KKTC siyasetinde yeni bir değişim rüzgârı esiyor. Kısa zaman önce iktidar partisi UBP’nin Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı, Başbakan değişti. Bu değişimin hızı da kesileceğe benzemiyor. Son genel seçimlerde tek başına iktidar olacak kadar oy alarak seçimden birinci parti çıkan UBP’de yeni genel başkan ve yeni Başbakanla ile ülkede değişimlerin yanında dönüşümler de olacağa benziyor.
“Panta Rei” -her şey akar- ifadesi, Herakleitos’un değişimi anlattığı tarihsel bir sözdür. Değişim, kaçınılmaz olandır. Değişimi değiştirmek mümkün değil. Bu nedenle, Herakleitos, değişmeyen tek şeyin değişim gerçeği olduğunu da ifade etmişti. Aynı nehirde iki kez yıkanılamayacağını açıklayan Antik Yunan düşünürü Heraklit´in yaklaşımına göre, her şey aktığı gibi, nehir de akar. Bir kez yıkandığın nehir akıp gider, bir dahaki sefere başka bir nehirde yıkanmış olursun.
Siyasal sistemlerin, devletin yapısının, siyaset yapma biçiminin, ekonomik yapının hızlı ve köklü değişikliğe uğradığı durumlarda, bunun ismine dönüşüm ya da devrim deniyor. Dünyada nice devrimler yaşadık. Sanayi Devrimi, Burjuva Devrimi, Fransız Devrimi, Sovyet Devrimi, Türk Devrimi gibi niceleri, dünyada ve belirli coğrafyalarda önemli dönüşümler gerçekleştirdiler.
Birey, kendisini keşfederek ümmet ve cemaat toplumlarından büyük bir kopuşu gerçekleştirdi. Kapitalizm ve aydınlanma çağı da bu kopuşun sonucu değil midir? Bugün kapitalizm de değişim ve dönüşüm geçirerek bugünkü siyasal liberalizmin de yaratıcısı oldu. 1930’lu yıllarda yaşanan ekonomik kriz, liberalizme modern liberal politikaları ve reformcu ve düzenleyici devlet müdahalesini getirdi. Bu değişim süreci, liberal felsefede bir devrim olan Keynes’yen politikalarının ve dolayısıyla modern liberalizmin yaratıcısı olmuştu. Her şey değişirken, ideolojilerin değişmemesi de elbette düşünülemezdi.
Dünya değişirken, siyaset değişmezse, değer yargıları, yaklaşımlar, tavırlar, davranışlar ve nice kalıplaşmış gelenekler değişmeden ortada durursa, ciddi bir sorun yaşıyoruz demektir. Bu sorun, belki de yaşadığımız çağda dünyanın sorunu olduğu kadar, KKTC siyasetinin de sorunu olmaya devam ediyor.
KKTC’de UBP iktidarı, ülkemizde dönüşümün, özellikle siyasette ve ekonomik yapıda hızlı değişim ve dönüşümün kapısını araladı. Ganimet sistemi ve kamu ekonomisiyle tıkanan KKTC, yeni bir siyaset anlayışı ve ekonomik reformlarla kendi kalıplarını kırma yoluna girdi. Bu kopuş, KKTC’nin uluslararası saygın bir üyesi olma yolunda bir yürüyüşün de habercisi olacaktır.
KKTC’de yeni bir değişim ve dönüşüm dönemine giriyoruz. Hantal kamu ekonomisinden rekabetçi, güçlü özel sektörle yoğrulmuş yeni bir refah toplumu olma yolunda adımlar atmak zorundayız. Bu süreçte UBP Hükümetinin ekonomiyi ayakları üzerine oturtmak, istikrara ulaştırmak ve yeni reformlara yol açmak için giriştiği önlemler paketine destek olmak gereklidir. Ülkede yaşayan her aydın ve birey, ülkenin geleceği için ülkedeki değişim ve dönüşüm sürecine destek vermeli, ekonomik ev siyasal yapının köhneleştirdiği kamu ekonomisiyle yoğrulmuş statükonun yıkılması için elini taşın altına koymalıdır.
KKTC’nin küresel değişim ve dönüşüm sürecinde yeni siyaset anlayışına, ganimet ekonomisinden kopuşa, güçlü özel sektörle biçimlendirilmiş ekonomik ve siyasal liberalizme kapılarını açtığı bugünlerde statükonun bekçilerine karşı çıkmak, hepimizin tarihsel görevi olmalıdır.
Siyasette değişim ve dönüşümün sonuçları olarak bazı siyasi partiler güç yitirecek, bazıları da güçlenecektir. Bugün dünyada olduğu gibi KKTC’de de bazı siyasi partiler yok olma sürecine girerken bazıları güçleniyorsa, bunun başlıca nedeni, güçlenen partilerin yeni siyasete ayak uydurması, güç yitirecek partilerin de siyasi kimliklerini yitirmesi ve değişim-dönüşüme ayak uyduramamasıdır. KKTC’deki son siyasi gelişmeleri, bu düşünceler ekseninde değerlendirmek gerekir.
Siyasette ve her alandaki değişim ve dönüşüme Merhaba !
