Pazar yazıları…

Pazar yazılarına ara verdim sanmayın.
Sadece tembelliğim üstümde haftalardır.
Şimdilerde bu ataletten sıyrılmaya çalışıyorum.

Ben bu pazar yazısında, yine medya rezaletlerinden birini aktarmak istiyorum.

Anlatacağım yaşanmış olayı sık sık tekrarlarım her yerde. Yazmışımdır da çeşitli köşe yazılarımda.
Herkese anlatırım usanmadan. Havada, karada, denizde.. Sazca, cazda ve barda.
Her vesileyle dile getiriyorum ki ibretlik olay bir daha tekrarlanmasın diye.

1990’lı yıllar.
Sanırım Tempo Dergisi’ndeyim.
Hürriyet’in Ankara Temsilcisi Fatih Çekirge.
Ertuğrul Özkök ise Genel Yayın Yönetmeni. Çiçeği burnunda bir yayın yönetmeni o zamanlar.

Hürriyet’in Ankara ekinde bir haber gözüme çarptı sabah kahvaltısında.
Yıllarımı verdiğim ve o zaman hala aynı çatı altında çalıştığım Hürriyet’teki haber tüylerimi diken diken etti. Eşim sanırım yüzümdeki ifadeden bir şey olduğunu hemen fark etti ve “ Ne var yahu gazetede?” diye sordu.
Hemen gazeteyi eşime uzattım.
O benden daha fazla şoke oldu.

Haberi özetleyeyim:

Ankara’nın şımarık ve züppe zengin çocukları, güya ankara gece kulüplerinde aradıklarını bulamadıkları için, güya Gaziosmanpaşa semtinde, kendilerine ait villa-garsoniyerlerinde sabah kahvaltısını on sekizlik hatunlarla yapıyorlarmış.
Buraya kadar iyi.
Bekar adam. Züppeliği, şımarıklığı çapkınlık yapmalarına engel değil. Toplumu rahatsız etmedikleri sürece ve özel hayatın gizliliğine uyduktan ve saygı gösterdikten sonra mesele yok.
Ama işin bundan sonraki kısmı kafaları karıştırıcı türden.
Sabah kahvaltısı yaptıkları hatunlar paralı, yani ücretli takımından.
Eskortluğun bedelini bilemeyiz.

Bu şımarık erkeklerden bir kaçı gece sabahlara kadar eğleniyorlar.
Bu züppe takımı güya “ fantastik” bir kahvaltı yapmayı planlıyorlar.
Herkesin bir eskort hatunu var ya, onlara durumu açıyorlar:
“Şimdi yapacağımız kahvaltıda yumurta keyfi yaşayacağız. Bu yumurtalar tavada pişirilecek. İçine bal- reçel gibi tatlandırıcılar konacak…”
Sonraaaa.
Sonra hatunlar soyunacaklar…
Her biri kanepeye anadan doğma uzanacak…
Ve de güya ılık hale gelmiş yumurtalı karışım kadınların göbeğine konacak.
Ve zengin züppeler bu karışımı hiçbir şey kullanmadan, yalayarak
yiyecekler…
Böylesine “sapık”, böylesine “adi” ve böylesine “iğrenç” bir olay, Hürriyet gibi bir halk gazetesinde manşet yapılır mı?
Yapılmış.

“Çankayalı zengin gençler, genç kızların göbeğinde kahvaltı yapıyorlar”
İyi ki “göbekte omlet” partisi yapmamışlar !!!

Eşim “ Çocuklarımız iyi ki sabah kahvaltısında gazetelere göz atmadan okula gidiyorlar” diyerek koşup ilaveyi çöpe attı.

Aradan günler geçti. Hürriyet’in başyazarının Istanbul’da bir yemeğine davetliyim. Mesleğinin galiba 40. yılında çok sevdiği 40 gazeteciyi bu yemeğe davet etmiş.
Ben de yemek öncesi restoranın bir köşesinde eski Hürriyet’ci bir dostumla sohbet ediyorum. Antrede elimizdeki rakı bardağından bir fırt çektikten sonra karşımda Ertuğrul Özkök’ü görmez miyim.
Tabii öpüştük. Tesadüfe bakın ki, arkasında Ankara Temsilcisi Fatih Çekirge.
“Ne haber” filanla hal hatır sormaya başladığımızda, ben hemen atılarak “ Yahu hazır ikinizi yan yana bulmuşken bir şikayetimi anlatayım”deyip Özkök’e bu haberi satırı satırına anlattım.
Ve Ekledim:
“Bakın, benim biri l5, diğeri 20 yaşında eğitim gören kızım var. Bunlar doğdukları günden bu yana Hürriyet Gazetesi’ni okurlar, çünkü babaları bu çatı altında çalışıyor. Bu haberin nasıl yayınlandığını bilemem. Ama empati yapmanızı bekliyorum. Sizler, kız babaları olarak böyle bir haberi kızının okumasını ister miydin?”
Bu konuşmamın ardından Özkök Fatih’e döndü ve “ Haber doğru mu Fatih ?” diye sordu.
Fatih “Evet doğru, yayınlandı. Ama haber yanı ağır basıyordu” diye yanıt verince ben “ Pesss” dedim.
Ama Özkök benim kadar sesli bir tepki vermedi.
Sadece meslektaşının, sorumluluk verdiği Ankara Temsilcisi Çekirge’nin gözlerinin içine baktı..

Ben bu haberin kim tarafından, neden kaleme alındığını sonradan öğrendim. Haber tamamen işletmeye dayalı ve bir gece alkollü vaziyette yapılan sarhoş geyiği sonra arkadaşımıza anlatılan hayali bir senaryodan kaynaklanmış. Yani işletilmiş saf arkadaşımız. Gerçeklerle alakası olmayan “ asparagas” haberi de, ofise sabah gelir gelmez yazmış.
Yazmış ama tek sorumlu o değil ki?
Bu haberi okuyup, yayınlanmasına izin veren de sorumlu…
Akla yatkın olup olmaması bir yana, böyle bir haberin hangi amaçla yayınlandığı da belli değil.
Üstelik bu haber filan değil.
Masa başı “asparagas” rezaleti bu.
Üstelik bu rezalete imza atan kişiler ne yazık ki aynı çatı altında hala çalışıyor.
Hürriyet İnternet portalının en tepesindeki Fatih Çekirge de, o haberi kaleme alan magazinci Erdal İpekeşen de…
Ne hazin değil mi?

Bunu niye anlattım.
Türk basını, en az satanı, en güçlüsü, en etkilisi, en çok okunanı dahil; bırakın çocukların, kızların, kadınların korunmasını, onları nerdeyse hırsızlığa, cinayete, çeteciliğe, darbeseverliğe özendiren, teşvik eden haberler yapıyorsa şaşmamak lazım.
İş rayından çıkmış.
Etik askıya alınmış.
Üstelik tuz çürümüş…
Neyi tuzlayacaksınız ki?

1627930cookie-checkPazar yazıları…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.