İADD Yönetim Kurulu’nun açıklaması aynen şöyle:
“Cumhuriyet Gazetesi köşe yazarı Uğur Mumcu tam 13 yıl önce arabasına konulan tahrip gücü yüksek bir bomba ile karşı devrimci güçler ve onların dış bağlantıları tarafından hunharca katledildi.
Uğur Mumcu neden katledildi?
Çünkü o ödünsüz bir Atatürkçü, kalpaksız bir Kuvayı Milliyeci idi. Uygarlığa giden yolda ancak Atatürk devrim ve ilkelerine sahip olarak ilerlenebileceğini savunuyordu. Bir aydınlanmacı ve aydınlanma devrimi savunucusuydu. Ciddi, sorumluluk sahibi, dürüst, araştırmacı, objektif köşe yazariydi. Laik, demokratik hukuk devletinin yılmaz savunucusu idi. Bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olunamayacağı ilkesini kendine prensip edinmiş devamlı araştıran, üreten gerçek bir Türk aydınıydı, halkla bütünleşmiş, halkını aydınlığa götüren yolun en güçlü meşalesi idi. Uğur Mumcu’nun bu özellikleri onu acımasızca katledilen Türk aydınlarının simgesi haline getirmiş, Türk toplumunun her kesimi önün ölümünü yüreğinde hissetmiş, onu benimsemiş ve unutmamıştır.
Bugün Türkiye’nin her zamankinden daha fazla O’na ve O’nun gibi bizlerden vahşıce kopartılan gerçek aydınlara ihtiyacı var. Bugün Aydınlanma Devrimi yok edilmek üzere, Türkiye ilimli islam rotasına girmiş şeyhler ve şıhlar ülkesi olma eşiğinde, ekonomimiz IMF’ye, dış politikamız AB ve ABD’ye teslim edilmiş durumda ve yanıbaşımız yangın yeri. Bakın Uğur Mumcu yıllar önce neler yazmıs.
‘Amerika’nın ekonomik çıkarlarına ideolojik kılıf ve stratejik gerekçe bulan savaş teorisine ‘Pentagonizm’ adı veriliyor. Türkiye, büyük bir hızla, Amerika’nın Ortadoğu’daki petrol bekçiliğine itiliyor. Bu yeni Ortadoğu dengelerinde Türkiye’ye yeni roller verilecek. Türkiye’nin siyasal rejimi ve geleceği de, verilecek bu rollerle biçimlenecek. (24 Ağustos 1990) Irak’a karşı ‘çokuluslu koalisyon’ kuran devletler bu kez Birleşmiş Milletler’e yeni bir dosya ile gelecekler. Bu dosya ‘Kıbrış dosyası’ dır. BM Güvenlik Konseyi, askerlerimizin Kıbrıs’tan çekilmesi için karar alırsa nelerin olabileceğini bügünden kestirebiliyor muyuz? (17 Ocak 1991) Kıbrış sorunu nasıl çözülürse çözülsün, yakında Türkiye ve Yunanistan araşında ‘kıta sahanlığı sorunu’ çıkacaktır. Çıkacak yeni uyuşmazlıklarda, hıç şüphe yok, ABD ve Batılı ülkeler Yunan tezlerini destekleyeceklerdir. (26 Temmuz 1992) Talabanı , bügünlerde Washington’da Pentagon yetkilileriyle pazarlık yapıyor. Ortadoğu’da taşlardan biri yerinden oynarsa bundan sonra neler olabileceğını kestirmek çok güçtür. Bakarsınız, Saddam ‘ı deviren ABD bölgede kendisine bağlı bir ‘Kürt devleti’ de kurdurur. (16 Ağustos 1990) Elektronik savaş er geç bitecek, savaştan sonra yeni bir süreç başlayacak. Bu süreç, terör sürecidir. Dünyayı kanlı sürprizler bekliyor. Evet, savaşın bitmesinden sonra terörün hemen başlayacağını da bilmek, önlemleri ona göre almak gerekecektir. Mısır kökenli terör örgütü ‘Müslüman Kardeşler’ , İran destekli ‘Hizbullah’ gibi örgütler, Türkiye’de terör eylemlerine başvurabilirler. Bunlar, ayrımcı Kürt örgütleri ile de işbirliği yapabilirler. Nereden bakarsanız bakın, Ortadoğu bir bataktır. Ne yazık ve ne acı ki, Beyaz Saray ve Pentagon eliyle bu batağa saplanmış bulunuyoruz. (24 Ocak 1991)’
Başta 24 Ocak 1993 tarihinde katledilen Uğur Mumcu, 24 Ocak 2001 tarihinde katledilen (aynı gün) Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan, 31 Ocak 1990 tarihinde katledilen Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Anayasa Profesörü Muammer Aksoy olmak üzere, Ahmet Taner Kışlali, Bahriye Üçok, Ümit Doğanay, Necip Hablemitoğlu, Abdi İpekçi, Turan Dursun, Çetin Emeç ve daha nice aydınlanma şehitlerini saygı ile anıyoruz. Işıklar içinde yatsınlar.
Onlar Türkiye’nin çağdaşlaşmasının, aydınlanmasının öncüleriydi. Onlar emperyalist güçlerin önünde büyük bir engeldi. Onları yaşattığımız ve gelecek nesillere öğrettiğimiz, uğruna hayatlarından oldukları ilkelerini benimsettiğimiz sürece karanlık güçler amaçlarına ulaşamıyacaklardır.”
