KKTC’nin ekonomik sorunlarının sorumlusu Ankara değil Brüksel

KTÖS (Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası) Avrupa Parlamentosu Dış İşleri Komisyonu’nun “Türkiye ve Kıbrıs” ile ilgili kararını “Kıbrıslı Türkler için bir uluslararası dayanışma mesajı” olarak selamlamış. Eski bir AP milletvekili olarak bu derece “yanlış okuma ve değerlendirmeye” ancak “Yuh!” diyebilrim.

KTÖS üyesi öğretmenler eğer aynı sendikalarının yöneticileri gibi metinleri okuyup değerlendiriyorlarsa KKTC okullarında okumakta olan çocukların “vay haline!”.

Avrupa Parlamentosu’nun Dış İşleri Komisyonu’nun geçtiğimiz Perşembe Günü büyük bir çoğunlukla kararlaştırdığı “Türkiye ve Kıbrıs Metni’ni” okuyan herkes bu kararın hem Türkiye hem de KKTC karşıtı lobinin başarısı olduğunu anında tespit edebilir.

Bu karara göre güya “Doğru yolda ilerlemekte olan Türkiye’de basın özgürlüğü ve insan hakları tehlikede!”.

“Kadınların konumu her geçen gün daha da kötüye gitmekte.”

“Müslüman olmayanların konumu ve onlara sunulan olanaklar hiç parlak değil.”

“Kürt Sorunu hala çok büyük bir sorun.”

AP’deki kendilerini çok iyi tanıdığım bazı parlamenter arkadaşlarım öylesine gaza gelmişlerki neredeyse son dakika da engellenmese karara bir de “Türkiye’ye yönelik olarak ayrıcalıklı üyelik konusunun incelenmesinin araştırılması” cümlesi eklenecekmiş. Ama ne olur ne olmaz “görüşmelerin ucunun açık olduğunu” hatırlatmayı ihmal etmemişler.

Kıbrıs konusunda da Türkiye’yi tekrardan “limanlarını ve havaalanlarını açmadığı” için eleştirmekteler. Ayrıca da “Türkiye’nin ortamı yumuşatmak amacıyla Kıbrıs’tan askerlerini yavaş, yavaş çekmesini” buyurmuşlar!

“Türkiye kökenli göçmenlere de sınırların kapatılmasını” talep etmişler.

“Gökçeada ve Bozcaada’da” unutulmamışlar talepler kataloğu kararlaştırılırken.

Hayırlı olsun! Bu kararı büyük bir çoğunlukla meclisten geçirdiklerinde “nur topu gibi bir Türkiye Kararları” olacak.

Yazık bu “Türkiye Karşıtı Kararlar” zamanı artık geçti sanıyordum. 1998 yılında AP’ye ilk gittiğimde “Türkiye’ye sövmek modaydı Avrupa Parlamentosu’nda”. Sanırım o günlere özlem duyanlar var. Türkiye değişti ama AP değişmekte zorlanıyor galiba!

KTÖS isimli sendikada çok sevinmiş bu karara! Aferin onlara!

Farkında mısınız? Oyun çok güzel sahnelenmekte. Kıbrıs’ın kuzeyinde ekonomik sorunlardan yakınıp miting yapanlar hükümeti kastettiklerini söyleyerek “Ankara’yı” sürekli eleştirmekteler.

Elbette haklı oldukları çok konu var. Ancak “Ankara, Ankara” diyenler “Brüksel’i överken bazı gerçekleri çok çabuk unutuverip görmemeyi tercih ediyor olsa gerek.

TC Büyükelçiliği önünde çadır kuranlar nedense AB Temsilciliği önünden geçerken “hafıza kaybına uğramaktalar”.

Kuzey Kıbrıslı Türklere uygulanan ambargoları Ankara değil Brüksel dayatıyor!

Kuzey Kıbrıs’a direk uçuşların olmaması Ankara’nın değil Brüksel’in inadı!

Kuzey Kıbrıslı’ların özgür ticaret yapabilmesini engelleyen tüzük ile ilgili tüm yetkiler Ankara’da değil Brüksel’de. Ancak nedense Brüksel sadece Rumlar’ı dinlemekte!

Kıbrıs Cumhuriyeti’ni AB üyesi olarak kabul eden Ankara değil Brüksel! Buna rağmen Türkçe’nin AB resmi dili olmaması tezgahını başarıyla gerçekleştiren Rum Kesimi’ne göz yuman da Ankara değil Brüksel!

Kuzey Kıbrıslı Türklere “Annan Planı’nı onaylayın biz de sizin sıkıntılarınıza son verelim” diyen Ankara değil Brüksel’di. Bu verdiği sözü tutmayan da Ankara değil Brüksel’di!

AB tarafından KKTC için ön görülen Mali Yardım’ın keyfi peşkeş çekilmesine de Ankara değil Brüksel karar veriyor!

Tüm bunlar Kuzey Kıbrıslı Türkler’in çektiği ekonomik sıkıntılara neden olan ana sebeblerden değilse nedir o zaman?

Sendikalar bu gerçeklerin farkında değil mi?

“Ankara’ya karşı” pankart taşıyanların niçin “Brüksel” ile ilgili tek bir pankartları bile yok ellerinde? Bu büyük bir eksiklik değil mi? Yoksa sendikaların tek gözü bu konuda “kör mü?”.

Kuzey Kıbrıs’taki ekonomik sorunlardan dolayı 2 Mart 2011 günü için büyük bir miting hazırlamakta olan sendikalar acaba eğer söz konusu olan gerçekten ekonomik sorunlar ise Brüksel’e yönelik olarak “direk uçuşlar”, “ambargolar” ve “serbest ticaret tüzüğü” konusunda da pankartlar taşıyacaklar mı?

Aslında KKTC’yi tamamen (eğer öyle ise) Ankara’ya “bağlı hale getiren” Brüksel’in haksız yaptırımları ve tutmadığı sözler değil mi?

Gerçeği görmekte yarar var: “Ankara bugün limanlarını ve havaalanlarını Rum gemi ve uçaklarına açsa bile Ercan’a Brüksel’den tek bir uçak direk uçmayacak ve Mağosa Limanı’na sadece TC gemileri yanaşmaya devam edecek!”

İşte sorun burada!

1617760cookie-checkKKTC’nin ekonomik sorunlarının sorumlusu Ankara değil Brüksel

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.