında istihbarat alışverişini geliştirmek amacıyla İstihbarat İletişim Merkezi kurulacağını açıkladı.


Bu yıl içinde operasyonel hale getirilecek merkezin, İngiltere’de Amerikan ordusunun Analiz Merkezi’nin bulunduğu Molesworth üssünde kurulacağı bildiriliyor.


NATO’nun en yüksek askeri karar organı olan Askeri Komite’nin onayıyla oluşturulan istihbarat iletişim merkezine ittifak üyesi 26 ülkenin tamamı katkıda bulunacak.


ABD’nin Avrupa Kuvvetleri’ne bağlı olan analiz merkezinde, uydu, casus uçak, elektronik dinleme ve insan katkılarıyla elde edilen istihbarat değerlendiriliyor ve analiz ediliyor. (BBC)

1027880cookie-check‘İşkence bilinçli strateji’

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.