Çıkın, heybe, çanta

Yeryüzünde nefes almaya basladiktan, büyümeye basladiktan, yürümeye basladiktan sonra, herkes kendisi için önceligi olan bir çok seyi yaninda tasimaya baslar. Ilkin, beslenmemizi tasiriz, sonra oyuncagimizi, okula gitmeye baslayinca da kitaplarimizi tasiriz.Ve sehirde dogup büyüyen herkes bilir ki, çanta çok gereklidir hayatta.

Çikin, bir beze sarilarak dügümlenmis öteberidir. Çikinlayip saklamak, genellikle kadinlarin isidir, evlerde.
Köylerde, yolculukta ve özellikle hayvan üzerinde yapilan yolculukta, içine öteberi koymaya yarayan, kilim veya hali gibi dokunan, iki gözlü torba vardir ki, buna heybe denir. Türkülerde bile adi geçer heybenin…

Çanta ise, sehirli insanin vazgeçilmezidir, sürekli yenilige ugrar, daha faydali ve en kolay tasinir olabilmesi için, insana yük olmamasi için…Son yillarda çekçekli çanta dedigimiz, tekerlekli çantalar çok begenildi. Çalisan insanlar, kadini – erkegi, okul ögrencileri, küçügü – büyügü herkes bu çantalarin müptelasi oldu. Bence çok haklilar, insanlar o kadar çok yoruluyorlar ki, yasarken… Benim de herkes gibi, bir kaç arkadasim vardir, içten sohbetleriyle bana ilham veren, onlardan bir tanesi, müziksever – korist arkadasim Sevim Baloglu’ dur, hayatin yorgunlugundan biraraya gelip, ru be ru yani yüz yüze sohbet edemedigimiz zamanlarda, telefonda bir çok birikmis konuyu paylasiriz, çanta da onlardan birisi idi. Her ikimiz de çantanin önemini, tasidigimiz çantanin sagligimizi bozmamasi gerektigini, tecrübeyle anlamis insanlariz, isteriz ki yasadiklarimizdan ögrendigimiz, merakli insanlara bilgi versin, yani bilgiyi paylasmayi severiz, gerçegin bizi en çok tebessüm ettiren, zaman zaman kahkahayla güldüren oldugunu da biliriz, gülmenin insana ne kadar yakistigini da, esasinda bu hayatin müzik gibi güzel oldugunun da farkindayiz. Bir ben söylerim, bir O söyler, iste sizlerle paylastigim bu yazi okunur sizler tarafindan, eger size de yasadiklarinizi düsündürebilirsek, ne mutlu bize…

Herkes, ilk önce kendisinin hamali. Esasinda, ücretle yük tasiyan kimseye hamal denir. Fakat, herkes kendisi için bunu bedava yapar, insanin kendi hamali olmak mecburiyeti vardir çünkü, düsününce anlariz. Insana kendi isi agir gelmez anlaminda söylenen bir Atasözümüz de vardir, ”Hamala semeri yük olmaz” …

Hepimiz, ilk önce bedenimizi tasiyoruz, bu yüzden kilomuza dikkat edelim, lüzumsuz yük tasitmayalim bedenimize…Bizim için önceligi olan, tasimamiz gereken esyalarimizi tasiyan çantamizi dogru seçelim, mümkünse tekerlekli olsun ve tekerlekleri sessiz çalissin, çevreye rahatsizlik vermesin, biz rahat edecegiz diye…

Bilmeliyiz ki, herseyimizin önemi, yalniz bizimledir, yasadigimiz sürece …Sevdiklerimiz, giysilerimiz, kitaplarimiz, plaklarimiz, fotograflarimiz, anilarimiz, bizi tasiyan ayakkabilarimiz…Almaktan çok, vermenin önemli oldugunu da , çok geç anlariz…

Biz hamallar, bir ohh çekeriz ki, son nefesimizi verdikten sonra, dünyayi sirtimizda tasimaktan vazgeçip, hamalliktan kurtuldugumuz an’dir o… Ne çikin, ne heybe, ne çanta tasinmaz artik…Ilk ve son kez tasirlar bizi, ebedi istirahatgahimiza, hayatin hamalligi geçer gider böyle…

Hepimiz hamaliz…Düsüncelerimizin, hayallerimizin, gerçegimizin, günahimizin, belki sevabimizin, yasadigimiz ömrümüzün hamaliyiz

1634460cookie-checkÇıkın, heybe, çanta

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.