İNGİLTERE’DEN… Diyarbakır Konuşuyor -I

Diyarbakır’da havaalanında iner inmez soluğu Diyarbakır Adliyesi’nde, Selis Kadın Danışmanlık Merkezi Müdürü Hacire Özdemir’in mahkemesinde alıyoruz.

Yanımızda bazı uluslararası insan hakları kurumlarını temsilen yabancı delegeler, ICAD’dan birkaç arkadaş ve  Alman Sol Parti milletvekili Prof. Dr. Norman Paech var. Hacire Özdemir 27 yaşında Sason doğumlu ve bölgede tanınmış bir kadın hakları savunucusu. Kendisine ait bir giyim mağazasında soyunma kabininde bulunan bir dilekçe yüzünden yargılanıyor. Söz konusu dilekçe, “Abdullah Öcalan’ı siyasi iradem olarak kabul ediyorum” başlığını taşıyor ve bazı şahısların imzaları var. Mahkemede Hacire Özdemir’i 6 avukat savunuyor.

Avukatlardan  Müzeyyen Nergiz, bölgede yaklaşık iki ay önce yaşanan olaylardan sonra bu tür davaların sayısında artış olduğunu söylüyor. Nergiz, “müvekkilim böylesi bir dilekçeyi neden kapalı dolabında değil de halka açık bir alanda herkesin görebileceği bir yerde tutsun” diyerek olayın tamamen “komplo ve düzmece” olduğunu savunuyor. Mahkemeye verilen kısa bir aradan sonra avukatlardan gelen haberle bir anda Diyarbakır Adliyesi koridorunda sevinç çığlıkları yükseliyor. Özdemir’in ailesi, arkadaşları ve duruşmayı izleyen delegeler mutlu haberle sevinç gözyaşlarına boğuluyor…

Bu arada Alman milletvekili Norman Paech’le sohbet ediyoruz. Türkiye’nin AB’ne girmesini desteklediğini söyleyen Paech son dönemde artan şiddet olaylarına dikkat çekerek, “bazı çevreler Türkiye’nin şiddet ortamından çıkmasını istemiyor ve ülkenin militarize olmasından çıkar elde ediyor” diyor. Evet Diyarbakır’a adımımızı atar atmaz kendimizi oldukça sıcak bir hava, politik olarak gergin bir ortam ve yoğun bir gündemin içinde buluyoruz. Diyarbakır’da “Savaş ve İşgal: İnsan Hakları İhlalleri, İşkence ve Gözaltında Kayıplar” adı altında gerçekleşen 5. Uluslar arası Gözaltında Kayıplar Kurultayı’na  Arjantin, Hindistan, Şili, Sri Lanka, İspanya, Fransa, Almanya, Hollanda, İngiltere, Filistin Bulgaristan, Yunanistan ve İsrail olmak üzere toplam 17 ülkeden  çok sayıda delege katılıyor. Kurultay başta GABB (Güneydoğu Anadolu Belediyeler Birliği), Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, Diyarbakır Barosu ve Diyarbakır Demokrasi Platformu olmak üzere   çok sayıda yerli ve  yabancı kurum, sivil toplum örgütü, insan hakları örgütü, yazar, sanatçı ve aydın tarafından da destekleniyor. 16 Mayıs’ta başlayıp 20 Mayıs’a kadar devam eden kurultayın açılış konuşmasını yapan ICAD Uluslararası Bürosu çalışanı Baki Selçuk, “toplu mezarlar açılsın 1000 operasyon açıklansın şeklinde konuşuyor. Evet Kürt ve Türk halkının yıllardır yaşadığı acıları simgeleyen bu talep şimdi ülkenin en hassas bölgesi olan Diyarbakır’da yükseliyor.  Kurultayın gerçekleştiği Bağlar Belediyesi Konferans Salonu oldukça modern yapısıyla dikkat çekiyor ve salonda yabancı delegelerin farklı ülkelerden gelmiş olmasından dolayı, Türkçe ve Kürtçe dillerinin yanında İngilizce, Almanca ve Arapça tercümeler anında yapılıyor.

Selçuk’tan sonra Pervin Buldan konuşuyor. Buldan, Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (Yakay-Der) Başkanı. Eşi Savaş Buldan, 4 Kasım 1993’te Başbakan Çiller’in “PKK’nın haraç aldığı işadamları ve sanatçıları biliyoruz, onlardan hesap soracağız” demesinden sonra kaçırılıp öldürülen Kürt işadamlarındandı. Pervin Buldan 2005 yılında Nobel Barış ödülüne aday dört Türkiyeli kadından biri. Buldan, “20 yılı aşkın savaş ortamında 4000 köy yakıldı, binlerce insan evinden, işinden, sokaklardan alındı ve bir daha kendilerinden haber alınamadı. Bugün burada bu insanların nerede olduğunu sormak için bulunuyoruz” diye konuştu. Daha sonra da yabancı delegeler sırasıyla kendilerini tanıttı.

Kurultayın ikinci gününde gündem yine yoğun. Güne, Koşu Yolu Parkı’nda gözaltında kayıplar için oturma eylemiyle başlıyoruz. Parkın çevresinde ve içinde çok sayıda sivil polis göze çarpıyor. Ellerinde telsizlerle açıklamayı izliyorlar.

Bu arada bazı fotoğraf makinalı ve kameralı polisler de kitleyi takip ediyor. Oturma eyleminin ardından Bağlar Belediyesi’nde basın toplantısı ve programın tanıtımı yapılıyor. Aynı gün kayıplar için bir resim sergisi açıldı ve sonra da kayıplar için ağaç dikimi gerçekleşti.

Diyarbakır’da bir kayıplar ormanı var ve bu ormanda Türkiyeli her kayıp kişiyi temsil eden bir fidan dikimi yapıldı. Tartışmalı Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ilk fidanı “barış ve demokrosi” adına dikiyor. Aynı gün akşam hep birlikte Yusuf Çetin ve Necmettin Çobanoğlu’nun “Kayıp” filmini izliyoruz. Kurultayın üçüncü gününde ICAD Uluslararası Büro Temsilcisi Baki Selçuk, bir önceki günde güvenlik güçlerinin bazı kavramlardan dolayı rahatsızlık duyduklarnıı ve kurultay boyunca bu kavramların kullanılmamasını istediklerini söylüyor. Selçuk “bu kavramlar Kürdistan, gerilla, katil devlet…Bu konuda duyarlılık istiyoruz” dedi.

Bu sözler özellikle yabancı delegeler tarafından şaşkınlıkla karşılanıyor. Aynı gün kayıp yakınlarıyla yapılan bir sine vizyon gösterimi yapılıyor. Bu arada salonda bulunan delegeler ve birçok kayıp yakını duygulu anlar yaşıyor. Bu gösterimden sonra söz alan Psikolog Zeynep Demir, kayıp yakınlarının içinde bulunduğu travmaya dikkat çekiyor. Demir, “yaşadıkları travma üzerine göç etmekten kaynaklı sosyal, psikolojik ve ekonomik sıkıntılar eklenmektedir” dedi. Diyarbakır’da bir hafta süren kurultayla ilgili izlenimlerimi önümüzdeki haftada aktarmaya devam edeceğim.

Önümüzdeki hafta kayıp yakınları konuşuyor….

 

649300cookie-checkİNGİLTERE’DEN… Diyarbakır Konuşuyor -I

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.