İnternette BBC başta olmak üzere medya organlarının tartışma sayfalarında ve gazetelerin okuyucu köşelerinde dile getirilen görüşler, terörle mücadelede açılan bu yeni sayfaya ve resmi yetkililerin açıklamalarına insanların pek de inanmadığını gösteriyor.
BBC’nin internet sitesindeki “Have Your Say” forumuna görüşünü bildiren John Byng, şüphesini, “Ortada tuhaf bir durum var. Tehdit olduğunu biliyorlardı, aylardır takipteydiler, ama en büyük silahlarını çekip bütün havaalanlarında panik yarattılar” sözleriyle dile getirdi.
“Terör saldırısı ihtimalini küçümsüyor değilim” diye yazan Byng, ”Ama başımın üzerinden şüphe bulutları dağılmıyor. Kullandıkları taktik, bir vahşeti önleme girişiminden ziyade insanların yüreğine korku salma çabasını andırıyor…” diye yazdı.
Bu görüş, internet sitesinde en fazla oyu aldı.
“Obe” imzasını kullanan bir kişi de, “George Orwell’ın 1984 romanını ve sürekli korku temasını okumadınız mı?” diye sordu.
“Gwcomment” imzasını atan bir internet kullanıcısı da, “Kriz yönetim tarzları, sanki halkı daha fazla korkutma fikrine dayanıyor…” ifadesini kullandı.
Independent gazetesinin okuyucu mektubu köşesine Londra’dan yazan Damian McCarthy de, ortada hassas terör konusu kullanılarak halka yöneltilmiş bir “manipülasyon kampanyası” yürütüldüğü kanısında olduğunu belirtti. Yetkililerin şimdiye kadar “bomba yapmaya yarayan ne kimyasal ürün, ne de başka malzeme” bulabildiğini yazan okuyucu, polisi “kendi yıldızını parlatabilmek için medyatik sirk düzenlemekle” suçladı.
Times gazetesinin okuyucusu Richard Horton da, yolladığı makalede, geçen Perşembe günü havaalanlarının kapatılmasının, “güvenlik adına insanların rahatsız edilip aşağılanabileceğini gösterdiğini” yazdı. Okuyucu, “Yarın yolculardan elbiselerini çıkarıp (Guantanamo’daki gibi) turuncu üniforma giymelerini isterlerse şaşırmayalım” diye yazdı.
Gözlemciler, halkın en azından bir kısmındaki bu şüpheci yaklaşımı; Irak, Afganistan ve Lübnan’daki savaşlara ve İngiliz polisinin “terörle mücadeledeki” hatalarına bağlıyor.
Son olarak polisin önceki ay bir eve baskın yaparak iki kardeşi gözaltına aldığını hatırlatan gözlemciler, bir kişinin yaralandığı bu operasyondan hiçbir sonuç çıkmadığına dikkat çekti.
Gözlemcilere göre, Brezilyalı bir elektrikçinin geçen yılın Temmuz ayında Londra’yı kana bulayan saldırılardan hemen sonraki günlerde intihar komandosu sanılarak polis tarafından öldürülmesi de, polise duyulan güveni azalttı. Başbakan Tony Blair’in Irak savaşının bahanesi olarak kullanılan kitle imha silahları iddiasına dört elle sarılmış olması da unutulmadı. Çünkü gelişmeler, Irak’ta imha silahı bulunmadığını göstermiş bulunuyor.
ABD’ye gelince, 11 Eylül saldırılarından sonra 900 kadar şüpheli gözaltına alındı, bunların yarıdan fazlası mahkemeye bile çıkarılmadan salıverildi ve sadece 23 kişi hüküm giydi.
İLGİLİ KÖŞELER:
Faruk Eskioğlu / Patlayıcılar bir komplo mu?
Metin Şenergüç / Korku masalına devam
Ziya Akşahin / Pakistanlılar mağdur edildi
