Üniver-siteler

YÖK’ün 25. yılında değişmez bir anayasal kurum ve yasaya bağlı bir vaka hakkında konuşmanın bıktırıcılığı ortada. Açıkcası biz yorulduk, onlar yorulmadı. Üstelik kendi karşıtlarını da kuruma monte ederek daha da güçlendiler. Seçim dönemlerinde hemen bütün partiler, başta Yök olmak üzere üniversitelerin çağdaşlaşması ve dönüşümünden yana olduklarını söylemelerine karşın değişen bir durum olmadı.

12 Eylül darbesinin ardından birçok kurumun başına askerleri getirmişlerdi, bir tek üniversitelerin dışında. Neden? Çünkü üniversiteler kendi generallerini, albaylarını, başçavuşlarını kendi içinden çıkardı. 25 yıl içinde Türkiye’nin bütün dokusunu değiştirdiler ver herşeyi kendilerine benzettiler.

Bugün AKP de aslında iktidar olamadığını, Yök sınavında kalarak göstermiş oldu. CHP hakkında konuşmaya bile gerek yok.

Artık üniversitelerde YÖK’le çok fazla problemi olmayan bir geniş kitle bulunuyor. ÖES’i kurduğumuzda öğretim elemanlarının %10’unu bile örgütleyememiştik.
Peki buna rağmen bir avuç muhalif öğrenci ve öğretim elemanına bu aşırı tepki ve tahammülsüzlük niye? Üniversitenin bileşenlerinde bu tahammülsüzlük olursa, Türkiye’nin demokratikleşmeden yana yapısal dönüşümü nasıl gerçekleşecek?

Muhalif düşüncelerin görüldüğü yerde ezilmesi inancı neden bu kadar iliklere ilişmiş vaziyette. Zaman zaman cezalandırmanın intikam boyutlarına varmasında tuhaflık yok mu?
Siyaset, insanların mutluluğu önündeki kamusal sorunları ortadan kaldırmayı içeriyorsa, üniversitenin siyasetten arındırılması tezi acaba neoliberal siyasetten başka hiçbir siyasete tahammül edememe anlayışına dayanmıyor mu? Zaten kamuyu tasfiye ettiğinizde, gerçekten  siyasete de gerek kalmıyor.

Hepimizin üstüne görünmez deli gömlekleri geçirdiniz: tamam, anladık siz kazandınız, biz de artık pes ediyoruz: Yaşasın yök, yaşasın despotizm, yaşasın devletin yurttaş üzerindeki hakimiyeti ve bekaası, en büyük biziz, başka büyük yok….Peki, bu “biz” kim mi? Bunlar piyasaya düşenler, piyasa yapanlar, piyasaya tapanlar, piyasaya secde edenler, egoizmden başka izm tanımayanlar, dikensiz gül bahçesinde bile farklı kokuya tahammül edemeyenler, bizi biz olmaktan çıkaranlar,vs.,vs.,…Biz de artık siziz.. Şimdi mutlu oldunuz mu?

Biliyorum siz külyutmazlar, aldırmadınız yukardaki satırlara; haklısınız da; şunu bilin ki asla size bu mutluluğu tattırmayacağız, ASLA.

___________

* İÜ Öğretim Üyesi

1584020cookie-checkÜniver-siteler

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.