Mustafa Yüce’ye Girne nedeniyle saldırdılar!

“Mavi Marmara” Gemisi ve misyonu hakkında yeterince yazıldı. 7 Haziran 2010 tarihli Alman Spiegel Dergisi’nde okuduğum dünya çapında ünlü İsveçli yazar Henning Mankell “Mavi Marmara’ya” eşlik eden bir yük şilebinde yaşadıklarını anlatıyordu. Henning Mankell çok açık ve net bir dille kendisinin HAMAS hakkında ne düşündüğünü hatta İran’da konuşma yapmasının nasıl engellendiğini anlatırken ona soru soran Spiegel muhabirinin tuzak sorularına da dürüst cevaplarını verirken hangi ülkede olursa olsun insan haklarına verdiği değeri dile getiriyordu.
Polisiye romanlarını hiç kaçırmadan okuduğum ve bir çok uçak yolculuğumun nasıl geçtiğini farketmemi sağlayan Mankell bir yazar olarak yaşamını tehlikeye atarak tavır aldı. Helal olsun!
Adanalı olanların severek izlediği bir “Beyaz Gelincik” dizisi vardı. Bu dizinin oyuncularından Sinan Albayrak “Mavi Marmara’da” gönüllüler arasındaydı. Şov yapmıyordu. Yürekten ve çok mütevazi bir şekilde Gazze’ye destek verirken o da o “hain” saldırıyı yaşadı. Direndi. Döndü ve yaşadıklarını anlatırken aslında “kahraman” olabilirdi. Ama o “insan” kaldı.
İsveçli Henning Mankell ve Türkiye’den Sinan Albayrak gösterdiler bize insan hakları için insanların neler yapabileceğini. “Ünlü” insanların bu alanda daha yapabileceği çok şey var!
Gazze’de haksızlıklara karşı tavır alırken KKTC’yi Kıbrıslı Türkleri unutmamak gerekiyor.
İşte İsrail çirkin bir şekilde hatırlatıyor. Rum Kesimi’ne silah vererek.
Bugün size Kıbrıslı Türkler ve Kuzey Kıbrıs’a yapılan haksızlıklar ile ilgili olarak bir isimden bahsetmek istiyorum: Mustafa Yüce.
Mustafa Yüce bir sosyaldemokrat. Almanya’nın Weilburg kentinde yaşadığı yerde sevilen başarılı bir yerel politikacı. Onun çabalarıyla Weilburg ve Kızılcaham “kardeş şehir” oldular. Yine onun çabalarıyla Weilburg ve Girne arasında dostluk düzeyinde bir işbirliği başladı.
Weilburg’ta açılan ve belki de Almanya’da bir ilk olan “Kardeş Kentler Mağazası’nın sorumlusu olan Mustafa Yüce’yi geçen gün altı Yunanlı genç yolda çevirdiler ve tehdit ettiler. Ah orada olmak vardı o anda! Mustafa’yı dövmeye kalktılar ama sökmedi.
Ve bir Rum Propaganda operasyonu başladı.
Mustafa Yüce’nin suçu “Kardeş Kentler Mağazası” vitrinine kardeş kentlerin adını yazarken ona “Girne/KKTC” eklemesi yapmış olmak.
Şimdi Weilburg’ta kıyamet kopuyor.
Mustafa Yüce’ye emailler atılıyor. Yerel gazetelerde “Girne/KKTC nasıl yazılır? KKTC tanınmıyor.” diye yazılar çıkıyor. Şehir Meclisi’nde bazı yerel politikacılar “Yarın nasıl Türklerden oy isteyeceklerini de unutarak” Mustafa Yüce’nin “Girne/KKTC” yazısını silmesini talep ediyorlar.
Mustafa Yüce “silmeyeceğim” diyor. Werl’de dostumuz Dr. Kandemir Özdemir’in KKTC Bayrağını dalgalandırdığı gibi o da” ben de gerekirse Weilburg’ta bayrak asarım” diyor.
Bu Rum Propagandası’na karşı direnen Mustafa Yüce’ye hem Almanya’daki Türkler hem de Kuzey Kıbrıslılar ve özellikle Girneliler olarak destek vermemiz lazım.
Mustafa Yüce’nin yanlız olmadığını görmeli Rum Yalanlarını yayanlar ve onlara inananlar.
Politika ve sivil toplum ve de örneğin Frankfurt Başkonsolosluğu hatta Berlin TC Büyükelçiliği bu duruma seyirci kalmamalı.
Mustafa Yüce Almanya’da doğmuş ve büyümüş sevilen ve de başarılı aramızdan biri. Herkese gösteriyor Kıbrıslı Türklere karşı yapılan haksızlıklara karşı nasıl tavır alınması gerektiğini.
Yunanlılar dövmeye kalkıyor. Bazı ufku olmayan kasaba politikacıları hemen Rum Propagandası’na inanıp ona karşı cephe alıyor.
Peki biz Almanyalı Türkler, Türkiye’deki Türkler ve Kıbrıslı Türkler bu durumda seyredecek miyiz? Mustafa’nın şimdi yardımımıza ihtiyacı var!