Korku…

Rahmetli Turgut Özal’ın başbakanlığı döneminde, ortaya koyduğu icraatlar ve Türk Parasının uluslar arası alana açılması yolundaki kararından sona “Ülkemiz çağ atladı” diyen saray soytarılarının bir kısmı ne yazık ki hala medyada cirit atıyor.
Bir kısmı silindi gitti.
Bir kısmı, bu iktidara biat etti.
Bazıları ise askeri vesayetten yana…
Neden yanalar?
Askeri vesayeti özleyenler ve Ergenekon’a karşı çıkanlar, eski dönemlerde başbakanların ve bakanların kendilerini “ adam yerine” koyma dönemlerini özlüyorlar.
Hatta bazı bakanlar, medya tepesindeki ”patron yalakası” yöneticilerin ayaklarına giderlerdi.
Bir kısmı üst yönetici gazetecilerden telefonla talimat almayı içlerine dahi sindirirlerdi.
Medya patronları adına “iş bağladıkları” dönemde, gazetecilikten çok “ihale kotarıcılığı” yaptıkları için kendilerini güçlü sanıyorlardı.
Bir kısmı “iş üstünde” yakalandı.
Bir kısmı “iş bağlarken” ortam ve telefon dinlemelerine takıldı.
Suçüstü olanların bir kısmı “Yatak odamızı röntgenleyemezsiniz. Hukuku çiğniyorsunuz” diye haykırdı.
Ama nafile.
Deşifre olmuşlardı bir kere.
Yıllar geçti, 2000’li yıllarda vesayet alışkanlığına darbe vuran Ergenekon olayı patlar verdi.
Çoğu içeri girmekten kurtuldu.
Ama 28 Şubat operasyonu için düğmeye basılacağını bilmiyorlardı.
Sadece 2003’deki AKP’ye karşı Balyoz dosyası ile sınırlı kalacağını sanıyorlardı bu işin.
Oysa bütün darbeler masaya yatırıldı.
Ergenekon’u itibarsızlaştırmaya , iktidarın sivil vesayet kurarak korku yarattığını yaymaya başladılar.
Önce belgeler karalandı.
Sonra tanıklar hedef tahtasına kondu.
Ve bu işe ucundan kenarından bulaşmış gazetecilere yapılanlar uluslar arası alanlara taşındı.
Gerçekleşen tutuklama ve gözaltılar nedeniyle Türkiye’ni açık hava cezaevine döndüğünü iddia edecek kadar iftirayı silah olarak kullanmaktan geri kalmadılar.
Herkese korku saldılar.
Sıranın herkese geleceğini savundular.
Gazetecinin, medyanın gelişmeleri özgürce yazmadığını savundular.
Oysa çoğu Ergenekon ve askeri vesayet savunuculuğunu rahatlıkla yerine getirdi.
Korkuyu ete kemiğe büründürme çabalarına “Korku İmparatorluğu” palavrasını eklediler.
Ama “Korku İmparatorluğu” savsatası yemedi.
Sonunda 28 Şubat’a takıldılar.
“Post modern Darbe”nin sorumluları ve onlara destek veren, hatta askerlerin önüne geçen medya yöneticilerine geldi sıra…
Medya ayağına…
Bakalım olaylar nasıl gelişecek diye bekliyoruz.
Korku yaratırken, ülkeye korku salmaya çalışırken, acaba şimdilerde korku onları da sarmaya başladı mı?
Bilemem.
Umarım suçsuzdurlar…
Umarım bizim hafızamız yanılıyordur…

1628610cookie-checkKorku…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.